Kütüb-i Sitte Hadis-i Şerif ( 191-200 )

191 - Adiy Ibnu Hatim (radiyallahu anh) anlatiyor: Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Sizden herkese Rabbi, aralarinda bir tercuman olmaksizi, dogrudan dogruya hitab edecektir. Kisi o zaman (atese karsi bir kurtulus yolu bulmak uzere sagina bakar, hayatta iken gonderdigi (hayir) amellerden baska birsey goremez. Soluna bakar, orada da hayatta iken isledigi (kotu) amellerden baska birsey goremez. On cihetine bakar. Karsisinda (kendini beklemekte olan) atesi gorur. (Ey bu dehsetli gune inanan mu'minler!) yarim hurma ile de olsa kendinizi atesten koruyun. Bunu da bulamazsaniz guzel bir sozle koruyun"
Buhari, Rikak 49, 51, Tevhid 36, 24, Zekat 9, Menakib 25, Edeb 34; Muslim, Zekat 67, (1016); Timizi, Kiyamet 1, (2427).

192 - Ebu Hureyre (radiyallahu anh) anlatiyor: "Bilin ki, bir ev halkina, sutunden ve yununden istifade etmeleri icin, aksam ve sabah bol sut veren devesini, gecici olarak bagislayan kimsenin ecri cidden buyuktur."
Muslim, Zekat 73, (1019).

SIDK VE EMANET (GUVEN)

193 - Ebu Sa'id el-Hudri (radiyallahu anh) anlatiyor: Resulullah (aleyhissalatu vesselam) soyle buyurdu: "Emin ve dogruluktan ayrilmayan ticaret ehli (ayette sirat-i mustakim ashabi olarak zikredilen) peygamberler, siddikler, sehidler ve salihlerle beraberdir."
Tirmizi, Buyu 4, (1209); Ibnu Mace, Ticarat 1, (2139).

194 - Tirmizi'nin, Rifa'a Ibnu Rafi'den yaptigi diger bir rivayetinde soyle buyrulmustur: "Kiyamat gunu tuccarlar facirler (gunahkarlar) olarak diriltilecekler. Ancak Allah'tan korkanlar, iyilik yapanlar ve dogruluktan ayrilmayanlar mustesna"
Tirmizi, Buyu 4 (1210); Ibnu Mace, Ticarat3, (2146).

195 - Kays Ibnu Ebi Gareze el-Gifari (radiyallahu anh) anlatiyor: "Biz hicret etmezden once simsarlar olarak isimlendiriliyorduk. Bir gun, Medine'de, bize Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam) ugradi. Bize ondan daha iyi bir isim verdi. Buyurdu ki: "Ey tuccarlar, satis isine, yemin ve bos soz karisir..."
Bir baska rivayette soyle denmistir: "Satis isine yemin ve yalan bulasmaktadir, siz (Rabbin gadabini sonduren) sadaka karistirin"
Ebu Davud, Buyu 1, (3326,3327); Tirmizi, Buyu 4, (1208); Nesai, Eyman 7, (7, 15).

196 - Ebu Hureyre (radiyallahu anh) anlatiyor: Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam)'i isittim, diyordu ki: "(Ticarette yalan) yemin, (tuccarin zanninca) mala ragbeti artirir. (Halbuki gercekte) kazanci giderir."
Buhari, Buyu 26; Muslim, Musakat 13 (1607); Ebu Davud, Buyu 6, (3335); Nesai, Buyu 5, (7, 246).
Hadis'in metni Buhari ve Muslim'deki metindir. Ebu Davud'da "Bereketi giderir" seklindedir.

197 - Hakim Ibnu Hizam (radiyallahu anh) anlatiyor: "Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam) buyurdu ki: "Alip-satanlar" birbirlerinden ayrilmadikca (vazgecmekte) muhayyerdirler. Alip-satanlar alis-verisi sidk ve dogruluk uzere yapar (kusuru) beyan ederlerse alis-verisleri her ikisi hakkinda da mubarek kilinir. Yalan soylerler (kusurlari) gozlerlerse, belli bir kar saglasalar bile, alis-verislerinin bereketini kaybederler."
Bir rivayet soyledir: "Alis-verislerinin bereketi yok edilir: Yalan yemin mali ragbetli, kazanci bereketsiz kilar."
Buhari, Buyu 19, 22, 44, 46; Muslim, Buyu, 47, (532); Ebu Davud, Buyu 53, (3459); Tirmizi, Buyu 26, (1246); Nesai, Buyu 3, (7, 244-245).

ALIS-VERISTE VE IKALE'DE (AKDI BOZMA) KOLAYLIK

198 - Hz. Cabir (radiyallahu anh) anlatiyor: "Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Satisinda, satin alisinda, borcunu odeyisinde comert ve kolaylastirici davranan kimseye Allah rahmetini bol kilsin".
Buhari, Buyu 16; Tirmizi Buyu 75, (1320).

199 - Tirmizi'nin rivayeti soyledir: "Allah, sizden once yasamis olan bir kimseye rahmetiyle muamele etti. Cunku bu adam satinca kolaylik gosterir, satin alinca kolaylik gosterir, alacagini isteyince (kabalik ve sertlik degil, anlayis ve) kolaylik gosterirdi."
Tirmizi, Buyu 75. (1320).

200 - Tirmizi'nin Ebu Hureyre'den kaydettigi bir rivayette Resulullah (aleyhissalatu vesselam) soyle buyurur: "Allah, satistaki musamahayi, satin alistaki musamahayi, odemedeki musamahayi sever"

Tirmizi, Buyu 75 (1319).



Kütüb-i Sitte, İslam dininin en önemli iki kaynağından biri niteliğindeki sünnet malzemesini meydana getiren ve en sahih (güvenilir) hadislerden oluşan altı hadis kitabına verilen genel isimdir. Söz konusu bu altı kitap Kur’ân-ı Kerim’den sonra en sahih kitaplar olarak kabul edilen Buharî ile Müslim’in Câmiu’s-Sahîh adlı eserleri ile Ebû Davud, Tirmizî, Nesai ve İbn Mace’nin sünen türündeki eserlerinden ibarettir.Kütüb-i Sitte, Arapça “kitaplar” manasına gelen “kütüb” kelimesiyle “altı” manasına gelen “sitte” kelimesinden meydana gelmiş bir tabir olup, “altı kitap” anlamındadır.
.



----

Kütüb-i Sitte Hadis-i Şerif ( 191-200 ) - Kuran Hatim sayfasını izlemektesiniz.



Kur’an’ı Kerim

Allah tarafından gönderilen ilahi kitapların sonuncusu olan Kur’an’ı Kerim, son peygamber Hz. Muhammed’e (s.a.v.) indirilmiştir. Sözlükte toplamak, okumak, bir araya getirmek anlamına gelen Kur’an, terim olarak şöyle tarif edilir:

“Hz. Peygamber’e indirilen, mushaflarda yazılı olup, peygamberimizden bize kadar tevatür yoluyla nakledilmiş olan; okunmasıyla ibadet edilen ve insanlığın benzerini getirmekten aciz kaldığı “ilahi kelâm”dır.

İlahi Kitapların Özelliği


İlahi kitapların en büyük özelliği ve değeri şüphesiz onların Allah’ın sözlerinden ibaret olmalarıdır. Ancak bugün bu özellik sadece Kur’ân-ı Kerîm’e mahsustur. Zira diğer ilâhî kitaplar peygamberlerinden sonra insanlarca tahrifat ile karşı karşıya kalmış ve sonunda bir insanın kaleme aldığı kitaplar haline gelmişlerdir. Zâten Kur’ân-ı Kerîm’in gönderilmesinin bir sebebi de budur. Son vahyedilen ilahi kelam olan Kur’ân-ı Kerîm, kendisinden önce gönderilen ilâhî kitapların bilgi ve hikmetlerini de içeren en mükemmel ilahi kitaptır. Kur’an Son ilahi kitap olması itibarıyla da bizzat Allah’ın muhafazası altındadır. O, hiç değişmeden kıyamete kadar insanlığa kurtuluş ve huzur reçetesi olmaya devam edecektir.

KUR’AN’IN NÜZÛLÜ (İNDİRİLMESİ)


Kur’an-ı Kerim, Yüce Allah’tan Hz.Peygamber’e Cebrail aracılığıyla, vahiy yoluyla indirilmiştir. Kolayca ezberlenmesi, kısa zamanda insanlara ulaşması, manasının kolaylıkla anlaşılması, inançların ve hükümlerin müminlerin kalbinde yavaş yavaş kuvvetlenip kökleşmesi için Kur’an bir defada toptan indirilmemiş, yaklaşık yirmi üç senede, peyderpey indirilmiştir.

KURAN-I KERİM NASIL OKUNMALI? KURAN-I KERİM EN GÜZEL NASIL OKUNUR?

Kuran okurken dikkat edilmesi gerekenler

Kuran-ı Kerim'i doğru bir şekilde okumak için harflerin üzerilerindeki uzatmalarına ve mahreç yerlerine dikkat etmek oldukça önemlidir. Harflerin okunuşunu değiştiren medler yani uzatmalar kişinin Kuran-ı Kerim'i nağmeli okumasını sağlamaz. Nağmeli bir şekilde okumak demek, kişinin Kuran-ı Kerim'i okurken oluşturduğu güzel sesiyle dinleyicilerin gönlüne hitap etmesidir.

Nağmeli okunan bir ayet ise insanlara karşı Kuran-ı Kerimin daha fazla okunup, daha fazla dinlenmesini teşvik eder.