- Mukabele - Cüz
- Kuran Süreleri
- Kuran Meali
- Kuran Dersleri
- Kuran Öğreniyorum - Diyanet
- Ders 01 - Diyanet
- Ders 02 - Diyanet
- Ders 03 - Diyanet
- Ders 04 - Diyanet
- Ders 05 - Diyanet
- Ders 06 - Diyanet
- Ders 07 - Diyanet
- Ders 08 - Diyanet
- Ders 09 - Diyanet
- Ders 10 - Diyanet
- Ders 11 - Diyanet
- Ders 12 - Diyanet
- Ders 13 - Diyanet
- Ders 14 - Diyanet
- Ders 15 - Diyanet
- Ders 16 - Diyanet
- Ders 17 - Diyanet
- Ders 18 - Diyanet
- Ders 19 - Diyanet
- Ders 20 - Diyanet
- Ders 21 - Diyanet
- Ders 22 - Diyanet
- Ders 23 - Diyanet
- Ders 24 - Diyanet
- Ders 25 - Diyanet
- Ders 26 - Diyanet
- Ders 27 - Diyanet
- Ders 28 - Diyanet
- Ders 29 - Diyanet
- Ders 30 - Diyanet
- Tecvidli Kuran Dersleri
- 00 - Giriş
- 01 - Harfler
- 02 - Harflerin Çıkış Yerleri
- 03 - Harekeler
- 04 - Harflerin Yazılışları
- 05 - Bitişmeyen Harfler
- 06 - Kalın ve İnce Harfler
- 07 - Peltek Harfler
- 08 - Cezm
- 09 - Şedde
- 10 - Tenvin
- 10.1 - Tevcid Kuralları
- 11 - Med Harfleri
- 12 - Elifin Yerini Tutan Vav ve Ya
- 13 - Çeker
- 14 - Meddi Tabii ve Meddi Feri
- 15 - Meddi Muttasıl
- 16 - Meddi Munfasıl
- 17 - Meddi Lazım
- 18 - Meddi Arız
- 19 - Meddi Lin
- 19.1 - Tekvin ve Nunu Sakin
- 20 - İhfa
- 21 - İzhar
- 22 - İklab
- 23 - İdğamı Mael Gunne
- 24 - İdğamı Bila Gunne
- 25 - İdğamı Misleyn
- 26 - Cezimli Mimin Okunuşu
- 27 - İğdamı Mütecaniseyn
- 28 - İğdamı Mütekaribeyn
- 29 - İğdamı Şemsiyye
- 30 - İzharı Kamerriye
- 31 - Kalkale
- 32 - Lafzatullahın Okunuşu
- 33 - Zamirin Okunuşu
- 34 - Ra Harfinin Okunuşu
- 35 - Sekte
- 36 - Hurufu Mukattaa
- 37 - Vakıf ve Durma işaretleri
- 38 - Küçük Nun ile Okuma
- Elmalılı Hamdi Tefsiri
- Submenu 4.4
- Submenu 4.5
- Submenu 4.6
- Kuran Öğreniyorum - Diyanet
- İlmihal
- Submenu 5.1
- Submenu 5.2
- Hadis-i Şerif
- Kütüb-ü Sitte 1-100
- Kütüb-ü Sitte 101-200
- Kütüb-ü Sitte 201-300
- Kütüb-ü Sitte 301-400
- Kütüb-ü Sitte 401-500
- Kütüb-ü Sitte 501-600
- Kütüb-ü Sitte 601-700
- Kütüb-ü Sitte 701-800
- Kütüb-ü Sitte 801-900
- Kütüb-ü Sitte 901-1000
- Kütüb-ü Sitte 1001-1100
- Kütüb-ü Sitte 1101-1200
- Kütüb-ü Sitte 1201-1300
- Kütüb-ü Sitte 1301-1400
- Kütüb-ü Sitte 1401-1500
- Kütüb-ü Sitte 1501-1600
- Kütüb-ü Sitte 1601-1700
- Kütüb-ü Sitte 1701-1800
- Kütüb-ü Sitte 1801-1900
- Kütüb-ü Sitte 1901-2000
- Kütüb-ü Sitte 2001-2100
- Kütüb-ü Sitte 2101-2200
- Kütüb-ü Sitte 2201-2300
- Kütüb-ü Sitte 2301-2400
- Kütüb-ü Sitte 2401-2500
- Kütüb-ü Sitte 2501-2600
- Kütüb-ü Sitte 2601-2700
- Kütüb-ü Sitte 2701-2800
- Kütüb-ü Sitte 2801-2900
- Kütüb-ü Sitte 2901-3000
- Kütüb-ü Sitte 3001-3100
- Kütüb-ü Sitte 3101-3200
- Kütüb-ü Sitte 3201-3300
- Kütüb-ü Sitte 3301-3400
- Kütüb-ü Sitte 3401-3500
- Kütüb-ü Sitte 3501-3600
- Kütüb-ü Sitte 3601-3700
- Kütüb-ü Sitte 3701-3800
- Kütüb-ü Sitte 3801-3900
- Kütüb-ü Sitte 3901-4000
- Kütüb-ü Sitte 4001-4100
- Kütüb-ü Sitte 4101-4200
- Kütüb-ü Sitte 4201-4300
- Kütüb-ü Sitte 4301-4400
- Kütüb-ü Sitte 4401-4500
- Kütüb-ü Sitte 4501-4600
- Kütüb-ü Sitte 4601-4700
- Kütüb-ü Sitte 4701-4800
- Kütüb-ü Sitte 4801-4900
- Kütüb-ü Sitte 4901-5000
- Kütüb-ü Sitte 5001-5100
- Kütüb-ü Sitte 5101-5200
- Kütüb-ü Sitte 5201-5300
- Kütüb-ü Sitte 5301-5400
- Kütüb-ü Sitte 5401-5500
- Kütüb-ü Sitte 5501-5600
- Kütüb-ü Sitte 5601-5700
- Kütüb-ü Sitte 5701-5800
- Kütüb-ü Sitte 5801-5900
- Kütüb-ü Sitte 5901-6000
- Kütüb-ü Sitte 6001-6100
- Kütüb-ü Sitte 6101-6200
- Kütüb-ü Sitte 6201-6300
- Kütüb-ü Sitte 6301-6400
- Kütüb-ü Sitte 6401-6500
- Kütüb-ü Sitte 6501-6600
- Kütüb-ü Sitte 6601-6700
- Kütüb-ü Sitte 6701-6800
- Kütüb-ü Sitte 6801-6900
- Kütüb-ü Sitte 6901-7000
- Kütüb-ü Sitte 7001-7100
- Kütüb-ü Sitte 7101-7200
- Kütüb-ü Sitte 7201-7300
Kütüb-i Sitte Hadis-i Şerif ( 5031-5040 )
5031 - Yahya Ibnu Sa'id rahimehullah
anlatiyor: "Bana ulastigina gore, (Kiyamet gunu), kulun ilk bakilacak
ameli namazdir. Eger namazi kabul edilirse, geri kalan amellerine bakilir. Eger
namazi kabul edilmezse diger amellerinin hicbirine bakilmaz."
Muvatta, Kavru's-Salat 89, (1, 173).
5032 - Ibnu Mes'ud radiyallahu anh anlatiyor:
"Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Kiyamet gunu,
insanlar arasinda hukmedilecek ilk sey kandir."
Buhari, Diyat 1, Rikak 48; Muslim, Kasame 28,
(1678); Tirmizi, Diyat 8, (1396); Nesai, Tahrim 2, (7, 83).
5033 - Ebu Berse radiyallahu anh anlatiyor:
"Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Kiyamet gunu, dort
seyden sual edilmedikce, kulun ayaklari (Rabbinin huzurundan) ayrilamaz:
-Omrunu nerede harcadigindan,
-Ne amelde bulundugundan,
-Malini nerede kazandigindan ve nereye
harcadigindan,
-Vucudunu nerede curuttugunden."
Tirmizi, Kiyamet 1, (2419).
5034 - Ebu Sa'id ve Ebu Hureyre radiyallahu
anhuma anlatiyorlar:
"Resulullah aleyhissalatu vesselam
buyurdular ki: "Kiyamet gunu kul (hesap vermek uzere huzur-u ilahiye)
getirilir. Allah Teala Hazretleri:
"Ben sana kulak, goz, mal ve evlat
vermedim mi? Sana hayvanlari ve ekimi musahhar kilmadim mi? Seni bunlara bas
olmak, onlardan istifade etmek uzere serbest birakmadim mi? Acaba, benimle
bugunku su karsilasmani hic dusundun mu?" diye soracak. Kul da:
"Hayir" diyecek. Allah Teala Hazretleri: "Oyleyse bugun ben de
seni unutacagim, tipki senin (dunyada) beni unuttugun gibi!"
buyuracak."
Tirmizi, Kiyamet 7, (2430).
5035 - Ebu Hureyre radiyallahu anh anlatiyor:
"(Ashab, Resulullah'a): "Ey Allah'in Resulu! Kiyamet gunu Rabbimizi
gorecek miyiz?" diye sordular. Aleyhissalatu vesselam: "Bulutsuz bir
gunde, ogle vaktinde gunesi gorme hususunda bir itisip kakismaniz olur
mu?" diye sordu. Ashab: "Hayir!" deyince:
"Bulutsuz (dolunayli) gecede ayi gormekte
itisip kakismaniz olur mu?" diye tekrar sordu. Ashab yine:
"Hayir!" deyince:
"Nefsim yed-i kudretinde olan Zat-i
Zulcelal'e yemin olsun, Rabbinizi gorme hususunda da hicbir itisip kakismaniz
olmayacak. Tipki gunes ve ayi gormede itisip kakismaniz olmadigi gibi. Boylece
kul, Rabbiyle karsi karsiya gelecek. Rabb Teala:
"Ey filan! ben sana ikram etmedim mi?
Seni efendi yapmadim mi? Sana zevce vermedim mi? Ati, deveyi sana musahhar
(hizmetci) kilmadim mi? Reislik yapmana, ganimet malindan dortte bir almana
musaade etmedim mi?" diye soracak. Kul:
"Evet ey Rabbim!" diyecek. Rab
Teala:
"Benimle karsilasacagini hic dusunmedin
mi?" diyecek. kul bu soruya: "Hayir!" karsiligini verecek. Rab
Teala da:
"Oyleyse simdi de ben seni unutuyorum.
Tipki (dunyada) sen beni unuttugun gibi!" diyecek. Sonra ikinci kul
Allah'in karsisina cikar. Rab Teala ona da ayni seyleri soyler. Sonra ucuncuye
de birinciye soylediklerinin aynisini soyler. Kul: "Evet! Ey Rabbim!"
der. Rab Teala da:
"Benimle karsilasacagini hic aklindan
gecirdin mi?" diye sorar. Kul:
"Ey Rabbim, sana, kitaplarina ve
peygamberlerine inandim. Namaz kildim, oruc tuttum, sadaka verdim!" der ve
elinden geldigince (Hak Teala hakkinda) hayir senada bulunur. Rab Teala:
"Bu hususta lehine sehadet edecek biri
var mi?" diye soracak. Kul:
"Hayir, yok!" diyecek. Rabb Teala:
"Simdi senin aleyhine bir sahit
gonderilecek!" der. Kul kendi kendine: "Benim aleyhime sahidlik
yapacak da kim?" diye icinden dusunur. Kulun agzi muhurlenir. Uyluguna:
"Haydi konus!" denir. Uylugu, eti, kemigi konusup, onun amelini haber
verirler. Bu, onun kendisi icin bir ozur aramamasi icindir. Bu kimse, allah'in
gadabina ugrayan munafiktir."
Muslim, Zuhd 16, (2968).
5036 - Ibnu'l-Museyyib, Ata Ibnu Zeyd
el-Leysi, Ebu Hureyre radiyallahu anh'tan naklen anlatiyorlar: "Insanlar
Resulullah aleyhissalatu vesselam'a: "Ey Allah'in Resulu! Kiyamet gunu
Rabbimizi gorecek miyiz?" diye sordular. O da: "Siz bulutsuz dolunay gecesinde
ayi gormekten supheye duser misiniz?" diye cevap verdi. Onlar:
"Hayir! Ey Allah'in Resulu!" diye
cevap verdiler. Aleyhissalatu vesselam:
"Bulutsuz bir gunde gunesi gormekten
suphe eder misiniz?" diye tekrar sordu. Ashab yine: "Hayir!"
cevabini verdiler. Bunun uzerine:
"Sunu bilin ki, siz Rabbinizi de boyle
goreceksiniz. Kiyamet gunu, insanlar hasrolunurlar. (Rab Teala):
"Kim (Benden baska) bir seye tapiyor
idiyse ona tabi olsun!" buyurur. Onlardan bir kismi gunese, bir kismi aya,
bir kismi da putlara tabi olurlar. Orada, munafiklariyla birlikte bu ummet
kalir. Allah onlara (tanimadiklari bir surette) yaklasir.
"Ben sizin Rabbinizim!"buyurur.
Oradakiler:
"(Senden Allah'a siginiriz). Biz,
Rabbimiz bize gelinceye kadar bu yerdeyiz! Rabbimiz gelince biz onu
taniriz!" derler. Derken Rableri (onlarin taniyacagi surette) gelir.
"Ben Rabbinizim!" der. Onlar da:
"Sen Rabbimizsin!" derler. Rabb
Teala onlari (cennete) davet eder. Cehennemin uzerine Sirat kurulur.
Peygamberler arasinda, ummetiyle Sirat'tan ilk gecen ben olurum. O gun
peygamberler disinda kimse konusmaz. Peygamberlerin o gunku kelami da:
"Allahumme sellim, Allahumme sellim (Ey
Rabbimiz selamet ver, ey Rabbimiz selamet ver!)" olacak. Cehennemde, deve
dikeninin dikenleri gibi kancalar var. Deve dikeninin dikenlerini gordunuz
mu?" diye sordu. Ashab: "Evet!" deyince Aleyhissalatu vesselam
devam etti:
"Iste o kancalar, tipki deve dikeninin
dikenleri gibidir. Ancak, onlarin buyuklugu ne kadardir, Allah'tan baska kimse
bilmez. Insanlarri (kotu) amelleri sebebiyle kapar. Insanlarin bir kismi (kotu)
ameli sebebiyle helak olur. Bir kismi da atesin icine yikilir, sonra kurtulur.
Allah, ates ehlinden kurtarmak istediklerine rahmet etmeyi irade edince, ates
ehlinden Allah'a ibadet etmis olanlari, atesten cikarmalari icin meleklere
emreder. Melekler bu kimseleri, secde izleriyle tanirlar. Cunku Allah Teala
Hazretleri secde mahallinin yakilmasini atese haram etmistir.
Onlar boylece atesten cikarlar. Hepsi de
atesten kavrulmus vaziyettedir. Uzerlerine hayat suyu dokulur. Selin getirdigi
milli topraktan habbelerin (filiz acip) bitmesi gibi, suyun degdigi yerler
yeniden bitecek.
Rabb Teala, sonra, kullar arasindaki hukmunu
tamamlayacak. Derken cennetle cehennem arasinda bir kul kalacak. Bu, cennete
girmede cehennemliklerin sonuncusudur. Yuzu cehenneme dogru ilerlerken:
"Ey Rabbim! Yuzumu ates tarafindan cevir!
Kokusu beni perisan etti, alevi de beni kavurdu" diye yalvaracak. Allah
Teala'ya, kendisine dua etmesini diledigi kadar duada bulunacak. Sonra Allah
Teala Hazretleri:
"Ben bu istedigini versem, bundan
baskasini da ister misin?" diye soracak. Adam: "Izzet ve celaline
yemin olsun! Hayir! Bundan baskasini istemem!" diyecek ve istemeyecegi
hususunda Allah'a ahd u misakta bulunacak. (Allah), bunnun uzerine yuzunu
atesten cevirecek. Adam yuzuyle cennete yonelince ve onun guzelligini gorunce,
Allah'in diledigi bir muddet susacak. Sonra (dayanamayip): "Ey rabbim!
Beni cennetin kapisina yaklastir!" diyecek. Allah Teala Hazretleri:
"Sen bana istemis oldugundan baska bir
talepte bulunmayacagina dair ahd u misakta bulunmadin mi? Ey ademoglu yazik
sana! Sen ne donekmissin!" diyecek. Adam:
"Ey Rabbim! Mahlukatin en bedbahti ben
olmayayim!" diyecek. Rab Teala: "Sana bu istedigin verilse, acaba
baska bir sey istemeyecek misin?" der. Adam: "Hayir! Izzetine ve
celaline yemin olsun hayir! Baska birsey istemeyecegim!" diyecek. Rabbi de
onu mazur addedecek. Cunku o, sabredilemeyecek bir seyler gormustur. Adam,
Rabbine, istedigi ahd u misakta bulunur. (Rabbi de) onu cennetin kapisina
yaklastirir. Kapiya yaklasip onun guzelligini ve icindeki taravet ve sururu
gorunce, Allah'in diledigi kadar sesini keser. (Fakat daha fazla dayanamayip
atilir):
"Ey Rabbim! Beni cennete koy!" der.
Rab Teala:
"Ey ademoglu yazik sana! Sen ne
donekmissin! Sana verilenlerin disinda bir sey istemeyecegine dair bana ahd u
misak vermedin mi?" diyecek. Adam: "Ey Rabbim! Beni mahlukatin en
bedbahti yapma!" diyecek. Allah onun bu haline gulecek. Sonra ona cennete
girmesi icin izin verecek ve:
"Dile (ne dilersen)!" diyecek. adam
dileyecek. Oyle ki, hicbir arzusu kalmayacak. Allah yine de: "Sunlari
sunlari da iste!" deyip, istemesi gereken seyleri zikredecek. Boylece
istenecek seyler bitince Allah Teala Hazretleri:
"Butun bunlar, bir misliyle sana
verilmistir!" buyuracak."
Ebu Sa'id der ki: "Resulullah
aleyhissalatu vesselam'in: "Butun bunlar, on misliyle birlikte sana
verilmistir!" dedigini isittim."
Buhari, Rikak 52, Ezan 129, Tevhid 24; Muslim,
Iman 299, (182); Tirmizi, Cennet 20, (2560).
5037 - Hz. Ebu Hureyre radiyallahu anh
anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Kiyamet gunu insanlar uc kere Allah'a
arzedilirler: Ilk iki arzedilmede cidal ve ozur beyani vardir. Ama ucuncu
arzedilme esnasinda ellerde sahifeler ucusur, kimisi sag eliyle, kimisi de sol
eliyle alir."
Tirmizi, Kiyamet 5, (2427).
5038 - Ibnu Omer radiyallahu anhuma anlatiyor:
"Bir adam bana: "(Kiyamet gunu Allah'in kisiye hususi) hitabi
hakkinda ne isittin?" diye sordu. Su cevabi verdim:
"Resulullah aleyhissalatu vesselam'in:
"Mu'min Rabbine yaklastirilir. Oyle ki, (Allah onun) uzerine himayesini
indirir ve gunahlarini itiraf ettirir. Ona sorar: "Su su gunahlarini
biliyor musun?" Mu'min kul, iki kere:
"Evet ey Rabbim, biliyorum!" der.
Rab Teala da:
"Dunyada iken bunlari orterek seni teshir
etmemistim. Bugun de onlari senden affediyorum!" buyurur. Sonra ona
hasenat defteri verilir. Amma, kafirlere ve munafiklara gelince, bunlarla
ilgili olarak, butun mahlukatin huzurunda:
"Bunlar Allah namina yalan soylemisler
(boylece buyuk bir zulumde bulunmuslardir). Haberiniz olsun! Allah'in laneti
zalimleredir" diye nida olunur."
Buhari, Mezalim 2, Tefsir, Hud 4, Edeb 60,
Tevhid 36; Muslim, Tevbe 52, (2768).
5039 - Hz. Aise radiyallahu anha anlatiyor:
"Bir adam gelerek: "Ey Allah'in Resulu! Benim kolelerim var, bana
yalan soyluyorlar ve bana ihanet ediyorlar, bana isyan ediyorlar. Ben de onlara
setmediyor ve dovuyorum. Onlar yuzunden (Allah yaninda) durumum ne
olacak?" diye sordu. Resulullah aleyhissalatu vesselam:
"Kiyamet gunu onlar, sana olan
ihanetleri, isyanlari ve yalanlari sebebiyle muhasebe olacaktir. Senin onlara
verdigin ceza ise, eger cezan onlarin gunahlari nisbetinde ise, basabastir; ne
lehine ne de aleyhine olur. Eger onlara verdigin ceza gunahlarindan az ise bu
senin icin bir fazilet olur. Eger onlara verdigin ceza gunahlarindan cok
olursa, bu fazla kisim sebebiyle onlar lehine sana kisas yapilir"
buyurdular. Bunun uzerine adam huzurdan cekildi, aglamaya ve dovunmeye basladi.
Bunun uzerine Aleyhissalatu vesselam dedi ki:
"Sen Allah'in kitabini okumuyor musun?
(Bak ne diyor! (Mealen): "Biz Kiyamet gunune mahsus adalet terazileri
koyacagiz. Artik hicbir kimse hicbir seyle haksizliga ugratilmayacaktir. (O sey
bir hardal tanesi kadar bile olsa, onu getiririz (Mizana koyariz). Hesapcilar
olarak da biz yeteriz" (Enbiya 47). Adam tekrar:
"Allah'a yemin olsun, ey Allah'in Resulu!
Ben hem kendim ve hem de onlar icin, ayrilmalarindan daha hayirli bir sey
goremiyorum. Seni sahid kiliyorum, hepsi hurdur, (azad ettim)" dedi."
Tirmizi, Tefsir, Enbiya, (3163).
5040 - Hz. Enes radiyallahu anh anlatiyor:
"Resulullah aleyhissalatu vesselam (bir gun) gulduler ve:
"Neye guldugumu biliyor musunuz?"
buyurdular. Biz:
"Allah ve Resulu daha iyi bilir!"
dedik.
"Kulun Rabbine olan hitabindan!"
buyurdular ve soyle devam ettiler:
"Kul soyle der: "Ey Rabbim, sen beni
zulumden korumadin mi?"
Rab Teala: "Evet korudum" buyurur.
Kul da:
"Fakat ben bugun, kendime, kendimden
baska bir kimsenin sahid olmasini asla istemiyorum" der. Rabb Teala:
"Bugun sana tek sahid olarak nefsin, cok
sahid olarak da kiramen katibin kafidir" buyurur." Resulullah devamla
dedi ki:
"Agzina muhur vurulur ve diger
organlarina: "Konus!" denilir. Onlar adamin amelini haber verirler.
Sonra konusma hususunda serbest birakilir. Adam organlarina: "Yaziklar
olsun size! Buradan defolun! Ben sizin icin mucadele etmistim" der."
Muslim, Zuhd 17, (2969).
Kütüb-i Sitte, İslam dininin en önemli iki kaynağından biri niteliğindeki sünnet
malzemesini meydana getiren ve en sahih (güvenilir) hadislerden oluşan altı
hadis kitabına verilen genel isimdir. Söz konusu bu altı kitap Kur’ân-ı
Kerim’den sonra en sahih kitaplar olarak kabul edilen Buharî ile Müslim’in
Câmiu’s-Sahîh adlı eserleri ile Ebû Davud, Tirmizî, Nesai ve İbn
Mace’nin sünen türündeki eserlerinden ibarettir.Kütüb-i Sitte, Arapça
“kitaplar” manasına gelen “kütüb” kelimesiyle “altı” manasına gelen “sitte”
kelimesinden meydana gelmiş bir tabir olup, “altı kitap” anlamındadır.
.
----
Kategoriler
Hatim - Mukabele | Kuran Suresi | Kuran Meali | Kuran Öğreniyorum |
Kütüb-i Sitte Hadis-i Şerif ( 5031-5040 ) - Kuran Hatim sayfasını izlemektesiniz.
Kur’an’ı Kerim
Allah tarafından gönderilen ilahi kitapların sonuncusu olan Kur’an’ı Kerim, son peygamber Hz. Muhammed’e (s.a.v.) indirilmiştir. Sözlükte toplamak, okumak, bir araya getirmek anlamına gelen Kur’an, terim olarak şöyle tarif edilir:
“Hz. Peygamber’e indirilen, mushaflarda yazılı olup, peygamberimizden bize kadar tevatür yoluyla nakledilmiş olan; okunmasıyla ibadet edilen ve insanlığın benzerini getirmekten aciz kaldığı “ilahi kelâm”dır.
İlahi kitapların en büyük özelliği ve değeri şüphesiz onların Allah’ın sözlerinden ibaret olmalarıdır. Ancak bugün bu özellik sadece Kur’ân-ı Kerîm’e mahsustur. Zira diğer ilâhî kitaplar peygamberlerinden sonra insanlarca tahrifat ile karşı karşıya kalmış ve sonunda bir insanın kaleme aldığı kitaplar haline gelmişlerdir. Zâten Kur’ân-ı Kerîm’in gönderilmesinin bir sebebi de budur. Son vahyedilen ilahi kelam olan Kur’ân-ı Kerîm, kendisinden önce gönderilen ilâhî kitapların bilgi ve hikmetlerini de içeren en mükemmel ilahi kitaptır. Kur’an Son ilahi kitap olması itibarıyla da bizzat Allah’ın muhafazası altındadır. O, hiç değişmeden kıyamete kadar insanlığa kurtuluş ve huzur reçetesi olmaya devam edecektir.
“Hz. Peygamber’e indirilen, mushaflarda yazılı olup, peygamberimizden bize kadar tevatür yoluyla nakledilmiş olan; okunmasıyla ibadet edilen ve insanlığın benzerini getirmekten aciz kaldığı “ilahi kelâm”dır.
İlahi Kitapların Özelliği
İlahi kitapların en büyük özelliği ve değeri şüphesiz onların Allah’ın sözlerinden ibaret olmalarıdır. Ancak bugün bu özellik sadece Kur’ân-ı Kerîm’e mahsustur. Zira diğer ilâhî kitaplar peygamberlerinden sonra insanlarca tahrifat ile karşı karşıya kalmış ve sonunda bir insanın kaleme aldığı kitaplar haline gelmişlerdir. Zâten Kur’ân-ı Kerîm’in gönderilmesinin bir sebebi de budur. Son vahyedilen ilahi kelam olan Kur’ân-ı Kerîm, kendisinden önce gönderilen ilâhî kitapların bilgi ve hikmetlerini de içeren en mükemmel ilahi kitaptır. Kur’an Son ilahi kitap olması itibarıyla da bizzat Allah’ın muhafazası altındadır. O, hiç değişmeden kıyamete kadar insanlığa kurtuluş ve huzur reçetesi olmaya devam edecektir.
KUR’AN’IN NÜZÛLÜ (İNDİRİLMESİ)
Kur’an-ı Kerim, Yüce Allah’tan Hz.Peygamber’e Cebrail aracılığıyla, vahiy yoluyla indirilmiştir. Kolayca ezberlenmesi, kısa zamanda insanlara ulaşması, manasının kolaylıkla anlaşılması, inançların ve hükümlerin müminlerin kalbinde yavaş yavaş kuvvetlenip kökleşmesi için Kur’an bir defada toptan indirilmemiş, yaklaşık yirmi üç senede, peyderpey indirilmiştir.
KURAN-I KERİM NASIL OKUNMALI? KURAN-I KERİM EN GÜZEL NASIL OKUNUR?
Kuran okurken dikkat edilmesi gerekenler
Kuran-ı Kerim'i doğru bir şekilde okumak için harflerin üzerilerindeki uzatmalarına ve mahreç yerlerine dikkat etmek oldukça önemlidir. Harflerin okunuşunu değiştiren medler yani uzatmalar kişinin Kuran-ı Kerim'i nağmeli okumasını sağlamaz. Nağmeli bir şekilde okumak demek, kişinin Kuran-ı Kerim'i okurken oluşturduğu güzel sesiyle dinleyicilerin gönlüne hitap etmesidir.
Nağmeli okunan bir ayet ise insanlara karşı Kuran-ı Kerimin daha fazla okunup, daha fazla dinlenmesini teşvik eder.