- Mukabele - Cüz
- Kuran Süreleri
- Kuran Meali
- Kuran Dersleri
- Kuran Öğreniyorum - Diyanet
- Ders 01 - Diyanet
- Ders 02 - Diyanet
- Ders 03 - Diyanet
- Ders 04 - Diyanet
- Ders 05 - Diyanet
- Ders 06 - Diyanet
- Ders 07 - Diyanet
- Ders 08 - Diyanet
- Ders 09 - Diyanet
- Ders 10 - Diyanet
- Ders 11 - Diyanet
- Ders 12 - Diyanet
- Ders 13 - Diyanet
- Ders 14 - Diyanet
- Ders 15 - Diyanet
- Ders 16 - Diyanet
- Ders 17 - Diyanet
- Ders 18 - Diyanet
- Ders 19 - Diyanet
- Ders 20 - Diyanet
- Ders 21 - Diyanet
- Ders 22 - Diyanet
- Ders 23 - Diyanet
- Ders 24 - Diyanet
- Ders 25 - Diyanet
- Ders 26 - Diyanet
- Ders 27 - Diyanet
- Ders 28 - Diyanet
- Ders 29 - Diyanet
- Ders 30 - Diyanet
- Tecvidli Kuran Dersleri
- 00 - Giriş
- 01 - Harfler
- 02 - Harflerin Çıkış Yerleri
- 03 - Harekeler
- 04 - Harflerin Yazılışları
- 05 - Bitişmeyen Harfler
- 06 - Kalın ve İnce Harfler
- 07 - Peltek Harfler
- 08 - Cezm
- 09 - Şedde
- 10 - Tenvin
- 10.1 - Tevcid Kuralları
- 11 - Med Harfleri
- 12 - Elifin Yerini Tutan Vav ve Ya
- 13 - Çeker
- 14 - Meddi Tabii ve Meddi Feri
- 15 - Meddi Muttasıl
- 16 - Meddi Munfasıl
- 17 - Meddi Lazım
- 18 - Meddi Arız
- 19 - Meddi Lin
- 19.1 - Tekvin ve Nunu Sakin
- 20 - İhfa
- 21 - İzhar
- 22 - İklab
- 23 - İdğamı Mael Gunne
- 24 - İdğamı Bila Gunne
- 25 - İdğamı Misleyn
- 26 - Cezimli Mimin Okunuşu
- 27 - İğdamı Mütecaniseyn
- 28 - İğdamı Mütekaribeyn
- 29 - İğdamı Şemsiyye
- 30 - İzharı Kamerriye
- 31 - Kalkale
- 32 - Lafzatullahın Okunuşu
- 33 - Zamirin Okunuşu
- 34 - Ra Harfinin Okunuşu
- 35 - Sekte
- 36 - Hurufu Mukattaa
- 37 - Vakıf ve Durma işaretleri
- 38 - Küçük Nun ile Okuma
- Elmalılı Hamdi Tefsiri
- Submenu 4.4
- Submenu 4.5
- Submenu 4.6
- Kuran Öğreniyorum - Diyanet
- İlmihal
- Submenu 5.1
- Submenu 5.2
- Hadis-i Şerif
- Kütüb-ü Sitte 1-100
- Kütüb-ü Sitte 101-200
- Kütüb-ü Sitte 201-300
- Kütüb-ü Sitte 301-400
- Kütüb-ü Sitte 401-500
- Kütüb-ü Sitte 501-600
- Kütüb-ü Sitte 601-700
- Kütüb-ü Sitte 701-800
- Kütüb-ü Sitte 801-900
- Kütüb-ü Sitte 901-1000
- Kütüb-ü Sitte 1001-1100
- Kütüb-ü Sitte 1101-1200
- Kütüb-ü Sitte 1201-1300
- Kütüb-ü Sitte 1301-1400
- Kütüb-ü Sitte 1401-1500
- Kütüb-ü Sitte 1501-1600
- Kütüb-ü Sitte 1601-1700
- Kütüb-ü Sitte 1701-1800
- Kütüb-ü Sitte 1801-1900
- Kütüb-ü Sitte 1901-2000
- Kütüb-ü Sitte 2001-2100
- Kütüb-ü Sitte 2101-2200
- Kütüb-ü Sitte 2201-2300
- Kütüb-ü Sitte 2301-2400
- Kütüb-ü Sitte 2401-2500
- Kütüb-ü Sitte 2501-2600
- Kütüb-ü Sitte 2601-2700
- Kütüb-ü Sitte 2701-2800
- Kütüb-ü Sitte 2801-2900
- Kütüb-ü Sitte 2901-3000
- Kütüb-ü Sitte 3001-3100
- Kütüb-ü Sitte 3101-3200
- Kütüb-ü Sitte 3201-3300
- Kütüb-ü Sitte 3301-3400
- Kütüb-ü Sitte 3401-3500
- Kütüb-ü Sitte 3501-3600
- Kütüb-ü Sitte 3601-3700
- Kütüb-ü Sitte 3701-3800
- Kütüb-ü Sitte 3801-3900
- Kütüb-ü Sitte 3901-4000
- Kütüb-ü Sitte 4001-4100
- Kütüb-ü Sitte 4101-4200
- Kütüb-ü Sitte 4201-4300
- Kütüb-ü Sitte 4301-4400
- Kütüb-ü Sitte 4401-4500
- Kütüb-ü Sitte 4501-4600
- Kütüb-ü Sitte 4601-4700
- Kütüb-ü Sitte 4701-4800
- Kütüb-ü Sitte 4801-4900
- Kütüb-ü Sitte 4901-5000
- Kütüb-ü Sitte 5001-5100
- Kütüb-ü Sitte 5101-5200
- Kütüb-ü Sitte 5201-5300
- Kütüb-ü Sitte 5301-5400
- Kütüb-ü Sitte 5401-5500
- Kütüb-ü Sitte 5501-5600
- Kütüb-ü Sitte 5601-5700
- Kütüb-ü Sitte 5701-5800
- Kütüb-ü Sitte 5801-5900
- Kütüb-ü Sitte 5901-6000
- Kütüb-ü Sitte 6001-6100
- Kütüb-ü Sitte 6101-6200
- Kütüb-ü Sitte 6201-6300
- Kütüb-ü Sitte 6301-6400
- Kütüb-ü Sitte 6401-6500
- Kütüb-ü Sitte 6501-6600
- Kütüb-ü Sitte 6601-6700
- Kütüb-ü Sitte 6701-6800
- Kütüb-ü Sitte 6801-6900
- Kütüb-ü Sitte 6901-7000
- Kütüb-ü Sitte 7001-7100
- Kütüb-ü Sitte 7101-7200
- Kütüb-ü Sitte 7201-7300
Kütüb-i Sitte Hadis-i Şerif ( 501-510 )
501 - Ebu
Eyyub (radiyallahu anh) anlatmistir ki: "Kendisinin bir hucresi vardi ve
icinde hurma bulunuyordu. Buraya bir gulyabani (cin) dadanmis gelip hurmadan
aliyordu. Bu durumu Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'a acti. Resulullah
(aleyhissalatu vesselam) kendisine "Git, tekrar gorecek olursan
"Allah'in adiyla, Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'a icabet et"
dersin" buyurdu.
Ebu Eyyub der
ki: (Bekledim, tekrar gelince) yakaladim. Ancak, bir daha gelmeyecegine dair
yemin etti, ben de saliverdim. Sonra Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'la
karsilastigimda Resulullah (aleyhissalatu vesselam): "Esirin ne
oldu?" diye sordu. Ben: "Bir daha gelmeyecegine dair yemin etti (ben
de biraktim)" dedim. Resulullah (aleyhissalatu vesselam): "O yalan
soylemis, o yalana aliskindir" buyurdu.
Ebu Eyyub,
bir baska sefer yine geldigini, yakalayinca gelmeyecegine dair yine yemin
ettigini, yemini uzerine saliverdigini anlatir. Resulullah (aleyhissalatu
vesselam) tekrar: "Esirin ne oldu?" diye sorar. "Gelmeyecegine
dair yemin edince biraktim" der. Resulullah (aleyhissalatu vesselam):
"Yalan soylemis, o zaten yalana aliskindir" buyurur.
Ebu eyyub
(radiyallahu anh) ucuncu sefer yine yakalar ve: "Bu sefer seni
birakmayacagim, mutlaka Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'a kadar
goturecegim" der. Bunun uzerine cin: "(Dinle beni) sana muhim bir sey
hatirlatacagim: Ayet'u'l-Kursi varya onu evinde oku. O takdirde sana hic ne
seytan ne baskasi yaklasamaz" der. (Ebu Eyyub yine salar) ve Hz. Peygamber
(aleyhissalatu vesselam)'e gelir. Resulullah (aleyhissalatu vesselam):
"Esirin ne oldu?" diye sorar. Olup biteni haber verince:
"(Hayret), yalanci oldugu halde bu sefer dogruyu soylemis"
buyurur."
Tirmizi,
Sevabu'l-Kur'an 3, (2883).
502 - Ibnu
Abbas (radiyallahu anhuma) anlatiyor: "Dinde zorlama yoktur" (Bakara
256) ayeti Ensar hakkinda inmistir. Soyle ki: Medine'de cocugu yasamayip olen
kadinlar, "cocugum yasarsa Yahudi dini uzerine yetistirecegim" diye
adakta bulunurdu. Benu Nadir Yahudileri Medine'den suruldukleri vakit, bunlar
arasinda Yahudilestirilmis cok sayida Ensar cocugu vardi. Ensariler:
"Cocuklarimizi onlara terketmeyiz" dediler. Bunun uzerine Cenab-i
Hakk: "Dinde zorlama yoktur, artik iman ile kufur apacik meydana
cikmistir..." (Bakara) ayetini inzal buyurdu."
Ebu Davud,
Cihad 126, (2682).
503 - Ebu
Hureyre (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam)
buyurdular ki: "Hz. Ibrahim (aleyhisselam)'in su sozleriyle ifade ettigi
supheyi yasamaya biz ondan daha layikiz: "Ey Rabbim oluleri nasil
diriltecegini bana goster" demis, (Allah: "Buna) inanmadin mi yoksa"
demis, o da: "Inandim, fakat kalbimin, (gozumle gorerek) yatismasi icin
(istedim, diye) soylemisti." (Bakara, 260).
Allah, Lut
(aleyhisselam)'a rahmetini bol kilsin, aslinda o cok muhkem bir kaleye
siginmisti.
Eger, Hz.
Yusuf (aleyhisselam)'un kaldigi muddetce hapiste ben kalsaydim, davete icabet
ederdim."
Buhari,
Enbiya 11, 15, 19, Tefsir, Yusuf 5, Ta'bir 9; Muslim, Iman 238, (151), Fedail
152, (151); Tirmizi, Tefsir, Yusuf 12, (3115).
504 -
Tirmizi'nin bir rivayetinde Hz. Yusuf'la ilgili olarak Resulullah (aleyhissalatu
vesselam) soyle buyurmustur: "Kerim oglu Kerim oglu Kerim oglu Kerim;
Ibrahimoglu Ishakoglu Yakuboglu Yusuf'tur.
Ve ilave
etti: "Sayet, hapiste onun yerine ben yatmis olsaydim da, sonunda bana
elci gelseydi, cikma hususunda hemen cevap verirdim." Resulullah
(aleyhissalatu vesselam) arkadan su ayeti okudu: "Kendisine elci gelince,
"Efendine don de ellerini kesen o kadinlarin zoru neydi kendisine
sor" dedi.
Resulullah
(aleyhissalatu vesselam) devamla sunu soyledi: "Allah Teala'nin rahmeti
Lut'a olsun, o aslinda cok saglam bir kaleye siginmisti. Allah ondan sonra, her
peygamberi kavminden kalabalik bir ceaat icinde gonderdi."
Tirmizi,
Tefsir, Yusuf, (3115).
505 - Ubeyd
Ibnu Umayr anlatiyor: "Omer Ibnu'l-Hattab (radiyallahu anh) Resulullah
(aleyhissalatu vesselam)'in ashabina sordu. "Su ayet kimin hakkinda nazil
olmustur?
"Sizden
herhangi biri arzu edermi ki, hurmalardan, uzumlerden kendisinin bir bahcesi
olsun, altindan irmaklar aksin, orada kendisinin her cesit meyveleri bulunsun.
Fakat ona ihtiyarlik coksun, acizve kucuk cocuklari da olsun, derken o bahceye
icinde bir ates bulunan bir bora isabet etsin de o, yaniversin? (Bakara, 266).
Cemaat:
"Allah ve Resulu daha iyi bilir" cevabini verdi. Hz. Omer
(radiyallahu anh) bu cevaba kizdi ve: "Biliyoruz veya bilmiyoruz"
deyin dedi.
Bunun uzerine
Ibnu Abbas (radiyallahu anhuma): "Bu hususta icimden bir seyler geciyor ey
muminlerin emiri" dedi. Hz. Omer (radiyallahu anh) ona: "Ey
kardesimin oglu soyle onu, kendini kucuk gorme" dedi. Ibnu Abbas:
"Bu, bir is icin misal olarak verilmistir" deyince Hz. Omer:
"Hangi is icin?" diye tekrar etti. Ibnu Abbas da: "Zengin bir
kimsenin isi icin, oyle ki bu zengin Allah'a kulluk ve itaatini yerine
getiriyordu. Sonra Allah ona seytani gonderdi. (Zengin onun igvasina kapilarak
gunahlar esledi ve sonunda butun (salih) amellerini batirdi."
Buhari,
Tefsir, Bakara 47.
506 - Bera
(radiyallahu anh): "Igrenmeden alamayacaginiz pis seyleri vermeye
kalkmayin..." (Bakara, 267) mealindeki ayet biz ensarlar hakkinda
indi" dedi ve anlatti: "Biz hurma yetistiren kimselerdik. Herkes,
hurmasindan az veya cok olusuna gore tasadduk ederdi. Bu cumleden olarak, kisi
bir iki hurma salkimi getirir onu mescide asardi. Mescidde kalan Ehl-i
Suffa'nin yiyecegi yoktu. Bunlardan biri aciktigi zaman, salkima gelir,
sopasiyla vurur, ondan bir miktar hurma dusurur ve yerdi. Hayri
dusunmeyenlerden bazilari, icerisinde kalitesiz hurmalarin cokca bulundugu
salkimlardan, bazilari kirik adi salkimlardan getirip asiyordu. Bunun uzerine
Cenab-i Hakk su ayeti indirdi: "Ey iman edenler: Kazandiklarinizin
temizlerinden ve size yerden cikardiklarimizdan sarfedin; igrenmeden alamiyacaginiz
pis seyleri vermeye kalkmayin. Allah'in mustagni ve ovulmeye layik oldugunu
bilin." Resulullah (aleyhissalatu vesselam) ayeti soyle aciklar:
"Sizden biri, sadaka olarak verdigi seyin benzeri, kendisine verildigi
takdirde onu istemeye istemeye, utanarak alacagi seyden almamasina dikkat
etsin." Ibnu Abbas der ki: "Bundan sonra hepimiz, sahib oldugumuz
seylerin iyilerinden verir olduk."
Hadisi,
Tirmizi rivayet eder ve sahih oldugunu belirtir. (Tefsir, (2990). Hadisi Ibnu
Mace, Zekat'in 19, (1822) babinda kaydeder.
507 - Ibnu
Mes'ud (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam)
buyurdular ki: "Seytan da, melek de insanogluna sokularak onun kalbine
birtakim seyler atarlar. Seytanin isi kotuluge cagirmak, sonu fena ve zararli
olan seylere tesvik etmek ve hakki yalanlamak, haktan uzaklastirmaktir. Melegin
isi hak ve hayra, iyilige cagirmak ve kotulukten uzaklastirmaktir. Kim icinde
hakka, hayira, iyilige cagiran bir ses duyarsa bilsin ki bu Allah'tandir ve
hemen Allahu Teala'ya hamdetsin. Kim de icinde serr ve inkara cagiran bir
fisilti duyarsa ondan uzaklassin ve hemen seytandan Allah'a siginsin."
Resulullah (aleyhissalatu vesselam) bu sozlerine su mealdeki ayeti ekledi:
"Seytan sizi fakir olacaksiniz diye korkutur, size cimriligi emreder.."
(Bakara 268).
Tirmizi,
Tefsir, (2991).
508 - Mervan
el-Esfar'in anlattigina gore, Abdullah Ibnu Omer (radiyallahu anhuma):
"..Icinizdekini aciklasaniz da gizleseniz de Allah sizi onunla hesaba
ceker ve diledigini bagislar, diledigine azab eder, Allah her seye
kadirdir." (Bakara 284) ayetinin muteakip ayet tarafindan neshedildigini
soylemistir."
Buhari,
Tefsir, Bakara 54, 55.
509 - Ebu
Hureyre (radiyallahu anh) anlatiyor: "Cenab-i Hakk'in su mealdeki sozu
nazil olunca: "Icinizdekini aciklasaniz da gizleseniz de Allah sizi onunla
hesaba ceker ve diledigini bagislar, diledigine azab eder..." (Bakar, 284)
bu ihbar Sahabe (radiyallahu anhuma)'ye cok agir geldi. Resulullah
(aleyhissalatu vesselam)'a geldiler, diz cokup oturdular ve dediler ki:
"Ey Allah'in elcisi, bize yapabilecegimiz isler emredildi: Namaz, oruc,
cihad ve sadaka, bunlari yapiyoruz. Ama Cenab-i Hakk sana su ayeti inzal
buyurdu. Onu yerine getirmemiz mumkun degil." Resulullah (aleyhissalatu
vesselam) onlara: "Yani sizler de sizden onceki Yahudi ve Hiristiyanlar
gibi "dinledik ama itaat etmiyoruz" mu demek istiyorsunuz? Hayir oyle
degil soyle deyin: "Isittik itaat ettik. Ey Rabbimiz affini dileriz, donus
Sana'dir." Cemaat bunu okuyup, dilleri ona alisinca, bir muddet sonra
Cenab-i Hakk su vahyi inzal buyurdu: "Peygamber ve inananlar O'na
Rabbi'nden indirilene inandi. Hepsi Allah'a, meleklerine, kitaplarina,
peygamberlerine inandi. "Peygamberleri arasinda hicbirini ayirdetmeyiz,
isittik, itaat ettik, Rabbimiz! Affini dileriz, donus sanadir"
dediler" (Bakara 285).
Ashab bunu
yapinca Allah, onceki ayeti neshetti ve su ayeti inzal buyurdu: "Allah
kisiye ancak gucunun yetecegi kadar yukler; kazandigi iyilik lehine, ettigi
kotuluk de aleyhinedir. Rabbimiz! Eger unutacak veya yanilacak olursak bizi
sorumlu tutma. (Resulullah bu duayi yapinca Allah Teala hazretleri: Pekala,
yaptim buyurmustur). Rabbimiz bizden oncekilere yukledigin gibi bize de agir
yuk yukleme! (Allah Teala hazretleri: Pekiyi buyurmustur). Rabbimiz! Bize
gucumuzun yetmiyecegi seyi tasitma (Rabb Teala hazretleri: Pekiyi dedi). Bizi
affet, bizi bagisla, bize aci. Sen Mevlamizsin, kafirlere karsi bize yardim et
(Rabb Teala buna da Pekiyi demistir).
Muslim, Iman
199, (125).
510 - Ebu
Hureyre (radiyallahu anh) anlatiyor: Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam)
buyurdular ki: "Allah Teala, ummetim, icinden gecen fena seylerle amel
etmedikce veya onu konusmadikca o sey yuzunden ummetimi hesaba
cekmeyecektir."
Buhari, Eyman
Ve'n-Nuzur 15, Itk 6, Talak 11; Muslim, Iman 201, (127); Ebu Davud, Talak 15,
(2209); Nesai, Talak 22 (6, 156); Tirmizi, Talak 8, (1183); Ibnu Mace, Talak
14, (2540).
Kütüb-i Sitte, İslam dininin en önemli iki kaynağından biri niteliğindeki sünnet
malzemesini meydana getiren ve en sahih (güvenilir) hadislerden oluşan altı
hadis kitabına verilen genel isimdir. Söz konusu bu altı kitap Kur’ân-ı
Kerim’den sonra en sahih kitaplar olarak kabul edilen Buharî ile Müslim’in
Câmiu’s-Sahîh adlı eserleri ile Ebû Davud, Tirmizî, Nesai ve İbn
Mace’nin sünen türündeki eserlerinden ibarettir.Kütüb-i Sitte, Arapça
“kitaplar” manasına gelen “kütüb” kelimesiyle “altı” manasına gelen “sitte”
kelimesinden meydana gelmiş bir tabir olup, “altı kitap” anlamındadır.
.
----
Kategoriler
Hatim - Mukabele | Kuran Suresi | Kuran Meali | Kuran Öğreniyorum |
Kütüb-i Sitte Hadis-i Şerif ( 501-510 ) - Kuran Hatim sayfasını izlemektesiniz.
Kur’an’ı Kerim
Allah tarafından gönderilen ilahi kitapların sonuncusu olan Kur’an’ı Kerim, son peygamber Hz. Muhammed’e (s.a.v.) indirilmiştir. Sözlükte toplamak, okumak, bir araya getirmek anlamına gelen Kur’an, terim olarak şöyle tarif edilir:
“Hz. Peygamber’e indirilen, mushaflarda yazılı olup, peygamberimizden bize kadar tevatür yoluyla nakledilmiş olan; okunmasıyla ibadet edilen ve insanlığın benzerini getirmekten aciz kaldığı “ilahi kelâm”dır.
İlahi kitapların en büyük özelliği ve değeri şüphesiz onların Allah’ın sözlerinden ibaret olmalarıdır. Ancak bugün bu özellik sadece Kur’ân-ı Kerîm’e mahsustur. Zira diğer ilâhî kitaplar peygamberlerinden sonra insanlarca tahrifat ile karşı karşıya kalmış ve sonunda bir insanın kaleme aldığı kitaplar haline gelmişlerdir. Zâten Kur’ân-ı Kerîm’in gönderilmesinin bir sebebi de budur. Son vahyedilen ilahi kelam olan Kur’ân-ı Kerîm, kendisinden önce gönderilen ilâhî kitapların bilgi ve hikmetlerini de içeren en mükemmel ilahi kitaptır. Kur’an Son ilahi kitap olması itibarıyla da bizzat Allah’ın muhafazası altındadır. O, hiç değişmeden kıyamete kadar insanlığa kurtuluş ve huzur reçetesi olmaya devam edecektir.
“Hz. Peygamber’e indirilen, mushaflarda yazılı olup, peygamberimizden bize kadar tevatür yoluyla nakledilmiş olan; okunmasıyla ibadet edilen ve insanlığın benzerini getirmekten aciz kaldığı “ilahi kelâm”dır.
İlahi Kitapların Özelliği
İlahi kitapların en büyük özelliği ve değeri şüphesiz onların Allah’ın sözlerinden ibaret olmalarıdır. Ancak bugün bu özellik sadece Kur’ân-ı Kerîm’e mahsustur. Zira diğer ilâhî kitaplar peygamberlerinden sonra insanlarca tahrifat ile karşı karşıya kalmış ve sonunda bir insanın kaleme aldığı kitaplar haline gelmişlerdir. Zâten Kur’ân-ı Kerîm’in gönderilmesinin bir sebebi de budur. Son vahyedilen ilahi kelam olan Kur’ân-ı Kerîm, kendisinden önce gönderilen ilâhî kitapların bilgi ve hikmetlerini de içeren en mükemmel ilahi kitaptır. Kur’an Son ilahi kitap olması itibarıyla da bizzat Allah’ın muhafazası altındadır. O, hiç değişmeden kıyamete kadar insanlığa kurtuluş ve huzur reçetesi olmaya devam edecektir.
KUR’AN’IN NÜZÛLÜ (İNDİRİLMESİ)
Kur’an-ı Kerim, Yüce Allah’tan Hz.Peygamber’e Cebrail aracılığıyla, vahiy yoluyla indirilmiştir. Kolayca ezberlenmesi, kısa zamanda insanlara ulaşması, manasının kolaylıkla anlaşılması, inançların ve hükümlerin müminlerin kalbinde yavaş yavaş kuvvetlenip kökleşmesi için Kur’an bir defada toptan indirilmemiş, yaklaşık yirmi üç senede, peyderpey indirilmiştir.
KURAN-I KERİM NASIL OKUNMALI? KURAN-I KERİM EN GÜZEL NASIL OKUNUR?
Kuran okurken dikkat edilmesi gerekenler
Kuran-ı Kerim'i doğru bir şekilde okumak için harflerin üzerilerindeki uzatmalarına ve mahreç yerlerine dikkat etmek oldukça önemlidir. Harflerin okunuşunu değiştiren medler yani uzatmalar kişinin Kuran-ı Kerim'i nağmeli okumasını sağlamaz. Nağmeli bir şekilde okumak demek, kişinin Kuran-ı Kerim'i okurken oluşturduğu güzel sesiyle dinleyicilerin gönlüne hitap etmesidir.
Nağmeli okunan bir ayet ise insanlara karşı Kuran-ı Kerimin daha fazla okunup, daha fazla dinlenmesini teşvik eder.