Kütüb-i Sitte Hadis-i Şerif ( 6761-6770 )

MEYVE VE SEBZEDE EL KESILMEZ

6761 - Hz. Ebu Hureyre radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Ne meyve sebebiyle ne de keser (denen hurma gobegi) hirsizligi sebebiyle el kesilmez."

MESCIDDE HADD UYGULANMAZ

6762 - Amr Ibnu Su'ayb an ebihi an ceddihi radiyallahu anhuma anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam mescidlerde hadd uygulanmasini yasakladi."

TA'ZIR

6763 - Hz. Ebu Hureyre radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "On kamcidan fazla ta'zir cezasi vermeyin."

ERKEK KARISINI YABANCI ILE YAKALARSA

6764 - Seleme Ibnu'l-Muhabbik radiyallahu anh anlatiyor: "Haddlerle ilgiliayet nazil olunca, kiskanc bir adam olan Ebu Sabit, Sa'd Ibnu Ubade'ye: "Sen haniminla bir adami yakalasan ne yapacagini zannedersin?" denildi.
"Kilincimi her ikisine de vurur (gebertirim)! Dort tane sahit getirmemi mi bekleyecegim? O vakte kadar herif isini tamamlar ve gider bile veya "Soyle bir vak'a gordum deyip de bana hadd vurmalarini ve ebediyen sahitlikten de dusmemi mi goze alacagim?" diye cevap verdi. Ravi der ki: "Onun bu sozleri Resulullah'a haber verildi. Aleyhissalatu vesselam (once): "Kilinc sahid olarak yeterlidir" ded ise de, sonra: "Hayir! Sarhosun ve kiskancin bu iste birbirini takip etmelerinden korkarim!" buyurdular."

OLEN BABASININ HANIMIYLA EVLENEN

6765 - Muaviye Ibnu Kurre radiyallahu anh babasi (Kurre Ibnu Iyas)dan naklediyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam beni, babasinin hanimiyla evlenmis olan bir adama gondererek boynunu vurmami ve malini musadere etmemi emretti."

YABANCIYI BABA DIYE IDDIA EDEN

6766 - Ibnu Abbas radiyallahu anhuma anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Kim, kendisini babasindan baskasina nisbet ederse (yani onun oglu oldugunu soylerse) veya mevlasindan baska birini mevla (efendi) edinirse, Allah'in, meleklerin ve butun insanlarin laneti uzerine olsun."

6767 - Abdullah Ibnu Amr radiyallahu anhuma anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Kim (kendisine) babasindan baskasini (baba diye) iddia ederse cennetin kokusunu hic duymayacaktir. Halbuki onun kokusu besyuz yil uzaklikta bulunup (hissedilir)."

KABILEDEN BIRINI INKAR EDEN

6768 - Es'as Ibnu Kays anlatiyor: "Kinde heyeti icerisinde Resulullah aleyhissalatu vesselam'a geldim. Heyet mensuplari beni kendilerinden ustun gorurlerdi. Bu sebeple: "Ey Allah'in Resulu! Bizden degil misiniz?" dedim. "Biz, Beni Nadr Ibni Kinanedeniz, anamizi iffetsizlikle itham etmeyiz ve babalarimiza olan nisbetimizi reddetmeyiz!" buyurdular.
Ravi devamla der ki: "Es'as Ibnu Kays derdi ki: "Kureysli birinin, Nadr Ibnu Kinane'den oldugunu reddeden biri bana getirilse, ona mutlaka (iftira etti diye) hadd celdesi tatbik ederim."

MUHANNIS

6769 - Safvan Ibnu Umeyye radiyallahu anh anlatiyor: "Biz Resulullah aleyhissalatu vesselam'in yaninda idik. Derken Amr Ibnu Murre radiyallahu anh geldi ve: "Ey Allah'in Resulu! Allah bana musibet takdir etmistir. Cunku ben elimle def calmaktan baska bir yolla riziklanacagimi zannetmiyorum. Oyleyse bana fuhsa ait olmayan sarki hususunda izin verin!" dedi. Aleyhissalatu vesselam su cevapta bulundu: "Hayir! Sana izin veremem, bunda bir hayir, bir riza yoktur. Sen yalan soyledin ey Allah'in dusmani! Allah seni temiz ve helal seylerle riziklandirdi, sen ise (kendi iradenle) aziz ve celil olan Allah'in rizkindan sana helal kildiklari yerine, Allah'in rizkindan sana haram kildigi rizki ihtiyar ettin. Eger bu yasaklama hukmunu daha once sana ulastirmis olsaydim simdi sana hak ettigin cezayi verirdim. Yanimdan kalk ve Allah'a tevbe et. Bilesin, bu yasaktan sonra (eski isini) yaparsan seni aci bir sekilde dovecegim ve ibret olsun diye sacini tras edecegim, seni ailenden alip surgune gonderecegim. Senin ustun basinda tasidigin varligini Medine genclerine ganimet olarak helal kilacagim."
Ravi der ki: "Amr, (Resulullah'in bu talimatindan sonra, oyle fena ve rusvay bir vaziyette kalkti ki, bunun derecesini ancak Allah bilir.
O cekip gidince Resulullah aleyhissalatu vesselam: "Bunlar asilerdir. Boyleleri tevbe etmeden olurse, aziz ve celil olan Allah onlari, Kiyamet gunu, dunyada olduklari uzere muhannes (kadinlasmis), ciplak ve insanlara karsi bir ince yaprakla olsun ortulmemis vaziyette hasredecektir, ayaga kalktikca yere yikilacaklardir."

MUSLUMANI ZULMEN OLDUREN


6770 - Ukbe Ibnu Amir el-Cuheni radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Kim hicbir sirk kosmadan ve haram bir kana da bulasmadan Allah'a kavusursa (onunde sonunda) cennete girecektir."


Kütüb-i Sitte, İslam dininin en önemli iki kaynağından biri niteliğindeki sünnet malzemesini meydana getiren ve en sahih (güvenilir) hadislerden oluşan altı hadis kitabına verilen genel isimdir. Söz konusu bu altı kitap Kur’ân-ı Kerim’den sonra en sahih kitaplar olarak kabul edilen Buharî ile Müslim’in Câmiu’s-Sahîh adlı eserleri ile Ebû Davud, Tirmizî, Nesai ve İbn Mace’nin sünen türündeki eserlerinden ibarettir.Kütüb-i Sitte, Arapça “kitaplar” manasına gelen “kütüb” kelimesiyle “altı” manasına gelen “sitte” kelimesinden meydana gelmiş bir tabir olup, “altı kitap” anlamındadır.
.

----

Kütüb-i Sitte Hadis-i Şerif ( 6761-6770 ) - Kuran Hatim sayfasını izlemektesiniz.



Kur’an’ı Kerim

Allah tarafından gönderilen ilahi kitapların sonuncusu olan Kur’an’ı Kerim, son peygamber Hz. Muhammed’e (s.a.v.) indirilmiştir. Sözlükte toplamak, okumak, bir araya getirmek anlamına gelen Kur’an, terim olarak şöyle tarif edilir:

“Hz. Peygamber’e indirilen, mushaflarda yazılı olup, peygamberimizden bize kadar tevatür yoluyla nakledilmiş olan; okunmasıyla ibadet edilen ve insanlığın benzerini getirmekten aciz kaldığı “ilahi kelâm”dır.

İlahi Kitapların Özelliği


İlahi kitapların en büyük özelliği ve değeri şüphesiz onların Allah’ın sözlerinden ibaret olmalarıdır. Ancak bugün bu özellik sadece Kur’ân-ı Kerîm’e mahsustur. Zira diğer ilâhî kitaplar peygamberlerinden sonra insanlarca tahrifat ile karşı karşıya kalmış ve sonunda bir insanın kaleme aldığı kitaplar haline gelmişlerdir. Zâten Kur’ân-ı Kerîm’in gönderilmesinin bir sebebi de budur. Son vahyedilen ilahi kelam olan Kur’ân-ı Kerîm, kendisinden önce gönderilen ilâhî kitapların bilgi ve hikmetlerini de içeren en mükemmel ilahi kitaptır. Kur’an Son ilahi kitap olması itibarıyla da bizzat Allah’ın muhafazası altındadır. O, hiç değişmeden kıyamete kadar insanlığa kurtuluş ve huzur reçetesi olmaya devam edecektir.

KUR’AN’IN NÜZÛLÜ (İNDİRİLMESİ)


Kur’an-ı Kerim, Yüce Allah’tan Hz.Peygamber’e Cebrail aracılığıyla, vahiy yoluyla indirilmiştir. Kolayca ezberlenmesi, kısa zamanda insanlara ulaşması, manasının kolaylıkla anlaşılması, inançların ve hükümlerin müminlerin kalbinde yavaş yavaş kuvvetlenip kökleşmesi için Kur’an bir defada toptan indirilmemiş, yaklaşık yirmi üç senede, peyderpey indirilmiştir.

KURAN-I KERİM NASIL OKUNMALI? KURAN-I KERİM EN GÜZEL NASIL OKUNUR?

Kuran okurken dikkat edilmesi gerekenler

Kuran-ı Kerim'i doğru bir şekilde okumak için harflerin üzerilerindeki uzatmalarına ve mahreç yerlerine dikkat etmek oldukça önemlidir. Harflerin okunuşunu değiştiren medler yani uzatmalar kişinin Kuran-ı Kerim'i nağmeli okumasını sağlamaz. Nağmeli bir şekilde okumak demek, kişinin Kuran-ı Kerim'i okurken oluşturduğu güzel sesiyle dinleyicilerin gönlüne hitap etmesidir.

Nağmeli okunan bir ayet ise insanlara karşı Kuran-ı Kerimin daha fazla okunup, daha fazla dinlenmesini teşvik eder.