Kütüb-i Sitte Hadis-i Şerif ( 5001-5010 )

5001 - Hz. Enes radiyallahuanh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Kiyamet Allah Allah diyen bir kimsenin uzerine kopmayacaktir."
Muslim, Iman 234, (148); Tirmizi,Fiten 35, (2208).

5002 - Hz. Ebu Hureyre radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam, yanindaki cemaate konusurken, bir adam gelerek: "(Ey Allah'in Resulu!) Kiyamet ne zaman kopacak?" dedi. Aleyhissalatu vesselam konusmasina devam etti, sozlerini bitirdigi vakit:
"Sual sahibi nerede?" buyurdular. Adam:
"Iste buradayim ey Allah'in Resulu!" dedi. Aleyhissalatu vesselam:
"Emanet zayi edildigi vakit Kiyameti bekleyin!" buyurdular. Adam:
"Emanet nasil zayi edilir?" diye sordu. Efendimiz:
"Is, ehil olmmayana tevdi edildi mi Kiyamet'i bekleyin!" buyurdular."
Buhari, Ilm 2, Rikak 35.

5003 - Sahiheyn'de gelen bir diger rivayette: "Kahtan'dan, insanlari degnegiyle idare eden bir adam cikmadikca Kiyamet kopmaz" buyrulmustur."
Buhari, Fiten 23, Menakib 7; Muslim, Fiten 60, (2910).

5004 - Yine Ebu Hureyre radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Firat nehri altin bir dag uzerinden acilmadikca Kiyamet kopmaz. Onun uzerine insanlar savasirlar. Yuz kisiden doksan dokuzu oldurulur. Onlardan her biri: "Herhalde savasi ben kazanacagim" der."
Buhari, Fiten 24, Muslim, Fiten 29, (2894); Ebu Davud, Melahim 13, (4313, 4314); Tirmizi, Cennet 26, (2572, 2573).

5005 - Hz. Enes radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Zaman yakinlasmadikca Kiyamet kopmaz. Bu yakinlasma oyle olur ki, bir yil bir ay gibi, ay bir hafta gibi, haftada bir gun gibi, gun saat gibi, saat de bir cira tutusmasi gibi (kisa) olur."
Tirmizi, zuhd 24, (2333).

5006 - Hz. Ebu Hureyre radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Allah Teala hazretleri ipekten daha yumusak bir ruzgari Yemen'den gonderir. Bu ruzgar, kalbinde zerre miktar iman bulunan hic kimseyi haric tutmadan hepsinnin ruhunu kabzeder."
Muslim, Iman 185, (117).

5007 - Ibnu Mes'ud radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam:
"Kiyamet sadece serir insanlarin uzerine kopacaktir!" buyurdular."
Muslim, Fiten 131, (2949).

5008 - Ibnu Zugb el-Eyadi anlatiyor: "Abdullah Ibnu Havale el-Ezdi radiyallahu anh'in yanina indim. Bana:
"Resulullah aleyhissalatu vesselam bizi, ganimet alalim diye yaya olarak gonderdi. Biz de donduk ve hicbir ganimet elde edemedik. Yorgunlugumuzu yuzlerimizden anlayip, aramizda dogrularak:
"Ey Allah'im, onlari bana tevkil etme; ben onlari uzerime almaktan acizim! Onlari kendilerine de tevkil etme, bu isten kendileri de acizdirler. Onlari diger insanlara da tevkil etme, kendilerini onlara tercih ederler!" buyurdular. Sonra elini basimin ustune koydu ve:
"Ey Ibnu Havale! Hilafetin (Medine'den) Arz-i Mukaddese'ye (Suriye'ye) indigini gorursen, bil ki artik zelzeleler, kederler, buyuk hadiseler yakindir. O gun Kiyamet, insanlara, su elimin, basina olan yakinligindan daha yakindir" buyurdu."
Ebu Davud, Cihad 37, (2535).

5009 - Hz. Enes radiyallahu anh dedi ki: "Istanbul'un fethi Kiyamet aninda olacaktir."
Tirmizi, Fiten 58, (2240).

5010 - Hz. Ali radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam (bir gun):
"Ummetim onbes seyi yapmaya baslayinca ona buyuk belanin gelmesi vacip olur!" buyurmuslardi. (Yanindakiler:) "Ey Allah'in Resulu! Bunlar nelerdir?" diye sordular. Aleyhissalatu vesselam saydi:
-Ganimet (yani milli servet, fakir fukaraya ugramadan sadece zengin ve mevki sahibi kimseler arasinda) tedavul eden bir meta haline gelirse,
-Emanet (edilen seyleri emanet alan kimseler, sorumlu ve yetkililer, memurlar) ganimet (mali yerini tutup, yagmalayip nefislerine helal) kildiklari zaman,
-Zekat (odemeyi ibadet bilmeyip bir angarya ve) ceza telakki ettikleri zaman.
-Kisi annesinin hukukuna riayet etmeyip, kadinina itaat ettigi;
-Babasindan uzaklasip ahbabina yaklastigi;
-Mescidlerde (riza-yi ilahi gozetmeyen husumet, alis-veris, eglence ve siyasiyata vs. muteallik) sesler yukseldigi zaman.
-Kavme, onlarin en alcagi (erzel) reis oldugu;
-(Devlet otoritesinin yetersizligi sebebiyle tedhis ve zulumle insanlari sindiren zorba) kisiye zarari dokunmasin diye hurmet ettigi;
-(Cesitli adlarla imal edilen) ickiler (serbestce) icildigi;
-Ipek (haram bilinmeyip erkekler tarafindan) giyildigi;
-(San'at, bale, konser gibi cesitli adlar altinda; bar, gazino, dansing ve salonlarda ve hatta televizyon ve filim gibi cesitli vasitalarla yaygin sekilde) sarkici kadinlar ve calgi aletleri edinildigi;
-Bu ummetin sonradan gelen nesilleri, onceden gelip gecenlere (cesitli ithamlar ve bahanelerle) hakaret ettigi zaman artik kizil ruzgari, (zelzeleyi), yere batisi (hasfi) veya suret degistirmeyi (meshi) (veya gokten tas yagmasini, (kazfi) bekleyin."

Tirmizi, Fiten 39, (2211).


Kütüb-i Sitte, İslam dininin en önemli iki kaynağından biri niteliğindeki sünnet malzemesini meydana getiren ve en sahih (güvenilir) hadislerden oluşan altı hadis kitabına verilen genel isimdir. Söz konusu bu altı kitap Kur’ân-ı Kerim’den sonra en sahih kitaplar olarak kabul edilen Buharî ile Müslim’in Câmiu’s-Sahîh adlı eserleri ile Ebû Davud, Tirmizî, Nesai ve İbn Mace’nin sünen türündeki eserlerinden ibarettir.Kütüb-i Sitte, Arapça “kitaplar” manasına gelen “kütüb” kelimesiyle “altı” manasına gelen “sitte” kelimesinden meydana gelmiş bir tabir olup, “altı kitap” anlamındadır.
.

----

Kütüb-i Sitte Hadis-i Şerif ( 5001-5010 ) - Kuran Hatim sayfasını izlemektesiniz.



Kur’an’ı Kerim

Allah tarafından gönderilen ilahi kitapların sonuncusu olan Kur’an’ı Kerim, son peygamber Hz. Muhammed’e (s.a.v.) indirilmiştir. Sözlükte toplamak, okumak, bir araya getirmek anlamına gelen Kur’an, terim olarak şöyle tarif edilir:

“Hz. Peygamber’e indirilen, mushaflarda yazılı olup, peygamberimizden bize kadar tevatür yoluyla nakledilmiş olan; okunmasıyla ibadet edilen ve insanlığın benzerini getirmekten aciz kaldığı “ilahi kelâm”dır.

İlahi Kitapların Özelliği


İlahi kitapların en büyük özelliği ve değeri şüphesiz onların Allah’ın sözlerinden ibaret olmalarıdır. Ancak bugün bu özellik sadece Kur’ân-ı Kerîm’e mahsustur. Zira diğer ilâhî kitaplar peygamberlerinden sonra insanlarca tahrifat ile karşı karşıya kalmış ve sonunda bir insanın kaleme aldığı kitaplar haline gelmişlerdir. Zâten Kur’ân-ı Kerîm’in gönderilmesinin bir sebebi de budur. Son vahyedilen ilahi kelam olan Kur’ân-ı Kerîm, kendisinden önce gönderilen ilâhî kitapların bilgi ve hikmetlerini de içeren en mükemmel ilahi kitaptır. Kur’an Son ilahi kitap olması itibarıyla da bizzat Allah’ın muhafazası altındadır. O, hiç değişmeden kıyamete kadar insanlığa kurtuluş ve huzur reçetesi olmaya devam edecektir.

KUR’AN’IN NÜZÛLÜ (İNDİRİLMESİ)


Kur’an-ı Kerim, Yüce Allah’tan Hz.Peygamber’e Cebrail aracılığıyla, vahiy yoluyla indirilmiştir. Kolayca ezberlenmesi, kısa zamanda insanlara ulaşması, manasının kolaylıkla anlaşılması, inançların ve hükümlerin müminlerin kalbinde yavaş yavaş kuvvetlenip kökleşmesi için Kur’an bir defada toptan indirilmemiş, yaklaşık yirmi üç senede, peyderpey indirilmiştir.

KURAN-I KERİM NASIL OKUNMALI? KURAN-I KERİM EN GÜZEL NASIL OKUNUR?

Kuran okurken dikkat edilmesi gerekenler

Kuran-ı Kerim'i doğru bir şekilde okumak için harflerin üzerilerindeki uzatmalarına ve mahreç yerlerine dikkat etmek oldukça önemlidir. Harflerin okunuşunu değiştiren medler yani uzatmalar kişinin Kuran-ı Kerim'i nağmeli okumasını sağlamaz. Nağmeli bir şekilde okumak demek, kişinin Kuran-ı Kerim'i okurken oluşturduğu güzel sesiyle dinleyicilerin gönlüne hitap etmesidir.

Nağmeli okunan bir ayet ise insanlara karşı Kuran-ı Kerimin daha fazla okunup, daha fazla dinlenmesini teşvik eder.