Kütüb-i Sitte Hadis-i Şerif ( 4871-4880 )

4871 - Hz. Ebu Hureyre radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam (bir mal hususunda ihtilaf eden, fakat beyyineleri olmayan) bir kavme yemin teklif etti. (Iki taraf da) birden yemin etmeye kostu. Bunun uzerine (once) yemin (edecek tarafin tesbiti icin) kur'a cekilmesini emretti."
Buhari, Sehadat 24; Ebu Davud, Akdiye 22, (3616, 3617, 3618).

4872 - Ebu Gatafan Ibnu Tarif el Murri anlatiyor: "Zeyd Ibnu Sabit ve Ibnu Muti' aralarindaki bir ev sebebiyle (Medine Valisi) Mervan'a dava actilar. Mervan, minberde yemin etmesi sartiyla, evin Zeyd Sabit'e ait olduguna hukmetti. Zeyd:
"Ben onun icin su yerimde yemin ederim!" dedi. Mervan da:
"Hayir! Hukukun kesinlestigi yerde yemin edeceksin!" dedi. Bunun uzerine Zeyd "Hakkim haktir" diye yemin etmeye basladi ve minberde yemin etmekten imtina etti.
Mervan bu duruma hayret etti."
Muvatta, Akdiye 12, (2, 728).

YEMININ SEKLI

4873 - Ibnu Abbas radiyallahu anhuma anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam, yemin teklif ettigi bir adama:
"Kendinden baska ilah bulunmayan Allah'in adiyla, o kimsenin yani dava sahibinin senin yaninda mali olmadigina yemin et!" buyurdu."
Ebu Davud, Akdiye 24, (3620).

ADALET VE SEHADET

4874 - Amr Ibnu Suayb an ebihi an ceddihi anlatiyor: Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Hain erkek ve haine kadinin, zani erkek ve zaniye kadinin, kardesine kin tasiyan kimsenin sehadeti caiz degildir."
Ebu Davud, Akdiye 16, (3600, 3601); Ibnu Mace, Ahkam 30, (2366).
Tirmizi'de Hz. Aise'den yapilan bir rivayette, haine kelimesinden sonra su ziyade vardir: "Hadd-i kazf'la celde tatbik edilenin, sehadette (yalani) tecrube edilmis olanin, ev halkina hizmet edenin, kendisini nisbet ettigi mevla ve akrabalari hususlarinda muttehem olan (gercek nesebini gizleyen)in."
Tirmizi, Sehadat 1, (2299).

4875 - Hz. Ebu Hureyre radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Bedevinin, koylu aleyhindeki sehadeti caiz degildir."
Ebu Davud, Akdiye 17, (3602); Ibnu Mace, Ahkam 30, (2367).

4876 - Eymen Ibnu Hureym Ibni Fatik anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam:
"Yalan sehadet Allah'a sirkle bir tutulmustur!" buyurdular ve ayeti okudular. (Mealen): "...Putlara tapmak gibi bir pislikten ve yalan sozden de kacinin." (Hacc 30).
Tirmizi, Sehadat 3, (2300, 2301); Ebu Davud, Akdiye 15, (3599); Ibnu Mace, Ahkam 32, (2372).

4877 - Zeyd Ibnu Halid radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Size sahidlerin en hayirlisini haber vermeyeyim mi: O kendisine talep edilmezden once sehadet etmeye gelendir."
Muslim, Akdiye 19, (1719); Muvatta, Akdiye 3, (2, 720); Ebu Davud, Akdiye 13, (3596); Tirmizi, Sehadat 1, (2296).

4878 - Huzeyme Ibnu Sabit radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam bir bedeviden bir at satin almisti. Aleyhissalatu vesselam, onu eve kadar getirivermesini ve orada parasini almasini soyledi. Bu sirada kendisi hizli hizli yurudu; bedevi ise agir agir yuruyordu. (Aralarinda epeyce bir mesafe hasil oldu. Bu sirada) bazi kimseler bedeviye gelip at uzerinde pazarlik yapmaya basladilar. Onu Resulullah aleyhissalatu vesselam'in satin almis oldugunu kimse bilmiyordu. Bedevi, Aleyhissalatu vesselam'a seslenip:
"Su ati alacaksan al, degilse sattim!" dedi. Resulullah aleyhissalatu vesselam bedevinin bu sozunu isitince adama yonelip: "Ben onu zaten senden satin aldim ya!" buyurdular. Ama bedevi:
"(Bu ne demek?) Vallahi ben onu sana satmadim!" dedi. Aleyhissalatu vesselam: "Bilakis! Ben onu senden aldim" dedi. Bunun uzerine bedevi:
"Bir sahit getir!" demeye basladi. Hemen Huzeyme atilip:
"Ben sehadet ederim, siz onu satin aldiniz!" dedi. Aleyhissalatu vesselam, Huzeyme'ye gelerek: "Ne ile sehadet ediyorsun?" diye sordu. Huzeyme:
"Sana olan tasdikim ile, Ey Allah'in Resulu!" dedi. Bunun uzerine Aleyhissalatu vesselam Huzeyme'nin sehadetini iki kisinin sehadeti yerine koydu."
Ebu Davud, Akdiye 20, (3607); Nesai, Buyu 91, (7, 302).
Rezin su ziyadeyi ilave etti: "Bedevi: "Bu, Resulullah mi?" dedi. Ebu Hureyre kendisine: "Peygamberini tanimaman cahillik olarak sana yeter. Allah Teala Hazretleri dogru soyledi: "Bedeviler kufur ve nifak yonunden daha siddetli ve Allah'in Resulune indirdigi emir ve yasaklari bilmemeye daha musaiddirler" (Tevbe 97). Bedevi bunun uzerine ati sattigini itiraf etti."

EHL-I KITABIN SEHADETI

4879 - Ibnu Abbas radiyallahu anhuma soyle hitap etmistir: "Ey muslumanlar! Peygamberiniz aleyhissalatu vesselam'a indirilen kitap, Allah'in en yeni kitabi ve icine hicbir sey karismamis oldugu halde, onu okuyup durdugunuz halde, nasil olur da Ehl-i Kitab'a (ser'i) birsey sormaktasiniz? Halbuki Allah Teala Hazretleri, Ehl-i Kitab'in Allah'in kitabini degistirip elleriyle yeni bir kitap yazdiklarini, sonra da az bir menfaati satin almak icin: "Bu, Allah katindandir" dediklerini haber vermektedir. Bilesiniz, size gelen ilim, onlara soru sormanizi men etmektedir. Hayir! Vallahi onlardan bir kisinin bile size inen kitaptan sizlere bir sey sordugunu gormuyoruz."
Buhari, I'tisam 25, Sehadat 29, Tevhid 42.

4880 - Sa'bi anlatiyor: "Muslumanlardan birine, Dakuka'da olum geldi. Vasiyetine sahidlik edecek hicbir musluman bulamadi. Bunun uzerine Ehl-i Kitap'tan iki kisiyi vasiyetine sahid kildi. Bunlar Kufe'ye geldiler. Ebu Musa el-Es'ari'yi bulup durumu haber verdiler. Bunlar olenin tereke ve vasiyetini beraberlerinde getirmislerdi. Ebu Musa radiyallahu anh onlara:
"Bu hadise, Resulullah aleyhissalatu vesselam devrinden sonra hic gorulmeyen bir hadisedir" dedi. Ikindi namazindan sonra onlara, ihanet etmedikleri, yalan soylemedikleri, vasiyeti tebdil etmedikleri, gizlemedikleri, degistirmedikleri, soylediklerinin o adamin vasiyeti, getirdiklerinin de terikesi olduguna dair yemin ettirdi. Sonra sehadetlerini(n geregini yerine getirip) uygulamaya koydu."

Ebu Davud, Akdiye 19, (3605).



Kütüb-i Sitte, İslam dininin en önemli iki kaynağından biri niteliğindeki sünnet malzemesini meydana getiren ve en sahih (güvenilir) hadislerden oluşan altı hadis kitabına verilen genel isimdir. Söz konusu bu altı kitap Kur’ân-ı Kerim’den sonra en sahih kitaplar olarak kabul edilen Buharî ile Müslim’in Câmiu’s-Sahîh adlı eserleri ile Ebû Davud, Tirmizî, Nesai ve İbn Mace’nin sünen türündeki eserlerinden ibarettir.Kütüb-i Sitte, Arapça “kitaplar” manasına gelen “kütüb” kelimesiyle “altı” manasına gelen “sitte” kelimesinden meydana gelmiş bir tabir olup, “altı kitap” anlamındadır.
.

----

Kütüb-i Sitte Hadis-i Şerif ( 4871-4880 ) - Kuran Hatim sayfasını izlemektesiniz.



Kur’an’ı Kerim

Allah tarafından gönderilen ilahi kitapların sonuncusu olan Kur’an’ı Kerim, son peygamber Hz. Muhammed’e (s.a.v.) indirilmiştir. Sözlükte toplamak, okumak, bir araya getirmek anlamına gelen Kur’an, terim olarak şöyle tarif edilir:

“Hz. Peygamber’e indirilen, mushaflarda yazılı olup, peygamberimizden bize kadar tevatür yoluyla nakledilmiş olan; okunmasıyla ibadet edilen ve insanlığın benzerini getirmekten aciz kaldığı “ilahi kelâm”dır.

İlahi Kitapların Özelliği


İlahi kitapların en büyük özelliği ve değeri şüphesiz onların Allah’ın sözlerinden ibaret olmalarıdır. Ancak bugün bu özellik sadece Kur’ân-ı Kerîm’e mahsustur. Zira diğer ilâhî kitaplar peygamberlerinden sonra insanlarca tahrifat ile karşı karşıya kalmış ve sonunda bir insanın kaleme aldığı kitaplar haline gelmişlerdir. Zâten Kur’ân-ı Kerîm’in gönderilmesinin bir sebebi de budur. Son vahyedilen ilahi kelam olan Kur’ân-ı Kerîm, kendisinden önce gönderilen ilâhî kitapların bilgi ve hikmetlerini de içeren en mükemmel ilahi kitaptır. Kur’an Son ilahi kitap olması itibarıyla da bizzat Allah’ın muhafazası altındadır. O, hiç değişmeden kıyamete kadar insanlığa kurtuluş ve huzur reçetesi olmaya devam edecektir.

KUR’AN’IN NÜZÛLÜ (İNDİRİLMESİ)


Kur’an-ı Kerim, Yüce Allah’tan Hz.Peygamber’e Cebrail aracılığıyla, vahiy yoluyla indirilmiştir. Kolayca ezberlenmesi, kısa zamanda insanlara ulaşması, manasının kolaylıkla anlaşılması, inançların ve hükümlerin müminlerin kalbinde yavaş yavaş kuvvetlenip kökleşmesi için Kur’an bir defada toptan indirilmemiş, yaklaşık yirmi üç senede, peyderpey indirilmiştir.

KURAN-I KERİM NASIL OKUNMALI? KURAN-I KERİM EN GÜZEL NASIL OKUNUR?

Kuran okurken dikkat edilmesi gerekenler

Kuran-ı Kerim'i doğru bir şekilde okumak için harflerin üzerilerindeki uzatmalarına ve mahreç yerlerine dikkat etmek oldukça önemlidir. Harflerin okunuşunu değiştiren medler yani uzatmalar kişinin Kuran-ı Kerim'i nağmeli okumasını sağlamaz. Nağmeli bir şekilde okumak demek, kişinin Kuran-ı Kerim'i okurken oluşturduğu güzel sesiyle dinleyicilerin gönlüne hitap etmesidir.

Nağmeli okunan bir ayet ise insanlara karşı Kuran-ı Kerimin daha fazla okunup, daha fazla dinlenmesini teşvik eder.