Kütüb-i Sitte Hadis-i Şerif ( 5161-5170 )

5161 - Bir diger rivayette soyle denmistir: "Hz. Omer radiyallahu anh beni, zekat (toplama isine) tayin etti. Bu isi tamamlayinca bana ucret verilmesini emretti. Ben:
"Ben Allah rizasi icin calistim, ucretim Allah uzerinedir!" dedim. Hz. Omer:
"Sen, sana verileni al. Nitekim ben de Resulullah aleyhissalatu vesselam zamaninda calismistim. Bana ucret verdi. hatta (ilk seferinde) ben de senin soyledigini soyledim. Bunun uzerine Aleyhissalatu vesselam bana:
"Sen istemedigin halde sana birseyler verilirse, onu al ye ve tasadduk et!" buyurdular" dedi."

5162 - Selim Ibnu Mutayr babasindan naklen anlatiyor: "Bir adamin soyle soyledigini isittim:
"Resulullah aleyhissalatu vesselam 'in (Veda Hacci sirasinda hutbede) soyle soyledigini isittim:
"Ey insanlar! Ihsanlari, onlar ihsan kaldigi muddetce alin! Ne zaman, Kureys saltanat kavgasina duser ve ihsan dininizden rusvet mukabili olursa, o zaman onu birakin ve almayin!"
Ebu Davud, Harac 17, (2958, 2959).

IKI YARISCI

5163 - Ibnu Abbas radiyallahu anhuma anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam iki yariscinin yemegini nehyetti: Musabaka ve kumar."
Ebu Davud, Et'ime 7, (3754).

MEKS (USULSUZ VERGI)

5164 - Ukbe Ibnu Amir radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam 'in: "Cennete meks sahibi girmeyecektir!" dedigini isittim."
Ebu Davud, Harac 7, (2937).

YALANIN VE YALANCININ ZEMMI

5165 - Safvan Ibnu Suleym radiyallahu anh anlatiyor: "Ey Allah'in Resulu! dedik, mu'min korkak olur mu?"
"Evet!" buyurdular. "Pekiyi cimri olur mu?" dedik, yine:
"Evet!" buyurdular. Biz yine:
"Pekiyi yalanci olur mu?" diye sorduk. Bu sefer: "Hayir!" buyurdular."
Muvatta, Kelam 19, (2, 990).

5166 - Imam Malik'e ulastigina gore, Ibnu Mes'ud radiyallahu anh soyle demistir: "Kul yalan soylemeye ve yalan soyleme niyetini tasimaya devam edince bir an gelir ki, kalbinde once siyah bir nokta belirir. Sonra bu nokta buyur ve kalbinin tamami simsiyah olur. Sonunda Allah nezdinde "yalancilar" arasina kaydedilir."
Muvatta, Kelam 18, (2, 990).

5167 - Behz Ibnu Hakim an ebihi an ceddihi anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Yaziklar olsun o kimseye ki, insanlari guldurmek icin konusur ve yalan soylerler! Yazik ona, yazik ona!"
Ebu Davud, Edeb 88, (4990); Tirmizi, Zuhd 10, (2316).

5168 - Esma radiyallahu anha anlatiyor: "Bir kadin gelerek: "Ey Allah'in Resulu! Benim bir kumam var. Ona karsi (yalan soyleyerek) kocamin vermedigi seyle karnimi doyurmus gostersem bana bir mahzur getirir mi?" diye sordu. Aleyhissalatu vesselam:
"Verilmeyenle karnini doyurmus gosterip ovunen, tipki, iki yalan elbisesini giyen gibidir" cevabini verdi."
Buhari, Nikah 106; Muslim, Libas 127, (2130); Ebu Davud, Edeb 91, (4997).

5169 - Abdullah Ibnu Amir radiyallahu anh anlatiyor: "Bir gun, Resulullah aleyhissalatu vesselam, evimizde otururken, annem beni cagirdi ve:
"Hele bir gel sana ne verecegim!" dedi. Aleyhissalatu vesselam anneme:
"Cocuga ne vermek istemistin?" diye sordu.
"Ona bir hurma vermek istemistim" deyince, Aleyhissalatu vesselam:
"Dikkat et! Eger ona bir sey vermeyecek olursan, uzerine bir yalan yazilacak!" buyurdular."
Ebu Davud, Edeb 88, (4991).

5170 - Hz. Ebu Hureyre radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Ummetimin sonunda yalanci Deccaller olacak. Onlar, ne sizin ne de atalarinizin hic isitmedigi seyleri anlatacaklar. Onlardan sakinin!"

Muslim, Mukaddime 6, (6).



Kütüb-i Sitte, İslam dininin en önemli iki kaynağından biri niteliğindeki sünnet malzemesini meydana getiren ve en sahih (güvenilir) hadislerden oluşan altı hadis kitabına verilen genel isimdir. Söz konusu bu altı kitap Kur’ân-ı Kerim’den sonra en sahih kitaplar olarak kabul edilen Buharî ile Müslim’in Câmiu’s-Sahîh adlı eserleri ile Ebû Davud, Tirmizî, Nesai ve İbn Mace’nin sünen türündeki eserlerinden ibarettir.Kütüb-i Sitte, Arapça “kitaplar” manasına gelen “kütüb” kelimesiyle “altı” manasına gelen “sitte” kelimesinden meydana gelmiş bir tabir olup, “altı kitap” anlamındadır.
.

----

Kütüb-i Sitte Hadis-i Şerif ( 5161-5170 ) - Kuran Hatim sayfasını izlemektesiniz.



Kur’an’ı Kerim

Allah tarafından gönderilen ilahi kitapların sonuncusu olan Kur’an’ı Kerim, son peygamber Hz. Muhammed’e (s.a.v.) indirilmiştir. Sözlükte toplamak, okumak, bir araya getirmek anlamına gelen Kur’an, terim olarak şöyle tarif edilir:

“Hz. Peygamber’e indirilen, mushaflarda yazılı olup, peygamberimizden bize kadar tevatür yoluyla nakledilmiş olan; okunmasıyla ibadet edilen ve insanlığın benzerini getirmekten aciz kaldığı “ilahi kelâm”dır.

İlahi Kitapların Özelliği


İlahi kitapların en büyük özelliği ve değeri şüphesiz onların Allah’ın sözlerinden ibaret olmalarıdır. Ancak bugün bu özellik sadece Kur’ân-ı Kerîm’e mahsustur. Zira diğer ilâhî kitaplar peygamberlerinden sonra insanlarca tahrifat ile karşı karşıya kalmış ve sonunda bir insanın kaleme aldığı kitaplar haline gelmişlerdir. Zâten Kur’ân-ı Kerîm’in gönderilmesinin bir sebebi de budur. Son vahyedilen ilahi kelam olan Kur’ân-ı Kerîm, kendisinden önce gönderilen ilâhî kitapların bilgi ve hikmetlerini de içeren en mükemmel ilahi kitaptır. Kur’an Son ilahi kitap olması itibarıyla da bizzat Allah’ın muhafazası altındadır. O, hiç değişmeden kıyamete kadar insanlığa kurtuluş ve huzur reçetesi olmaya devam edecektir.

KUR’AN’IN NÜZÛLÜ (İNDİRİLMESİ)


Kur’an-ı Kerim, Yüce Allah’tan Hz.Peygamber’e Cebrail aracılığıyla, vahiy yoluyla indirilmiştir. Kolayca ezberlenmesi, kısa zamanda insanlara ulaşması, manasının kolaylıkla anlaşılması, inançların ve hükümlerin müminlerin kalbinde yavaş yavaş kuvvetlenip kökleşmesi için Kur’an bir defada toptan indirilmemiş, yaklaşık yirmi üç senede, peyderpey indirilmiştir.

KURAN-I KERİM NASIL OKUNMALI? KURAN-I KERİM EN GÜZEL NASIL OKUNUR?

Kuran okurken dikkat edilmesi gerekenler

Kuran-ı Kerim'i doğru bir şekilde okumak için harflerin üzerilerindeki uzatmalarına ve mahreç yerlerine dikkat etmek oldukça önemlidir. Harflerin okunuşunu değiştiren medler yani uzatmalar kişinin Kuran-ı Kerim'i nağmeli okumasını sağlamaz. Nağmeli bir şekilde okumak demek, kişinin Kuran-ı Kerim'i okurken oluşturduğu güzel sesiyle dinleyicilerin gönlüne hitap etmesidir.

Nağmeli okunan bir ayet ise insanlara karşı Kuran-ı Kerimin daha fazla okunup, daha fazla dinlenmesini teşvik eder.