Kütüb-i Sitte Hadis-i Şerif ( 5651-5660 )

5651 - Kabisa Ibnu Zaeyb anlatiyor: "Hz. Osman radiyallahu anh 'a bir adam: "Kole olan iki kizkardes, bir kisinin nikahi altinda birlestirilebilir mi ?" diye sordu.
Hz. Osman: "Onlarin bu sekilde nikahlanmasini bir ayet helal, bir ayet de haram kildi. Ben ise, boyle bir seyi yapmayi sevmem!" dedi. Adam Hz. Osman'in yanindan cikti. Resulullah aleyhissalatu vesselam'in ashabindan bir kimseye rastladi. Bu meseleyi ona da sordu. O da:
"Bana gelince, yetki benim elimde olsa, bunu yapan birini buldugum taktirde ona mutlaka ibretamiz bir ceza veririm!" dedi.
Ibnu, Sihab rahimehullah: "Bu cevabi veren zatin Ali Ibnu Ebi Talib radiyallahu anh oldugunu zannediyorum" dedi. Imam Malik: "Boyle bir sozu Zubeyr radiyallahu anh'in soyledigi bana ulasti" demistir."
Muvatta, Nikah 34, (6, 538-539).

5652 - Hz. Aise radiyallahu anha anlatiyor: "Bir adam hanimini uc talakla bosadi. Kadinla bir baska adam evlendi, ancak bu adam da kadini temasdan once bosadi. (Kadin tekrar onceki kocasina donmek istemisti.) Resulullah aleyhisalatu vesselam'a bu hususta soruldu:
"Hayir! Ikincisi kadinin balcigindan tatmadikca onceki tadamaz!" buyurdular."
Buhari, Libas 6, Sehadat 3, Talak 4, 7, 37, Edeb 68; Muslim, Nikah 115, (1433); Muvatta. Nikah 18, (2, 531); Ebu Davud, Talak 49, (2309);Tirmizi, Nikah 26, (1118); Nesai, Talak 9, 10, (6, 146, 147).

5653 - Zubeyr Ibnu Abdirrahman Ibnu'z-Zubeyr el-Kurazi anlatiyor: "Rifa'a Ibnu Simval, Resulullah aleyhissalatu vesselam zamaninda, hanimini uc talakla bosadi. Ondan sonra kadin Abdurrahman Ibnu'z-Zubeyr'le evdendi. Abdurrahman, kadina temasa muktedir olmadigi icin, ondan yuz cevirdi ve ayrildilar. Kadini bosamis olan eski kocasi Rifa'a kadinla yeniden nikahlanmak istedi. Arzusunu Resulullah'a acti. Aleyhissalatu vesselam Rifa'a'ya onunla evlenmesini yasakladi ve "Kadin balcigi tadincaya kadar, sana helal olmaz" buyurdu."
Muvatta, Nikah 17, (2, 531).

5654 - Zeyd Ibnu Sabit radiyallahu anh'in anlattigina gore, "kendisi bir cariyeyi uc kere bosayip sonra satin alan bir adam hakkinda "Bu cariye, bir baska kocaya varmadikca ona helal olmaz" diyordu."
Muvatta, Nikah 30, (2, 537).

5655 - Ibnu Muhammed Ibni Iyas anlatiyor: "Ibnu Abbas, Ebu Hureyre ve Ibnu'l-As radiyallahu anhum'den kocasi tarafindan duhulden (temastan) once uc talakla bosanan bakire kiz (bu ilk kocasi ile yeniden nikah yapmak istese nasil olur? diye) soruldu. Hepsi de:
"Bir baska zevce ile evlenmedikce eskisine helal olmaz!" dediler."
Muvatta, Talak 37, (2, 570).

5656 - Hz. Ali, Hz. Cabir ve Hz. Ibnu Mes'ud radiyallahu anhum, Resulullah aleyhissalatu vesselam'in "hulle yapana da hulle yaptirana da lanet ettigini" anlattilar."
Tirmizi, Nikah 27, (1119,1120); Ebu Davud, Nikah 16, (2076, 2077); Nesai, Talak 13, (6,149).

5657 - Misver Ibnu Mahreme radiyallahu anhum anlatiyor: "Hz. Ali radiyallahu anh nikahi altinda Fatma radiyallahu anholdugu halde Ebu Cehl'in kizina talib oldu. Bunu isiten Hz. Fatima, Resulullah aleyhissalatu vesselam'a gelerek:
"Kavmin, kizlari icin senin hic gadablanmayacagini zannediyor. Iste Ali, Ebu Cehl'in kiziyla evlenecek!" dedi. Bunun uzerine Aleyhissalatu vesselam kalkti (minbere cikti) sehadet getirdi ve su hitabede bulundu:
"Emma ba'd! Ben Ebu'l-As Ibnu'r-Rebi'e (kizimi) nikahladim. Bana konustu ve dogruyu soyledi (vaadetti ve vaadini tuttu.Surasi muhakkak ki ben helal olani haram kilmiyorum, harami da helal kilmiyorum). Fatima benden bir parcadir. Onu uzen beni de uzer. Allah'a yemin olsun Resulullah aleyhissalatu vesselam'in kizi Allah dusmaninin kiziyla ebediyyen biraraya gelmeyecektir!"
Ravi der ki: "Ali istemekten vazgecti."

5658 - Bir diger rivayette soyle gelmistir: "Resulullah aleyhissalatu vesselam'in minberde soyle soyledigini isittim:
"Beni Hisam Ibnu'l-Musre ailesi, kizlarini Ati Ibnu Ebi Talib'le eslendirmek icin benden izin istiyor. Ben izin vermedim, vermiyorum ve vermeyecegim! Ancak, Ebu Talib'in oglu kizimi bosayip, kizlarini almak isterse o baska! Sunu iyi bilin, Fatima benden bir parcadir. Onu uzen beni de uzer. Ona eziyet olan bana da eziyet olur."
Buhari, Fezailu'l-Ashab 16, 12, 29, Cum'a 29, Humus 5, Nikah 109, Talak 13; Muslim, Fezailu's-Sahabe 96, (2449); Ebu Davud, Nikah 13, (2071); Tirmizi, Menakib, (3866).

5659 - Ibnu sihab anlatiyor: Abdullah Ibnu Amir, Hz. Osman radiyallahu anh'a bir cariye hediye etti. Bu cariyeyi Basra'da satin almisti ve onun kocasi da vardi. Osman: "Ben ona yaklasmam, onun kocasi var!" dedi. Bunun uzerine Ibnu Amir, kocasini razi etti ve cariyeden ayirdi."
Muvatta, Buyu' 7, (2, 617).

5660 - Imam Malik'e ulastigina gore, "Ibnu Abbas ve Ibnu Omer radiyallahu anhum'e, nikahi altinda hur bir kadin oldugu halde bunun uzerine bir cariye nikahlamak isteyen bir adam hakkinda soruldu. Bunlar, adamin ikisini cemetmesini mekruh addettiler."

Muvatta, Nikah 31, (2, 536).



Kütüb-i Sitte, İslam dininin en önemli iki kaynağından biri niteliğindeki sünnet malzemesini meydana getiren ve en sahih (güvenilir) hadislerden oluşan altı hadis kitabına verilen genel isimdir. Söz konusu bu altı kitap Kur’ân-ı Kerim’den sonra en sahih kitaplar olarak kabul edilen Buharî ile Müslim’in Câmiu’s-Sahîh adlı eserleri ile Ebû Davud, Tirmizî, Nesai ve İbn Mace’nin sünen türündeki eserlerinden ibarettir.Kütüb-i Sitte, Arapça “kitaplar” manasına gelen “kütüb” kelimesiyle “altı” manasına gelen “sitte” kelimesinden meydana gelmiş bir tabir olup, “altı kitap” anlamındadır.
.

----

Kütüb-i Sitte Hadis-i Şerif ( 5651-5660 ) - Kuran Hatim sayfasını izlemektesiniz.



Kur’an’ı Kerim

Allah tarafından gönderilen ilahi kitapların sonuncusu olan Kur’an’ı Kerim, son peygamber Hz. Muhammed’e (s.a.v.) indirilmiştir. Sözlükte toplamak, okumak, bir araya getirmek anlamına gelen Kur’an, terim olarak şöyle tarif edilir:

“Hz. Peygamber’e indirilen, mushaflarda yazılı olup, peygamberimizden bize kadar tevatür yoluyla nakledilmiş olan; okunmasıyla ibadet edilen ve insanlığın benzerini getirmekten aciz kaldığı “ilahi kelâm”dır.

İlahi Kitapların Özelliği


İlahi kitapların en büyük özelliği ve değeri şüphesiz onların Allah’ın sözlerinden ibaret olmalarıdır. Ancak bugün bu özellik sadece Kur’ân-ı Kerîm’e mahsustur. Zira diğer ilâhî kitaplar peygamberlerinden sonra insanlarca tahrifat ile karşı karşıya kalmış ve sonunda bir insanın kaleme aldığı kitaplar haline gelmişlerdir. Zâten Kur’ân-ı Kerîm’in gönderilmesinin bir sebebi de budur. Son vahyedilen ilahi kelam olan Kur’ân-ı Kerîm, kendisinden önce gönderilen ilâhî kitapların bilgi ve hikmetlerini de içeren en mükemmel ilahi kitaptır. Kur’an Son ilahi kitap olması itibarıyla da bizzat Allah’ın muhafazası altındadır. O, hiç değişmeden kıyamete kadar insanlığa kurtuluş ve huzur reçetesi olmaya devam edecektir.

KUR’AN’IN NÜZÛLÜ (İNDİRİLMESİ)


Kur’an-ı Kerim, Yüce Allah’tan Hz.Peygamber’e Cebrail aracılığıyla, vahiy yoluyla indirilmiştir. Kolayca ezberlenmesi, kısa zamanda insanlara ulaşması, manasının kolaylıkla anlaşılması, inançların ve hükümlerin müminlerin kalbinde yavaş yavaş kuvvetlenip kökleşmesi için Kur’an bir defada toptan indirilmemiş, yaklaşık yirmi üç senede, peyderpey indirilmiştir.

KURAN-I KERİM NASIL OKUNMALI? KURAN-I KERİM EN GÜZEL NASIL OKUNUR?

Kuran okurken dikkat edilmesi gerekenler

Kuran-ı Kerim'i doğru bir şekilde okumak için harflerin üzerilerindeki uzatmalarına ve mahreç yerlerine dikkat etmek oldukça önemlidir. Harflerin okunuşunu değiştiren medler yani uzatmalar kişinin Kuran-ı Kerim'i nağmeli okumasını sağlamaz. Nağmeli bir şekilde okumak demek, kişinin Kuran-ı Kerim'i okurken oluşturduğu güzel sesiyle dinleyicilerin gönlüne hitap etmesidir.

Nağmeli okunan bir ayet ise insanlara karşı Kuran-ı Kerimin daha fazla okunup, daha fazla dinlenmesini teşvik eder.