Kütüb-i Sitte Hadis-i Şerif ( 6801-6810 )

KELALE

6801 - Omer Ibnu't-Hattab radiyallahu anh demistir ki: "Uc mesele vardir ki, sayet Resulullah aleyhissalatu vesselam onlari aciklamis olsaydi bu benim yanimda, dunya ve dunyanin icindeki seylerden daha hayirli olacakti: Kelale,faiz ve hilafet."

KATILIN MIRASI

6802 - Abdullah Ibnu Amr anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam, Mekke'nin fethedildigi gun kalkip su beyanda bulundu: "Kadin kocasinin diyetine ve malina varis olur. Erkek de karisinin diyetine ve malina varis olur, yeter ki bunlar birbirlerini oldurmus olmasinlar. Bunlardan biri digerini taammuden oldururse ne malina, ne de diyetine hicbir surette varis olamaz. Bunlardan biri arkadasini hataen oldururse malina varis olur, diyetine varis olamaz."

COCUGUNU INKAR EDEN

6803 - Ebu Hureyre radiyallahu anh anlatiyor: "Mulaane ayeti nazil oldugu zaman Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Kendilerinden olmayan bir kimseyi (yalan beyanla) bir kavme dahil eden kadinin, Allah'tan bekleyecegi hicbir seyi yoktur. Allah onu asla cennetine koymayacaktir. Kendinden oldugunu bile bile cocugunu inkar eden erkege karsi Allah, (rahmetini) perdeleyecek ve onu, sahidler huzurunda rezil-rusvay edecektir."

6804 - Amr Ibnu Su'ayb an ebihi an ceddihi radiyallahu anhuma anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Bir kimsenin, bilmedigi bir nesebi iddia etmesi veya ic yuzu mechul olsa bile bir nesebi reddetmesi bir nankorluktur."

COCUK IDDIA ETME

6805 - Amr Ibnu Suayb an ebihi an ceddihi radiyallahu anhuma anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam: "Nisbet edildigi babasinin olumunden sonra ilhak edilmesi istenen cocuk, (adamin sagliginda inkar etmemis olmasi sartiyla) babasi oldugu soylenen adamin olumunden sonra mirascilarinin ilhak iddiasinda bulunduklari kimsedir."
Ravi der ki: "Aleyhissalatu vesselam onun hakkinda su hukmu koydu: "Cinsi temasta bulundugu sirada mulkiyetinde bulunan cariyeden dogan cocuk, bu cocugun, o adamin cocugu oldugunu iddia eden mirascilara katilmis olur. Fakat mirascilarin yaptigi bu ilhak iddiasindan once (olen adamin) mirascilar arasinda taksim edilmis olan malindan o ilhak edilen kimseye artik pay yoktur. (Sayet varsa) henuz taksim edilmemis mirastan yetistigi miktardan kendine hissesi vardir. Nisbet edildigi babasi (hayatta iken) onu inkar etmis (yani onun kendi cocugu olmadigini soylemis) olma halinde, artik (mirascilar, ilhak iddiasinda bulunsalar bile) o kimse mirascilara katilmaz (ve adamin cocugu sayilmaz). Eger cocuk, adamin, cinsi temasta bulundugu sirada) malik olmadigi bir cariyeden veya zina ettigi hur bir kadindan olsa, (adamin mirascilari ilhak iddiasinda bulunsa bile) cocuk, adamin evladindan sayilmaz ve cocuga mirasci olamaz; bu durumda kendisine nisbet edilen adam, cocugun kendisinden oldugunu te'yid etse bile hukum boyledir. Cunku o, zina mahsulu bir cocuktur. Hur veya cariye olan annesinin mirascilarina katilir."

MIRASLARIN TAKSIM CESITLERI

6806 - Abdullah Ibnu Omer radiyallahu anhuma anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Cahiliye devrinde taksim edilmis bir miras mali, o zamanki taksim uzere muteberdir. Islam donemine intikal eden bir miras, artik Islam'a gore taksim edilecektir."

ALLAH YOLUNDA CIHADIN FAZILETI

6807 - Ebu Sa'idi'l-Hudri radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Allah yolunda cihad eden kimse Allah'in su garantisi altindadir: "Allah onu ya magfiret ve rahmetine dahil eder (sehit olur), yahud sevap ve ganimetle sag salim geri cevirir. Allah yolunda cihad eden kimsenin misali, hic ara vermeden geceleri hep namaz kilan, gunduzleri de hep oruc tutan kimse gibidir. Bu hal evine donunceye kadar boyledir."

BIR GAZIYI TECHIZ ETMENIN FAZILETI

6808 - Hz. Omer radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Kim Allah yolunda cihad eden bir gaziyi tam olarak techiz ederse, o gazi olunceye veya savastan donunceye kadar sevabina istirak eder."

ALLAH YOLUNDA NAFAKANIN FAZILETI

6809 - Hz. Ali, Ebu'd-Derda, Ebu Hureyre, Ebu Umame, Abdullah Ibnu Omer, Abdullah Ibni Amr, Hz. Cabir, Imran Ibnu Husayn radiyallahu anhum ecmain anlatmislardir: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Kim evinde oturdugu halde; Allah yolunda (cihad edenlere) bir nafaka gonderecek olursa, ona her bir dirhem karsiliginda yediyuz dirhem (sevabi) vardir. Kim de Allah yolunda bizzat cihad eder ve bu yolda mal harcarsa, ona da herbir dirhem icin yediyuzbin dirhem (sevabi) vardir."
Resulullah aleyhissalatu vesselam sozlerini su ayetle tamamladi: "Ve Allah diledigine kat kat sevap verir" (Bakara 26l).

ALLAH YOLUNDA RIBAT


6810 - Abdullah Ibnu'z-Zubeyr radiyallahu anh anlatiyor: "Osman Ibnu Affan radiyallahu anh bir hitabesinde soyle dediler: "Ey insanlar! Ben Resulullah aleyhissalatu vesselam'dan bir hadis isitmistim. Size ve arkadasliginiza olan duskunlugum (yani bu hadisi duyunca beni terkederek hep cephelere kosacaginiz endisem) bunu simdiye kadar rivayetime mani oldu. (Simdi rivayet ediyorum. Artik) dileyen kendisine ribati (Allah yoluna bezli) secsin, dileyen de biraksin. Efendimiz buyurmustu ki: "Kim Allah Subhanehu yolunda bir gece ribat (yani hududda ve tehlikeli yerde dusmana karsi bekleme)de bulunursa, o tek gecesi bin gunluk gece namazina ve bin gunluk gunduz orucuna bedel olur."



Kütüb-i Sitte, İslam dininin en önemli iki kaynağından biri niteliğindeki sünnet malzemesini meydana getiren ve en sahih (güvenilir) hadislerden oluşan altı hadis kitabına verilen genel isimdir. Söz konusu bu altı kitap Kur’ân-ı Kerim’den sonra en sahih kitaplar olarak kabul edilen Buharî ile Müslim’in Câmiu’s-Sahîh adlı eserleri ile Ebû Davud, Tirmizî, Nesai ve İbn Mace’nin sünen türündeki eserlerinden ibarettir.Kütüb-i Sitte, Arapça “kitaplar” manasına gelen “kütüb” kelimesiyle “altı” manasına gelen “sitte” kelimesinden meydana gelmiş bir tabir olup, “altı kitap” anlamındadır.
.

----

Kütüb-i Sitte Hadis-i Şerif ( 6801-6810 ) - Kuran Hatim sayfasını izlemektesiniz.



Kur’an’ı Kerim

Allah tarafından gönderilen ilahi kitapların sonuncusu olan Kur’an’ı Kerim, son peygamber Hz. Muhammed’e (s.a.v.) indirilmiştir. Sözlükte toplamak, okumak, bir araya getirmek anlamına gelen Kur’an, terim olarak şöyle tarif edilir:

“Hz. Peygamber’e indirilen, mushaflarda yazılı olup, peygamberimizden bize kadar tevatür yoluyla nakledilmiş olan; okunmasıyla ibadet edilen ve insanlığın benzerini getirmekten aciz kaldığı “ilahi kelâm”dır.

İlahi Kitapların Özelliği


İlahi kitapların en büyük özelliği ve değeri şüphesiz onların Allah’ın sözlerinden ibaret olmalarıdır. Ancak bugün bu özellik sadece Kur’ân-ı Kerîm’e mahsustur. Zira diğer ilâhî kitaplar peygamberlerinden sonra insanlarca tahrifat ile karşı karşıya kalmış ve sonunda bir insanın kaleme aldığı kitaplar haline gelmişlerdir. Zâten Kur’ân-ı Kerîm’in gönderilmesinin bir sebebi de budur. Son vahyedilen ilahi kelam olan Kur’ân-ı Kerîm, kendisinden önce gönderilen ilâhî kitapların bilgi ve hikmetlerini de içeren en mükemmel ilahi kitaptır. Kur’an Son ilahi kitap olması itibarıyla da bizzat Allah’ın muhafazası altındadır. O, hiç değişmeden kıyamete kadar insanlığa kurtuluş ve huzur reçetesi olmaya devam edecektir.

KUR’AN’IN NÜZÛLÜ (İNDİRİLMESİ)


Kur’an-ı Kerim, Yüce Allah’tan Hz.Peygamber’e Cebrail aracılığıyla, vahiy yoluyla indirilmiştir. Kolayca ezberlenmesi, kısa zamanda insanlara ulaşması, manasının kolaylıkla anlaşılması, inançların ve hükümlerin müminlerin kalbinde yavaş yavaş kuvvetlenip kökleşmesi için Kur’an bir defada toptan indirilmemiş, yaklaşık yirmi üç senede, peyderpey indirilmiştir.

KURAN-I KERİM NASIL OKUNMALI? KURAN-I KERİM EN GÜZEL NASIL OKUNUR?

Kuran okurken dikkat edilmesi gerekenler

Kuran-ı Kerim'i doğru bir şekilde okumak için harflerin üzerilerindeki uzatmalarına ve mahreç yerlerine dikkat etmek oldukça önemlidir. Harflerin okunuşunu değiştiren medler yani uzatmalar kişinin Kuran-ı Kerim'i nağmeli okumasını sağlamaz. Nağmeli bir şekilde okumak demek, kişinin Kuran-ı Kerim'i okurken oluşturduğu güzel sesiyle dinleyicilerin gönlüne hitap etmesidir.

Nağmeli okunan bir ayet ise insanlara karşı Kuran-ı Kerimin daha fazla okunup, daha fazla dinlenmesini teşvik eder.