Kütüb-i Sitte Hadis-i Şerif ( 5821-5830 )

5821 - Ibnu Amr Ibni'l-As radiyallahu anhuma anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Iki haslet vardir, bunlar kimde bulunursa Allah onu sukredici ve sabrediciler arasina kaydeder:
- Diyanette kendinden ustun olana bakip, ona uymak.
- Dunyalikta kendinden asagi olana bakip, Allah'in kendine vermis oldugu ustunluge hamdetmek.
Iste boyle olan kimseyi Allah sukredici ve sabredici olarak yazar.
Kim de diyanette kendinden asagi olana bakar, dunyalikta da kendinden ustun olana bakar ve elde edemedigine uzulurse Allah onu sukredici ve sabredici olarak yazmaz."
Tirmizi, Kiyamet 59, (2514).

5822 - Ukbe Ibnu Amir radiyallahu anh anlatiyor: "Bir gun): "Ey Allah'in Resulu! Kurtulusumuz nasil olacak?" diye sormustum, soyle cevap verdiler: "Dilini tut, evini genislet, gunahlarina da agla!"
Tirmizi, Zuhd 61, (2408).

5823 - Imam Malik anlatiyor: "Bana ulastigina gore, Lokman Hekim'e: "Sende gordugumuz bu (meziyetin mahiyeti) nedir? diye sormuslardi. (Bununla onun faziletlerini kastetmislerdi). Su cevabi verdi:
"Dogru sozluluk, emaneti yerine getirmek, beni ilgilendirmeyen seyi terketmek."
Bir rivayette su ziyade gelmistir: "Vaadime vefakarlik etmek."
Muvatta, Kelam 17, (2, 990).

5824 - Ibnu Mes'ud radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Kendisi atese haram edilen ve kendisine de atesin haram kilindigi kimseyi size haber vermeyeyim mi? Ates, (halka) her yakin olana, yumusak huylu ve insanlara kolaylik gosterene haram kilinmistir."
Tirmizi, Kiyamet 46, (2490).

5825 - Hz. Sevban radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Kim su uc seyden beri olarak olurse cennete girer:- Kibir, - Gulul, - Borc."
Tirmizi, Siyer 21, (1572, 1573).

5826 - Hudri radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Halim olan zelle sahibidir, hakim olan tecrube sahibidir."
Tirmizi, Birr 86, (2034).

5827 - Hz. Huzeyfe radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Sakin sizden kimse kararsiz olup da: "Ben insanlarla beraberim, eger insanlar iyilik yaparsa ben de iyilik yaparim, kotuluk yaparsa ben de kotuluk yaparim" demesin. Aksine, nefsinizi sabit tutun, halk iyilik yaptimi siz de iyilik yapin, kotuluk yaparsa zulme yer vermeyin."
Tirmizi, Birr 63, (2008).

5828 - Huzeyfe radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Bir mu'minin nefsini alcaltip zelil kilmasi muvafik degildir."
Orada bulunanlar: "Kisi nefsini nasil zelil kilare?" dediler.
"Takat getiremeyecegi belaya karsi kendini ileri surer!" buyurdular."
Tirmizi, Fiten 67, (2255).

5829 - Hz. Muaviye radiyallahu anh'in anlattigina gore, Hz. Aise radiyallahu anha'ya: "Bana bir mektupla vasiyetini yaz, fakat cok sey yazma!" diye bir mektup yolladi. Hz. Aise de cevaben soyle yazdi:
"Selam uzerine olsun! Emma ba'd: Ben Resulullah aleyhissalatu vesselam'in: "Kim halkin ofkesini dinlemeden Allah'in rizasini ararsa insanlarin sikintisina karsi Allah kifayet eder. Kim de Allah'in ofkesini dinlemeden halkin rizasini ararsa, Allah onu insanlara havale eder" dedigini isittim; selam uzerine olsun!"
Tirmizi, Zuhd 65, (2416).

5830 - Ebu Hureyre radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Mu'min saftir, kerimdir. Facir, hilekardir, leimdir (alcaktir)."

Ebu Davud, Edeb 6, (4790); Tirmizi, Birr 41, (1965).



Kütüb-i Sitte, İslam dininin en önemli iki kaynağından biri niteliğindeki sünnet malzemesini meydana getiren ve en sahih (güvenilir) hadislerden oluşan altı hadis kitabına verilen genel isimdir. Söz konusu bu altı kitap Kur’ân-ı Kerim’den sonra en sahih kitaplar olarak kabul edilen Buharî ile Müslim’in Câmiu’s-Sahîh adlı eserleri ile Ebû Davud, Tirmizî, Nesai ve İbn Mace’nin sünen türündeki eserlerinden ibarettir.Kütüb-i Sitte, Arapça “kitaplar” manasına gelen “kütüb” kelimesiyle “altı” manasına gelen “sitte” kelimesinden meydana gelmiş bir tabir olup, “altı kitap” anlamındadır.
.

----

Kütüb-i Sitte Hadis-i Şerif ( 5821-5830 ) - Kuran Hatim sayfasını izlemektesiniz.



Kur’an’ı Kerim

Allah tarafından gönderilen ilahi kitapların sonuncusu olan Kur’an’ı Kerim, son peygamber Hz. Muhammed’e (s.a.v.) indirilmiştir. Sözlükte toplamak, okumak, bir araya getirmek anlamına gelen Kur’an, terim olarak şöyle tarif edilir:

“Hz. Peygamber’e indirilen, mushaflarda yazılı olup, peygamberimizden bize kadar tevatür yoluyla nakledilmiş olan; okunmasıyla ibadet edilen ve insanlığın benzerini getirmekten aciz kaldığı “ilahi kelâm”dır.

İlahi Kitapların Özelliği


İlahi kitapların en büyük özelliği ve değeri şüphesiz onların Allah’ın sözlerinden ibaret olmalarıdır. Ancak bugün bu özellik sadece Kur’ân-ı Kerîm’e mahsustur. Zira diğer ilâhî kitaplar peygamberlerinden sonra insanlarca tahrifat ile karşı karşıya kalmış ve sonunda bir insanın kaleme aldığı kitaplar haline gelmişlerdir. Zâten Kur’ân-ı Kerîm’in gönderilmesinin bir sebebi de budur. Son vahyedilen ilahi kelam olan Kur’ân-ı Kerîm, kendisinden önce gönderilen ilâhî kitapların bilgi ve hikmetlerini de içeren en mükemmel ilahi kitaptır. Kur’an Son ilahi kitap olması itibarıyla da bizzat Allah’ın muhafazası altındadır. O, hiç değişmeden kıyamete kadar insanlığa kurtuluş ve huzur reçetesi olmaya devam edecektir.

KUR’AN’IN NÜZÛLÜ (İNDİRİLMESİ)


Kur’an-ı Kerim, Yüce Allah’tan Hz.Peygamber’e Cebrail aracılığıyla, vahiy yoluyla indirilmiştir. Kolayca ezberlenmesi, kısa zamanda insanlara ulaşması, manasının kolaylıkla anlaşılması, inançların ve hükümlerin müminlerin kalbinde yavaş yavaş kuvvetlenip kökleşmesi için Kur’an bir defada toptan indirilmemiş, yaklaşık yirmi üç senede, peyderpey indirilmiştir.

KURAN-I KERİM NASIL OKUNMALI? KURAN-I KERİM EN GÜZEL NASIL OKUNUR?

Kuran okurken dikkat edilmesi gerekenler

Kuran-ı Kerim'i doğru bir şekilde okumak için harflerin üzerilerindeki uzatmalarına ve mahreç yerlerine dikkat etmek oldukça önemlidir. Harflerin okunuşunu değiştiren medler yani uzatmalar kişinin Kuran-ı Kerim'i nağmeli okumasını sağlamaz. Nağmeli bir şekilde okumak demek, kişinin Kuran-ı Kerim'i okurken oluşturduğu güzel sesiyle dinleyicilerin gönlüne hitap etmesidir.

Nağmeli okunan bir ayet ise insanlara karşı Kuran-ı Kerimin daha fazla okunup, daha fazla dinlenmesini teşvik eder.