Kütüb-i Sitte Hadis-i Şerif ( 1391-1400 )

1391 - Nubeyt Ibnu Serit el-Escai (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'i arafe gunu, kizil bir devenin uzerinde hutbe verirken gordum."
Ebu Davud, Menasik 62, (1916); Nesai, Hacc 199(5, 253).

1392 - el-Adda Ibnu Halid Ibni Hevze el-Amiri (radiyallahu ,anhuma) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'i, arafe gunu, bir devenin uzerinde uzengilere (basarak) dogrulmus, halka hutbe verirken gordum."
Ebu Davud, Menasik 62, (1917).

1393 - Zeyd Ibnu Eslem, Beni Damureli bir adamdan, o da babasi veya amcasindan sunu nakletmistir: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'i Arafat'ta bir minber uzerinde gordum."
Ebu Davud, Menasik 62,(1915).

1394 - Ibnu Omer (radiyallahu anhuma) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) arefe gunu sabahi, sabah namazini kilinca Mina'dan hareket ederek Arafat'a geldi, Nemire'ye indi. Burasi, Arafat'a gelen umeranin indikleri yerdir. Ogle namazi vakti olunca Resulullah (aleyhissalatu vesselam) sicakta Nemire'den yurudu. Ogle ile ikindiyi birlestirdi, sonra halka hitab etti. Sonra yuruyup Arafat'taki vakfe yerinde durdu."
Ebu Davud, Menasik 60, (1913).

1395 - Nafi' anlatiyor: "Ibnu Omer (radiyallahu anhuma) ogleyi, ikindiyi, aksami, yatsiyi ve sabahi Mina'da kilar, sonra gunes dogunca Arafat'a hareket ederdi."
Muvatta, Hacc 195,11, 400.

1396 - Ibnu Abbas (radiyallahu anhuma) anlatiyor: "Resulullah, terviye gunu, Mina'da bize ogleyi, ikindiyi, aksami, yatsiyi ve ertesi gunu (Zilhicce'nin dokuzu) sabahi kildirir, sonra Arafat'a hareket ederdi."
Tirmizi, Hacc 50, 879).

1397 - Ebu Davud'da yine Ibnu Abbas: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam), terviye gunu ogleyi, arefe gunu de sabahi Mina'da kildirdi" demistir.
Ebu Davud, Hacc 59, (1911).

1398 - Urve Ibnu Mudarris et-Tai (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'a Muzdelife'de namazi kildigi zaman geldim.
"Ey Allah'in Resulu, dedim, ben Tayy daglarindan geliyorum. Hayvanim da kendim de yorgunum ve bitkin dustuk. Allah'a kasem olsun, ey Allah'in Resulu, gelirken gectigim her dagin basinda mutlaka durdum. Benim icin hacc imkani var mi?"
Resulullah (aleyhissalatu vesselam) su cevabi verdi:
"Bizimle birlikte su namazi burada kilip, bizimle kalan, bundan once de Arafat'da geceleyin veya gunduzleyin kalmis olan, artik haccini tamamlamis, haramlardan kurtulmus olur."
Tirmizi, Hacc 57, (891); Ebu Davud,Menasik 69, (1950); Nesai, Hacc 211, (5, 263); Ibnu Mace, Menasik 57, (3016).

1399 - Abdurrahman Ibnu Ya'mur ed-Dili (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) Arafat'da iken, munadisine (dellalina) soyle nida edip duyurmasini emretti: "Hacc Arafat'tir, kim Cem (Muzdelife) gecesi fecrin dogmasindan once (vakfeye) yetisirse, hacci idrak etmis demektir. Eyyam-i Mina uc gundur. Kim ilk iki gunde acele davranirsa, herhangi bir gunah terettup etmedigi gibi, te'hir edene de bir gunah terettup etmez."
Tirmizi, Hacc 57, (889); Ebu Davud, Menasik 69, (1949);Nesai, Hacc 211, (5, 264); Ibnu Mace, Menasik 37, (3015).

1400 - Hz.Ali (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) Kuzah'ta vakfe yapti ve: "Burasi Kuzah'tir, vakfe mahallidir, Cem'in (Muzdelife'nin) tamami vakfe mahallidir. Ben burada kurbani kestim. Mina'nin her yani kesim yeridir. Kurbanlarinizi evlerinizde kesin" buyurdu."

Ebu Davud, Menasik 65, (1935).



Kütüb-i Sitte, İslam dininin en önemli iki kaynağından biri niteliğindeki sünnet malzemesini meydana getiren ve en sahih (güvenilir) hadislerden oluşan altı hadis kitabına verilen genel isimdir. Söz konusu bu altı kitap Kur’ân-ı Kerim’den sonra en sahih kitaplar olarak kabul edilen Buharî ile Müslim’in Câmiu’s-Sahîh adlı eserleri ile Ebû Davud, Tirmizî, Nesai ve İbn Mace’nin sünen türündeki eserlerinden ibarettir.Kütüb-i Sitte, Arapça “kitaplar” manasına gelen “kütüb” kelimesiyle “altı” manasına gelen “sitte” kelimesinden meydana gelmiş bir tabir olup, “altı kitap” anlamındadır.
.

----

Kütüb-i Sitte Hadis-i Şerif ( 1391-1400 ) - Kuran Hatim sayfasını izlemektesiniz.



Kur’an’ı Kerim

Allah tarafından gönderilen ilahi kitapların sonuncusu olan Kur’an’ı Kerim, son peygamber Hz. Muhammed’e (s.a.v.) indirilmiştir. Sözlükte toplamak, okumak, bir araya getirmek anlamına gelen Kur’an, terim olarak şöyle tarif edilir:

“Hz. Peygamber’e indirilen, mushaflarda yazılı olup, peygamberimizden bize kadar tevatür yoluyla nakledilmiş olan; okunmasıyla ibadet edilen ve insanlığın benzerini getirmekten aciz kaldığı “ilahi kelâm”dır.

İlahi Kitapların Özelliği


İlahi kitapların en büyük özelliği ve değeri şüphesiz onların Allah’ın sözlerinden ibaret olmalarıdır. Ancak bugün bu özellik sadece Kur’ân-ı Kerîm’e mahsustur. Zira diğer ilâhî kitaplar peygamberlerinden sonra insanlarca tahrifat ile karşı karşıya kalmış ve sonunda bir insanın kaleme aldığı kitaplar haline gelmişlerdir. Zâten Kur’ân-ı Kerîm’in gönderilmesinin bir sebebi de budur. Son vahyedilen ilahi kelam olan Kur’ân-ı Kerîm, kendisinden önce gönderilen ilâhî kitapların bilgi ve hikmetlerini de içeren en mükemmel ilahi kitaptır. Kur’an Son ilahi kitap olması itibarıyla da bizzat Allah’ın muhafazası altındadır. O, hiç değişmeden kıyamete kadar insanlığa kurtuluş ve huzur reçetesi olmaya devam edecektir.

KUR’AN’IN NÜZÛLÜ (İNDİRİLMESİ)


Kur’an-ı Kerim, Yüce Allah’tan Hz.Peygamber’e Cebrail aracılığıyla, vahiy yoluyla indirilmiştir. Kolayca ezberlenmesi, kısa zamanda insanlara ulaşması, manasının kolaylıkla anlaşılması, inançların ve hükümlerin müminlerin kalbinde yavaş yavaş kuvvetlenip kökleşmesi için Kur’an bir defada toptan indirilmemiş, yaklaşık yirmi üç senede, peyderpey indirilmiştir.

KURAN-I KERİM NASIL OKUNMALI? KURAN-I KERİM EN GÜZEL NASIL OKUNUR?

Kuran okurken dikkat edilmesi gerekenler

Kuran-ı Kerim'i doğru bir şekilde okumak için harflerin üzerilerindeki uzatmalarına ve mahreç yerlerine dikkat etmek oldukça önemlidir. Harflerin okunuşunu değiştiren medler yani uzatmalar kişinin Kuran-ı Kerim'i nağmeli okumasını sağlamaz. Nağmeli bir şekilde okumak demek, kişinin Kuran-ı Kerim'i okurken oluşturduğu güzel sesiyle dinleyicilerin gönlüne hitap etmesidir.

Nağmeli okunan bir ayet ise insanlara karşı Kuran-ı Kerimin daha fazla okunup, daha fazla dinlenmesini teşvik eder.