Kütüb-i Sitte Hadis-i Şerif ( 5921-5930 )

5921 - Halid Ibnu Ma'dan anlatiyor: "Muaviye Ibnu Ebi Sufyan radiyallahu anhuma'ya (hilafeti esnasinda) Mikdam Ibnu Ma'dikerb, Amr Ibnu'I-Esved ve Kinnesrin ahalisinden Beni Esedli bir adam bir heyet halinde geldiler.
Hz. Muaviye, Mikdam'a: "Hasan Ibnu Ali radiyallahu anhuma'nin vefat ettigini biliyor musun?" dedi. Haberi isiten Mikdam "Inna lillah ve inna ileyhi raciun!" diyerek (uzuntusunu ifade) etti). Ona falan (Muaviye):
"Bunu bir musibet mi addediyorsun?" dedi. Mikdam:
"Niye musibet addetmiyeyim? Resulullah aleyhissalatu vesselam onu kucagina almis, "Bu bendendir. Huseyin ise Ali radiyallahu anhuma'dandir!" buyurmustu dedi. Beni Esed'den olan adam da (Hz. Muaviye'ye yaranmak icin, Hz. Hasan'in olumunu bir fitnenin sonmesine tesbihen):
"Allah bir atesi sondurdu!" diye soze karisti. Mikdam:
"Bugun ben, seni kizdirmaya ve hoslanmadigin seyleri sana duyurmaya devam edecegim!" dedi. Sonra soyle seslendi: "Ey Muaviye! Eger dogru soylersem beni tasdik et, yalan soylersem beni tekzib et!" Hz. Muaviye radiyallahu anh: "Pekala oyle yapacagim" dedi. Mikdam:
"Allah askina soyle! Resulullah aleyhissalatu vesselam'in altin takinmayi sakladigini isittin mi?" dedi. Hz. Muaviye: "Evet!" dedi. Mikdam:
"Allah askina soyle! Resulullah'in ipek giymeyi yasakladigini biliyor musun?" diye sordu. Hz. Muaviye: "Evet biliyorum!" dedi. Mikdam tekrar sordu:
"Allah askina soyle! Resulullah aleyhissalatu vesselam'in vahsi hayvan derisini giymeyi, uzerlerine binmeyi yasakladigini biliyor musun?"Muaviye yine:
"Evet biliyorum!" diye cevapladi. Hz. Muaviye'nin bu sozu uzerine Mikdam dedi ki:
"Allah'a kasem olsun ey Muaviye, butun bunlari ben senin evinde gordum.
Hz. Muaviye su cevabi verdi: "Ey Mikdam, anladim ki senin elinden bana kurtulus yok (soylediklerin hep dogru)!"
Halid (Ibnu Velid) der ki: "Hz. Muaviye, Mikdam radiyallahu anhuma ya diger iki arkadasina (Amr Ibnu'I-Esved ve Esedli adam) nazaran daha cok ihsan ve atada bulunulmasini emretti. Ayrica (Mikdam'in) ogluna (beytu'I- mal'den) ikiyuz (dirhem) tahsisatta bulundu. Mikdam ise (Hz. Muaviye'nin verdigi) ihsanlari arkadaslarina dagitti. Esedli ise aldiklarindan kimseye birsey vermedi.
Bu durum Hz. Muaviye'ye ulasinca.. "Mikdam kerem sahibi comert birisidir. Elini acmistir. Esedli adam ise malik oldugu seyi iyi tutan birisidir" dedi."
Ebu Davud, Libas 43, (4131 ); Nesai, Fere've'l-Atire 12, (7, 176).

5922 - Abdullah Ibnu Amr el-Huzai, babasi radiyallahu anh'tan naklediyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam, Fetih'ten sonra beni cagirdi ve benimle, Mekke'ye Ebu Sufyan'a, Kureysliler arasinda dagitmasi icin, biraz mal gondermek istedi. Bana: "Kendine bir arkadas ara!" buyurdu. Derken bana Amr Ibnu Umeyye ed-Damri geldi ve: "Duydum ki, sen Mekke'ye gidecekmissin ve yanina bir arkadas ariyormussun!" dedi.
"Evet!" dedim.
"Ben sana arkadasim!" dedi. Ben hemen Resulullah aleyhissalatu vesselam'a gelip:
"Kendime bir arkadas buldum!" dedim.
"Kim?" buyurdular.
"Amr Ibnu Umeyye'dir!" dedim.
"O, kavminin yoresine gelince ona karsi muteyakkiz ol! Cunku evvel adam soyle demis: "Bekri arkadasina guvenme!" buyurdular! Derken yola ciktik, Ebva'ya kadar geldik. Amr: "Benim, kavmimle bir isim var. Beni burada biraz beklemeni arzu ediyorum!" dedi. Ben de: "Isin rast gelsin!" dedim. Ayrilinca, Resulullah aleyhissalatu vesselam'in sozunu hatirlayip devemi hizlandirdim, (Ebva'dan) cikip deveyi hizli yurumeye zorladim. Ezafir'e gelince, Amr'in bir grup adamla karsimdan geldigini gordum. Devemi daha da hizlandirdim ve onu gectim. Kendine hedef olmaktan kurtuldugumu anlamisti, yanindakiler geri dondu. Amr (tek basina) bana yetisti ve:
"Kavmimle bir isim vardi! (Isimi gorup bitirdim)" dedi. Ben de:
"Pekala!" dedim. Yolumuza devam edip Mekke'ye geldik. Ben emanet mali Ebu Sufyan radiyallahu anh'ateslim ettim."
Ebu Davud, Edeb 34, (4861).(Hadisin senedi zayiftir).

5923 - Hemmam Ibnu Munebbih anlatiyor: "Ebu Hureyre radiyallahu anh bize pekcok hadis soylemisti. (Bir defasinda) soyle dedi: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Sizden one yasayanlardan bir adam, bir kimseden bir akar satin aldi. Bu akari satin alan kimse, orada, icinde altin bulunan bir kup buldu. Satana gelip: "Altinini al! Ben senden akari satin aldim, altini satin almadim!" dedi. Satan da: "Ben sana araziyi icinde bulunan herseyiyle birlikte sattim!" dedi. (Anlasamayinca) bir adami hakem tayin ettiler. Adam (onlari dinledikten sonra): "Sizin cocuklariniz var mi?" dedi. Onlardan biri: "0glum var", digeri de "kizim var!" dedi. Hakem:
"Oglanla kizi evlendirin! Bu paradan ikisi icin harcayin ve tasaddukta bulunun" dedi."
Buhari, Enbiya 50; Muslim, Akdiye 21, (1721).

5924 - Ibnu Omer radiyallahu anhuma anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Insanlari, icinde binmeye mahsus tek hayvan olmayan yuz develik bir suru gibi, bulursun."
Buhari, Rikak 35; Muslim, Fedailu's-Sahabe 232, (2547); Tirmizi, Emsal 7, (2876).

5925 - Hz. Cabir radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Murar yoluna kim cikacak? Gercekten ondan, gunah olarak, Beni Israil'den affedilen kadar gunah affedilecek!"
Oraya ilk cikan Beni Hazrec'ten bizim suvarimiz oldu. Sonra herkes pespese oraya geldi. Aleyhissalatu vesselam:
"Kizil devenin sahibi (olan bedevi haric hepiniz magfirete erdiniz!" buyurdular. Biz adamin yanina gelip: "Gel! Sana da Resulullah istigfarda bulunuversin!" dedik. O ise bir yitigini ariyordu.
"Yitigimi bulmam, benim icin, arkadasinizin istigfarindan hayirlidir!" dedi."
Muslim, Munafik 12, (2880).

5926 - Ibnu Mes'ud radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Islam'in degirmeni otuzbes veya otuzalti veya otuzyedi (yil) doner. Eger, (dini terkederek kendilerini) helak ederlerse, daha once helak olanlarin yolunu tutmus oturlar. Dinleri ayakta kalirsa, onlar icin yetmis yil ayakta kalir!"
Ben dedim ki: "(Bu yetmis yillik muddet) zikri gecen (otuzbes yillik muddet)ten sonra mi baslayacak, yoksa gecen kisim buna dahil mi?"
"Mezkur muddet buna dahildir!" buyurdular. "
Ebu Davud, Fiten 1, (4254).

5927 - Sad Ibnu Ebi Vakkas radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Umid ederim ki Allah, ummetimi Rabbinin nezdinde yarim gun tehirden aciz kilmayacaktir."
Sa'd'a: "Yarim gun ne kadardir?" diye sorulmustu: "Besuz yil" diye cevap verdi."
Ebu Davud, Melahim 18, (4350).

5928 - Isa Ibnu Vakid radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Yuzseksen (hicri) yili gelmis olsaydi, ummetime bekarlik ve daglarin baslarinda ruhbanligi helal kilardim."
Rezin tahric etmistir.

5929 - Ummu Seleme radiyallahu anha anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam fareye fuveysika der ve sunu ilave ederdi:
"Ben bunu meshe ugramislardan biliyorum. Cunku o, kendisine (icmesi icin) deve sutu konulsa onu icmez. Ama koyun sutu verilse onu icer."
Rezin tahric etmistir. Buhari'de kaydedilmistir (Bed'u'l-Halk 15; Muslim, Zuhd 62, (2997).

5930 - Ibnu Mes'ud radiyallahu anh anlatiyor: "Ey Allah'in Resulu! Maymun ve domuzlar Allah Teala'nin mesh ettigi insanlardan mi?" diye sorulmustu. Su cevabi verdi: "Allah Teala hazretleri bir kavmi helak etti mi ona nesil (devam) vermez. Maymun ve domuzlar daha once de vardi."

Muslim, Kader 33, (2663).



Kütüb-i Sitte, İslam dininin en önemli iki kaynağından biri niteliğindeki sünnet malzemesini meydana getiren ve en sahih (güvenilir) hadislerden oluşan altı hadis kitabına verilen genel isimdir. Söz konusu bu altı kitap Kur’ân-ı Kerim’den sonra en sahih kitaplar olarak kabul edilen Buharî ile Müslim’in Câmiu’s-Sahîh adlı eserleri ile Ebû Davud, Tirmizî, Nesai ve İbn Mace’nin sünen türündeki eserlerinden ibarettir.Kütüb-i Sitte, Arapça “kitaplar” manasına gelen “kütüb” kelimesiyle “altı” manasına gelen “sitte” kelimesinden meydana gelmiş bir tabir olup, “altı kitap” anlamındadır.
.

----

Kütüb-i Sitte Hadis-i Şerif ( 5921-5930 ) - Kuran Hatim sayfasını izlemektesiniz.



Kur’an’ı Kerim

Allah tarafından gönderilen ilahi kitapların sonuncusu olan Kur’an’ı Kerim, son peygamber Hz. Muhammed’e (s.a.v.) indirilmiştir. Sözlükte toplamak, okumak, bir araya getirmek anlamına gelen Kur’an, terim olarak şöyle tarif edilir:

“Hz. Peygamber’e indirilen, mushaflarda yazılı olup, peygamberimizden bize kadar tevatür yoluyla nakledilmiş olan; okunmasıyla ibadet edilen ve insanlığın benzerini getirmekten aciz kaldığı “ilahi kelâm”dır.

İlahi Kitapların Özelliği


İlahi kitapların en büyük özelliği ve değeri şüphesiz onların Allah’ın sözlerinden ibaret olmalarıdır. Ancak bugün bu özellik sadece Kur’ân-ı Kerîm’e mahsustur. Zira diğer ilâhî kitaplar peygamberlerinden sonra insanlarca tahrifat ile karşı karşıya kalmış ve sonunda bir insanın kaleme aldığı kitaplar haline gelmişlerdir. Zâten Kur’ân-ı Kerîm’in gönderilmesinin bir sebebi de budur. Son vahyedilen ilahi kelam olan Kur’ân-ı Kerîm, kendisinden önce gönderilen ilâhî kitapların bilgi ve hikmetlerini de içeren en mükemmel ilahi kitaptır. Kur’an Son ilahi kitap olması itibarıyla da bizzat Allah’ın muhafazası altındadır. O, hiç değişmeden kıyamete kadar insanlığa kurtuluş ve huzur reçetesi olmaya devam edecektir.

KUR’AN’IN NÜZÛLÜ (İNDİRİLMESİ)


Kur’an-ı Kerim, Yüce Allah’tan Hz.Peygamber’e Cebrail aracılığıyla, vahiy yoluyla indirilmiştir. Kolayca ezberlenmesi, kısa zamanda insanlara ulaşması, manasının kolaylıkla anlaşılması, inançların ve hükümlerin müminlerin kalbinde yavaş yavaş kuvvetlenip kökleşmesi için Kur’an bir defada toptan indirilmemiş, yaklaşık yirmi üç senede, peyderpey indirilmiştir.

KURAN-I KERİM NASIL OKUNMALI? KURAN-I KERİM EN GÜZEL NASIL OKUNUR?

Kuran okurken dikkat edilmesi gerekenler

Kuran-ı Kerim'i doğru bir şekilde okumak için harflerin üzerilerindeki uzatmalarına ve mahreç yerlerine dikkat etmek oldukça önemlidir. Harflerin okunuşunu değiştiren medler yani uzatmalar kişinin Kuran-ı Kerim'i nağmeli okumasını sağlamaz. Nağmeli bir şekilde okumak demek, kişinin Kuran-ı Kerim'i okurken oluşturduğu güzel sesiyle dinleyicilerin gönlüne hitap etmesidir.

Nağmeli okunan bir ayet ise insanlara karşı Kuran-ı Kerimin daha fazla okunup, daha fazla dinlenmesini teşvik eder.