Kütüb-i Sitte Hadis-i Şerif ( 7191-7200 )

7191 - Abdullah Ibnu Amr radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Ummetimde hasf, mesh ve kazf olacaktir."

DABBETU'L-ARZ

7192 - Abdullah Ibnu Bureyde radiyallahu anhuma babasi (Bureyde)'den naklediyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam beni, Mekke'ye yakin badiyedeki bir yere goturdu. Burasi kuru bir yerdi, etrafi da kumdu. Resulullah aleyhissalatu vesselam: "Dabbetu'l-arz bu yerden cikacak" buyurdu. Isaret edilen yerin eni ve boyu birer karisti."
Ibnu Bureyde dedi ki: "Bundan yillar sonra haccettim. Babam (o sahanin en ve boy uzunlugunda bir asasini bize gosterdi. Baktim ki, o asa benim bu asam ile su ve bu kadardir."

YE'CUC VE ME'CUC

7193 - Ebu Hureyre radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Ye'cuc ve Me'cuc (seddi) her gun kazarak nihayet gunesin isigini gormeye yakin, baslarindaki kisi onlara: "Haydi donun, kazimiza yarin devam ederiz!" der. Allah Teala hazretleri, sabah oluncaya kadar seddi eski guclu haline iade eder. Bu hal onlarin muddetleri doluncaya kadar devam edecek. Vakit dolup da Allah onlari insanlarin uzerine gondermek istedigi zaman, ayni sekilde yine kazacaklar, gunesin isigini gorecekleri gedik acilacagi zaman, baslarindaki "haydi donun insaallah yarin kazmaya devam ederiz" diyecek. Onlar da "insaallah!" diyecekler; ertesi gunu gelecekIer. Bu sefer seddi biraktiklari gibi bulacaklar. Yine kazacaklar, bu sefer insanlarin uzerine cikacaklar ve (ugradiklari) suyu icip tuketecekler. Insanlar, onlara karsi kalelerine cekilecekler. Bu sefer onlar da oklarini goge atacaklar. Oklari, uzeri kanli olarak geri donecek. Bunun uzerine Yecuc ve Mecuc: "Biz yeryuzundeki insanlari kahrettik ve goktekilere de galebe caldik" diyecekler. Sonra Allah, onlarin enselerine musallat olacak deve kurtlarini gonderecek, bunlarla onlari oldurecek."
Resulullah aleyhissalatu vesselam devamla dedi ki: "Nefsim elinde olan Zat-i Zulcelal'e yemin olsun ki, yerdeki hayvanlar onlarin etlerini yemek suretiylemuhakkak ki iyice semirecek ve memeleri sutle dolacaktir."

7194 - Abdullah Ibnu Mes'ud radiyallahu anh anlatiyor: "Mirac gecesinde, Resulullah aleyhissalatu vesselam Hz. Ibrahim, Hz. Musa ve Hz. Isa ile karsilasti. Kiyameti aralarinda muzakere ettiler. Once Hz. Ibrahim aleyhisselam'dan baslayip ona Kiyametten sordular. Onun Kiyamet hakkinda herhangi bir bilgisi yoktu. Sonra Hz. Musa aleyhisselam'a sordular. Kiyamet hakkinda onun da bir bilgisi yoktu. Soz Hz. Isa aleyhisselam'a geldi. O: "Kiyametin kopmasina yakin seyler (alametler) hakkinda bana bilgi verildi. Ama Kiyametin kopma (vaktini) Allah'tan baska hic kimse bilemez" dedi. Sonra (Kiyametin alametlerin en biri olarak) Deccal'in cikmasini anlatti. Sunlari soyledi: "Sonra ben inip onu oldurecegim ve bundan sonra halk memleketlerine donecek. Bu defa onlarin karsisina Ye'cuc ve Me'cuc cikacak ve her tepeden hizla hucum edeceklerdir. Onlar giderken rastladiklari her suyu icip tuketecekler ve ugrayacaklari her seyi bozup alt-ust edecekler. Bunun uzerine halk feryat ederek Allah'tan yardim dileyecek. Ben de Ye'cuc ve Me'cuc'u oldurmesi icin Allah'a dua edecegim. (Duam kabul gorecek) ve yer onlarin (leslerinin) kokusu ile cok pis kokacak. Ben yine Allah'a dua edecegim! Allah da bir su gonderecek ve o su, onlari tasiyip denize atacaktir. Daha sonra daglar ufaltilip dagitilacak ve yer, derinin yarilip genisletildigi gibi yayilip genisletilecek.
Iste soylenen bu hal vukua gelince, insanlara yakinligi itibariyle Kiyametin, ev halki ne zaman dogumu ile aniden karsilasacaklarini bilmedikleri hamile kadin gibi olacagi bana bildirildi."
Ravi el-Avvam demistir ki: "Bunun tasdiki Kitabullah'da bulunmustur (Mealen): "Nihayet, Ye'cuc ile Me'cuc'un onundeki sed acildiginda, her tepeden saldirmaga baslarlar" (Enbiya 96).

MEHDI'NIN CIKMASI

7195 - Ibnu Mes'ud radiyallahu anh anlatiyor: "Biz, Resulullah aleyhissalatu vesselam'in yaninda iken Beni Hasim'den bir grub genc geldi. Resulullah aleyhissalatu vesselam onlari gorunce, gozleri yasla doldu ve rengi degisti. Ben: "(Ey Allah'in Resulu!) Simdiye kadar, mubarek yuzunuzde hosumuza gitmeyen bir manzara hic gormemistik, (simdi ne oldu da bizi uzen bir ifade ile karsilasiyoruz?)" dedim. Su cevabi verdiler:
"Biz oyle bir Ehl-i Beytiz ki, Allah bizim icin dunyaya mukabil ahireti tercih etmistir. Benim Ehl-i Beytim benden sonra bela, kacirilma ve surgune maruz kalacak. Nihayet, mesrik (dogu) tarafindan beraberlerinde siyah bayraklar olan bir kavim gelecek. Bunlar hayir (saltanat) isteyecekler, fakat istekleri yerine getirilmeyecek. Bunun uzerine onlar savasacak. Allah onlara yardim edecek. Bundan sonra istedikleri (hukumdarlik) kendilerine verilecek. Ne var ki, onlar bunu kabul etmeyip emirligi Ehl-i Beytim'den bir adama tevdi edecekler. Bu (Emir) de, insanlar yeryuzunu daha once zulum ile doldurduklari gibi, yeryuzunu adaletle dolduracaktir. Artik sizden kim o gune yetisirse kar ustunde emeklemek suretiyle de olsa onlara varsin (katilsin)" buyurdu."

7196 - Sevban radiyallahu anh anlatiyor: "Reslulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Sizin hazinenizin yaninda uc kisi kavga edecek: Ucu de bir halifenin evladidir. (Halifelik) bunlarin hicbirine nasip olmayacaktir. Sonra mesrik (dogu) cihetinden siyah bayraklar (tasiyan bir ordu) zuhur edecek, hicbir kavmin oldurmedigi sekilde sizi oldurecek."
Ravi der ki: "Sonra (Aleyhissalatu vesselam) ezberde tutamadigim bir sey daha soyledi. Son olarak da: "Onlari gorunce onlara derhal biat edin, kar uzerinde emekleyerek de olsa!" buyurdular. Cunku o, Allah'in halifesidir, Mehdidir."

7197 - Hz. Ali anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Mehdi bizden, ehl-i Beyt'imizdendir. Allah onu bir gecede islah eder (yani tevbesini kabul eder, hizmetini yapacak hale getirir. Dogruyu ilham eder ve muvaffak kilar)".

7198 - Hz. Enes radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Biz Abdulmuttalib'in ogullariyiz. Cennet ehlinin efendileriyiz: Ben, Hamza, Ali, Cafer, Hasan, Huseyin ve Mehdi."

7199 - Abdullah Ibnu'l Haris Ibni Cez'iz-Zubeydi radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam (bir gun): "Dogudan birtakim insanlar cikacak ve Mehdi icin zemin hazirlayacak" buyurdular. O Mehdi'nin hakimiyetini kastediyor."

MEZAHIM (SIDDETLI SAVASLAR)

7200 - Zi Muhmer radiyallahu anh'a muslumanlarin Rumlarla yapacagi savas sorulunca, Resulullah'tan su hadisi nakletmistir: "Rumlar sizlerle emin bir sulh antlasmasi yapacaklar. Sonra, siz ve onlar (baska) bir dusmanla savasacaksiniz ve zafer kazanip ganimet mallarini alip (savastan) salimen galip cikacaksiniz. Sonra savas yerinden ayrilip tepeleri bulunan bir cayirlikta mola vereceksiniz. Orada hac ehlinden (hiristiyanlardan) bir adam haci havaya kaldirarak: "Hac galip oldu" diyecek, muslumanlardan bir adam kizarak kalkip (adamin elindeki) haci kirip ezecektir. Iste o zaman Rumlar sulh antlasmasini bozarak siddetli bir savas icin toplanacaklar."

Ibnu Mace, bu hadisin, kendisine bir baska vecihten de ulastigini, hadisin o vechinde su ziyadenin oldugunu belirtir: "(Rumlar) siddetli bir savas icin toplanacaklar. O zaman onlar seksen sancak altinda olduklari halde gelirler ve her sancakta onikibin asker vardir."



Kütüb-i Sitte, İslam dininin en önemli iki kaynağından biri niteliğindeki sünnet malzemesini meydana getiren ve en sahih (güvenilir) hadislerden oluşan altı hadis kitabına verilen genel isimdir. Söz konusu bu altı kitap Kur’ân-ı Kerim’den sonra en sahih kitaplar olarak kabul edilen Buharî ile Müslim’in Câmiu’s-Sahîh adlı eserleri ile Ebû Davud, Tirmizî, Nesai ve İbn Mace’nin sünen türündeki eserlerinden ibarettir.Kütüb-i Sitte, Arapça “kitaplar” manasına gelen “kütüb” kelimesiyle “altı” manasına gelen “sitte” kelimesinden meydana gelmiş bir tabir olup, “altı kitap” anlamındadır.
.

----

Kütüb-i Sitte Hadis-i Şerif ( 7191-7200 ) - Kuran Hatim sayfasını izlemektesiniz.



Kur’an’ı Kerim

Allah tarafından gönderilen ilahi kitapların sonuncusu olan Kur’an’ı Kerim, son peygamber Hz. Muhammed’e (s.a.v.) indirilmiştir. Sözlükte toplamak, okumak, bir araya getirmek anlamına gelen Kur’an, terim olarak şöyle tarif edilir:

“Hz. Peygamber’e indirilen, mushaflarda yazılı olup, peygamberimizden bize kadar tevatür yoluyla nakledilmiş olan; okunmasıyla ibadet edilen ve insanlığın benzerini getirmekten aciz kaldığı “ilahi kelâm”dır.

İlahi Kitapların Özelliği


İlahi kitapların en büyük özelliği ve değeri şüphesiz onların Allah’ın sözlerinden ibaret olmalarıdır. Ancak bugün bu özellik sadece Kur’ân-ı Kerîm’e mahsustur. Zira diğer ilâhî kitaplar peygamberlerinden sonra insanlarca tahrifat ile karşı karşıya kalmış ve sonunda bir insanın kaleme aldığı kitaplar haline gelmişlerdir. Zâten Kur’ân-ı Kerîm’in gönderilmesinin bir sebebi de budur. Son vahyedilen ilahi kelam olan Kur’ân-ı Kerîm, kendisinden önce gönderilen ilâhî kitapların bilgi ve hikmetlerini de içeren en mükemmel ilahi kitaptır. Kur’an Son ilahi kitap olması itibarıyla da bizzat Allah’ın muhafazası altındadır. O, hiç değişmeden kıyamete kadar insanlığa kurtuluş ve huzur reçetesi olmaya devam edecektir.

KUR’AN’IN NÜZÛLÜ (İNDİRİLMESİ)


Kur’an-ı Kerim, Yüce Allah’tan Hz.Peygamber’e Cebrail aracılığıyla, vahiy yoluyla indirilmiştir. Kolayca ezberlenmesi, kısa zamanda insanlara ulaşması, manasının kolaylıkla anlaşılması, inançların ve hükümlerin müminlerin kalbinde yavaş yavaş kuvvetlenip kökleşmesi için Kur’an bir defada toptan indirilmemiş, yaklaşık yirmi üç senede, peyderpey indirilmiştir.

KURAN-I KERİM NASIL OKUNMALI? KURAN-I KERİM EN GÜZEL NASIL OKUNUR?

Kuran okurken dikkat edilmesi gerekenler

Kuran-ı Kerim'i doğru bir şekilde okumak için harflerin üzerilerindeki uzatmalarına ve mahreç yerlerine dikkat etmek oldukça önemlidir. Harflerin okunuşunu değiştiren medler yani uzatmalar kişinin Kuran-ı Kerim'i nağmeli okumasını sağlamaz. Nağmeli bir şekilde okumak demek, kişinin Kuran-ı Kerim'i okurken oluşturduğu güzel sesiyle dinleyicilerin gönlüne hitap etmesidir.

Nağmeli okunan bir ayet ise insanlara karşı Kuran-ı Kerimin daha fazla okunup, daha fazla dinlenmesini teşvik eder.