Kütüb-i Sitte Hadis-i Şerif ( 1161-1170 )

1161 - Ibnu Abbas (radiyallahu anhuma) sunu soylemistir: "Hacc icin, sadece hacc aylarinda ihrama girmek sunnettendir."
Buhari, Hacc 33 (tercume yani bab basligi olarak kaydetmistir).

1162 - Ibnu Omer (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Medineliler Zulhuleyfe'de, Samlilar Cuhfe'de, Necidliler Karn'da ihrama girer, telbiyeye baslar."
Buhari, Hacc 8, 5, 10, Ilm 52, I'tisam 16; Muslim, Hacc 1347, (1182); Muvatta, Hacc 22, (1,330); Tirmizi, Hacc 17, (831); Ebu Davud, Menasik 9, (1737); Nesai, Hacc 17,18, 21, (5,122-125).

1163 - Bir rivayette Ibnu Omer der ki: "Bizzat isitmemekle beraber, bana soylendigine gore, Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurmustur ki: "Yemenliler de Yelemlem'de ihrama girerler. "
Buhari, Hacc 8, Ilm 52, I'tisam 16; Muslim, Hacc 13-18 (1182).

1164 - Buhari'de gelen bir diger rivayette belirtildigi uzere, bir zat (Abdullah Ibnu Omer'e) gelerek: "Umre icin nerede ihrama girmem caiz olur?" diye sorunca: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) mikat yerleri olarak Necidliler icin Karn'i, Medineliler icin Zulhuleyfe'yi, Samlilar icin Cuhfe'yi belirledi" demis, baska bir mikat yeri zikretmemistir."
Buhari, Hacc 3.

1165 - Ibnu Abbas (radiyallahu anhuma) demistir ki: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam), Medineliler icin Zulhuleyfe'yi,Samlilar icin Cuhfe'yi, Necidliler icin Karnu'l-Menazil'i Yemenliler icin Yelemlem'i mikat yerleri olarak ta'yin etmistir. Bu yerler, ora ahalileri ve oraya baska yerlerden hacc ve umre yapmak maksadiyla gelenler icin mikat yerleridir. Bu soylenen mikat yerlerinin berisinde (yani mikatlarla Mekke arasinda) bulunanlar icin mikat, bulundugu yerdir. Daha yakin yerde olanlar da boyledir. Nitekim Mekkeliler de Mekke'de ihrama girerler."
Buhari, Hacc 7, 9, 11, 12, Cezau's-Sayd 18; Muslim, Hacc 11, (2181); Ebu Davud, Menasik 9, (1737); Nesai, Hac 20, 23, (5,123-125).

1166 - Bir rivayette soyle denmistir: "Kim (mikatlerin) berisinde ise, (niyeti) baslattigi yerde ihram giyer, oyle ki, Mekkeliler Mekke'de (ihrama girerler).
Buhari, Hacc 7; Ebu Davud, Menasik 9, (1737).

1167 - Ebu z-Zubeyr anlatiyor: "Hz. Cabir (radiyallahu anh)'e ihrama girme yerinden sorulmustu. Su cevabi verdi: "Ben Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'in bu hususta soyle soyledigini isittim. "Medineliler'in ihrama girme yeri Zulhuleyfe'dir. Diger yol Cuhfe'dir. IrakIilar 'in ihrama girme yeri Zat-i Irk'dir. Necidliler'in ihrama girme yeri Karni'lMenazil'dir. Yemenliler'in ihrama girme yerleri Yelemlem'dir."
Muslim, Hacc 18, (1183).

1168 - Ibnu Omer (radiyallahu anh) anlatiyor: "Su iki memleket (Basra ve Kufe) fethedildigi zaman Hz. Omer (radiyallahu anh)'e halk gelip :
"Ey mu'minlerin emiri! Resulullah (aleyhissalatu vesselam) Necidliler icin Karn'i (mikat olarak) tesbit etti. Orasi bizim yolumuza sapa duser. (Buradan) Karn'e gitmeye kalksak, bize zor olur!" dediler. Hz. Omer (radiyallahu anh) onlara:
"Oyleyse onun kendi yolunuzdaki hizasina bakin" dedi ve onlar icin Zat-i Irk'i tesbit etti."
Buhari, Hacc 13.

1169 - Hz. Aise (radiyallahu anha) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) Iraklilar icin Zat-i Irk'i mikat kildi."
Ebu Davud, Menasik 9, (1739); Nesai, Hacc 22, (5,125).

1170 - Ibnu Abbas (radiyallahu anhuma) demistir ki: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) Mesrikliler icin Akik'i mikat kildi."

Ebu Davud, Menasik 9, (1740); Tirmizi, Hacc 17, (832).



Kütüb-i Sitte, İslam dininin en önemli iki kaynağından biri niteliğindeki sünnet malzemesini meydana getiren ve en sahih (güvenilir) hadislerden oluşan altı hadis kitabına verilen genel isimdir. Söz konusu bu altı kitap Kur’ân-ı Kerim’den sonra en sahih kitaplar olarak kabul edilen Buharî ile Müslim’in Câmiu’s-Sahîh adlı eserleri ile Ebû Davud, Tirmizî, Nesai ve İbn Mace’nin sünen türündeki eserlerinden ibarettir.Kütüb-i Sitte, Arapça “kitaplar” manasına gelen “kütüb” kelimesiyle “altı” manasına gelen “sitte” kelimesinden meydana gelmiş bir tabir olup, “altı kitap” anlamındadır.
.

----

Kütüb-i Sitte Hadis-i Şerif ( 1161-1170 ) - Kuran Hatim sayfasını izlemektesiniz.



Kur’an’ı Kerim

Allah tarafından gönderilen ilahi kitapların sonuncusu olan Kur’an’ı Kerim, son peygamber Hz. Muhammed’e (s.a.v.) indirilmiştir. Sözlükte toplamak, okumak, bir araya getirmek anlamına gelen Kur’an, terim olarak şöyle tarif edilir:

“Hz. Peygamber’e indirilen, mushaflarda yazılı olup, peygamberimizden bize kadar tevatür yoluyla nakledilmiş olan; okunmasıyla ibadet edilen ve insanlığın benzerini getirmekten aciz kaldığı “ilahi kelâm”dır.

İlahi Kitapların Özelliği


İlahi kitapların en büyük özelliği ve değeri şüphesiz onların Allah’ın sözlerinden ibaret olmalarıdır. Ancak bugün bu özellik sadece Kur’ân-ı Kerîm’e mahsustur. Zira diğer ilâhî kitaplar peygamberlerinden sonra insanlarca tahrifat ile karşı karşıya kalmış ve sonunda bir insanın kaleme aldığı kitaplar haline gelmişlerdir. Zâten Kur’ân-ı Kerîm’in gönderilmesinin bir sebebi de budur. Son vahyedilen ilahi kelam olan Kur’ân-ı Kerîm, kendisinden önce gönderilen ilâhî kitapların bilgi ve hikmetlerini de içeren en mükemmel ilahi kitaptır. Kur’an Son ilahi kitap olması itibarıyla da bizzat Allah’ın muhafazası altındadır. O, hiç değişmeden kıyamete kadar insanlığa kurtuluş ve huzur reçetesi olmaya devam edecektir.

KUR’AN’IN NÜZÛLÜ (İNDİRİLMESİ)


Kur’an-ı Kerim, Yüce Allah’tan Hz.Peygamber’e Cebrail aracılığıyla, vahiy yoluyla indirilmiştir. Kolayca ezberlenmesi, kısa zamanda insanlara ulaşması, manasının kolaylıkla anlaşılması, inançların ve hükümlerin müminlerin kalbinde yavaş yavaş kuvvetlenip kökleşmesi için Kur’an bir defada toptan indirilmemiş, yaklaşık yirmi üç senede, peyderpey indirilmiştir.

KURAN-I KERİM NASIL OKUNMALI? KURAN-I KERİM EN GÜZEL NASIL OKUNUR?

Kuran okurken dikkat edilmesi gerekenler

Kuran-ı Kerim'i doğru bir şekilde okumak için harflerin üzerilerindeki uzatmalarına ve mahreç yerlerine dikkat etmek oldukça önemlidir. Harflerin okunuşunu değiştiren medler yani uzatmalar kişinin Kuran-ı Kerim'i nağmeli okumasını sağlamaz. Nağmeli bir şekilde okumak demek, kişinin Kuran-ı Kerim'i okurken oluşturduğu güzel sesiyle dinleyicilerin gönlüne hitap etmesidir.

Nağmeli okunan bir ayet ise insanlara karşı Kuran-ı Kerimin daha fazla okunup, daha fazla dinlenmesini teşvik eder.