Kütüb-i Sitte Hadis-i Şerif ( 751-760 )

SEBE SURESI

751 - Ferve Ibnu Museyrk (radiyallahu anh) anlatiyor: "Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam)'e bir gun:
"- Ey Allah'in Resulu, kavminden yuz cevirenlere karsi, Islam'i benimseyenlerle bir olup mucadele edeyim mi?" diye sordum. Onlarla savasma hususunda bana izin verdi ve beni emir tayin etti. Ben (Medine'den) ayrilinca:
" Gutayfi ne yapti.?" diye benden sormus. Kendisine, gittigim soylenince hemen pesimden birisini gondererek beni geri cagirdi ve su talimati verdi:
" Kavmini Islam'a davet et. Onlardan Islam gelenlerin Muslumanligini kabul et. Kabul etmeyenler icin savasmakta acele etme, ben sana yeni bir emir gonderinceye kadar bekle."
Der ki: Sebe kavmi hakkindaki ayetler nazil olmustu. Bir adam sordu:
"- Ey Allah'in Resulu, Sebe de ne? Bir yer veya bir kadin midir?"
" Ne bir yer, ne de bir kadin degildir. Bilakis bir erkektir. On cocuklu bir Arap. Bu cocuklardan altisi Yemen cihetine gidip yerlesti, dordu de Sam cihetine gidip yerlesti. Sam tarafina gidenler Lahm, Cuzam, Gassan ve Amile kabilelerini ortaya cikardilar. Yemen tarafina gidenler ise Ezd, Es'ariyyun, Himyer, Kinde, Muzhic ve Enmar halkini meydana getirdiler. "
Bir adam: " Enmar da ne?" diye sordu.
" Enmar, dedi, Has'am ve Becile kabilelerinin mensup oldugu cemaattir."
Ebu Davud, Hurufve'l-Kira'at 1, (3978); Tirmizi, Tefsir, Sebe, (3220).

752 - Hz. Ebu Hureyre (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdu ki:
"Allahu Teala Hazretleri semada bir isin yapilmasina hukmetti mi, Rabb-i Teala'nin sozune ihtiramla, melaike (aleyhimusselam) korku ile kanatlarini birbirine vururlar. Rabb Teala nin isitilen sozu duz bir kaya uzerinde (hareket eden) zincirin sesi gibidir. Meleklerin kalplerinden korku acilinca (Cebrail ve Mikail gibi mukarreb meleklere):
" Rabbiniz ne buyurdu?" diye sorarlar. Onlar da: "Allah Teala hazretleri hakki soylemistir. Zaten O, yuce ve uludur" derler. O'nun sozunu, kulak kabartan (seytanlar gizlice) isitir. Kulak hirsizi seytanlar (yerden goge kadar) birbirlerinin ustunde (zincirleme) dizilmis ve kulak hirsizligina hazirlanmis bulunur. - Sufyan (Ibnu Uyeyne) eliyle tarif etti: Parmaklarini once (ust uste) dizdi, sonra acti-(En ustteki, ilahi kelami isitir ve alttakine verir, o da kendi altindakine verir.
Boylece gele gele sihirbaz ve kahinlerin diline kadar ulasir. Bazan kelimeyi asagidakine vermeden once bir sahap, seytana ulasir. Bazan sahap kendisine isabet etmezden once kelimeyi asagisindakine vermis olur. (Sihirbaz ve kahinler kendilerine bu sekilde ulasan hirsizlama habere) yuz kadar da kendileri ilave ederek yalanlar duzerler.
Emr-i Ilahi yeryuzunde tahakkuk edince halk kendi arasinda: "Bu isin olacagi bize daha once falan falan gunlerde haber verilmemis miydi?" derler. Boylece, semada (kulak hirsiz1igi yoluyla) isitilmis olan haber boylece tasdik edilir."
Buhari, Tefsir, Sebe 1, Hicr 1; Tirmizi, Tefsir, Sebe, (3221).

753 - Ibnu Mes'ud (radiyallahu anh) anlatiyor: "Allahu Zulcelal hazretleri vahiy suretiyle konustugu zaman sema ehli bir ses isitir ki bu, demir bir zincirin duz bir kaya uzerinde hareket etmesiyle cikan cingirak sesine benzer. Sema ehli bu sesi duyunca korku ve hasyetten bayilirlar. Cibril (aleyhi's-selam) kendilerine gelinceye kadar bu halde devam ederler. O gelince korku, kalplerinden acilir. Hemen: "Ey Cibril, Rabbiniz ne buyurdu?" diye sorarlar. O: "Hakki soyledi" der. Sema ehli hep bir agizdan: "el-Hak, el-Hak" diye soylesirler.
Ebu Davud, Sunnet 22, (4738).

FATIR SURESI

754 - Ebu Said (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam), "Sonra biz o kitabi kullarimizdan (begenip) sectiklerimize miras biraktik. Iste onlardan kimi nefsine zulmedendir. Onlarin bazisi mutedildir, onlardan bir kismi da Allah'in izniyle hayrat (ve hasenat yarislarin)da oncu ol(up kazan)andir...!" (Fatir, 32) ayeti hakkinda sunu soyledi: "Bunlarin hepsi ayni makamdadir, hepsi de cennettedir."
Tirmizi, Tefsir, Melaike (Fatir), (3223).

755 - Ibnu Abbas (radiyallahu anhuma): "Onlar orada soyle bagrisirlar: "Rabbimiz, bizi cikar, yapmis oldugumuzdan bambaska iyi amel (ve hareketler)de bulunacagiz." Size, iyice dusunecek kimsenin dusunebileceg'i, ogut kabul edilebilecegi kadar omur vermedik mi? Size (azab ile) korkutan da gelmisti. Simdi tadin (o azabi)! Artik zalimler icin hicbir yardimci yoktur" (Fatir 37) ayetinde gecen "korkutan da gelmisti" ibaresinde kastedilen seyin Kur'an'la gelmis olan Muhammed (aleyhissalatu vesselam) oldugunu soyledi."
(Rezin ilavesidir, kaynagi bulunamamistir.)

YA-SÍN SURESI

756 - Hz. Enes (radiyallahu anh) anlatiyor: "Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam) buyurdu ki: "Her seyin bir kalbi vardir. Kur'an'in kalbi de Ya-Sin'dir. Kim bu sureyi okursa, Cenab-i Hakk, bu okumasi sebebiyle kendisine, Kur'an-i Kerim'i -Ya-Sin haric- on kere okumus sevabini verir. "
Tirmizi, Sevabu'l-Kur'an 7, (2889).

757 - Ebu Saidi'l-Hudri (radiyallahu anh) anlatiyor: Beni Seleme Medine'nin uzakca bir kenarinda meskun idi. Mescid-i Nebevi'nin yakinlarina tasinmak istediler. Bunun uzerine su mealdeki ayet indi:
"Suphesiz oluleri dirilten, islediklerini ve eserlerini yazan biziz. Herseyi apacik bir kitapta saymisizdir" (Ya-Sin, 11). Resulullah (aleyhissàlatu vesselam): "Ayak izleriniz (sevap olarak) yaziliyor" dedi.Yerlerinde kaldilar."
Tirmizi, Tefsir, Ya-Sin, (3224).

758 - Ibnu Abbas (radiyallahu anhuma) anlatiyor: "Antakya sehrinde firavunlardan bir firavun vardi. Allahu Teala Hazretleri ora halkina elciler gonderdi. Bunlar uc kisiydiler. Ikisi once geldi, bunlari yalanladilar. Allah bunlari bir ucuncuyle takviye etti. Elciler, onlari hakka cagirip, emredilen seyleri aciklayip, dinlerinin batil oldugunu soyledikleri vakit; peygamberlere: "Biz sizin yuzunuzden ugursuzluga ugradik, vazgecmezseniz sizi mutlaka taslariz. Bizden size muhakkak acikli bir iskence de dokunur" dediler. Peygamberler de: "Sizin ugursuzlugunuz (musibetleriniz), dediler, kendi beraberinizdedir. Size nasihat edilirse mi? Hayir, siz haddi asip tasanlar guruhusunuz.." (Ya-Sin 18-19).
Rezin ilavesidir. Bu manada bir rivayet Taberi Tefsiri'nde gelmistir (22,101).

759 - Ibnu Abbas (radiyallahu anhuma): "O sehrin en uc, (kenar)indan kosarak bir adam geldi: "Ey kavmim, dedi, uyun o gonderilmis olanlara; uyun sizden hicbir ucret istemeyen o kimselere. Onlar hidayete ermis (zatlar)dir. Ben beni yaratana neden kulluk etmiyecekmisim? Siz (hepiniz) ancak ona donduru(lup goturu)leceksiniz. Ben O'ndan baska tanrilar edinir miyim? Eger O cok esirgeyici (Allah), bana bir zarar (yapmak) isterse onlarin (iddia ettiginiz) sefaati bana hicbir faide vermez. Onlar beni asla kurtaramazlar. Suphesiz ben o takdirde mutlak apacik bir sapiklik icindeyim (demek)dir. Gercek, ben Rabbinize iman ettim. Iste bunu benden duyun. (Ona): Gir cennete, denildi. (O da): Ne olurdu dedi, kavmim bilselerdi, Rabbimin beni bagisladigini, beni (cennetle ikram) edilenlerden kildigini"(Ya-Sin, 20-27) mealindeki ayetler hakkinda su aciklamada bulundu: "Bu zat hayatinda da, olumunde de kavmine nasihatta bulundu."
Rezin ilavesidir, kaynagi bulunamamistir.

760 - Ebu Zerr (radiyallahu anh) anlatiyor: "Ben Resulullah (aleyhissalatu vesselam) ile birlikte, mescidde idim, o sirada gunes batiyordu. Bana:
" Ey Ebu Zerr, biliyor musun gunes nereye gidiyor?" diye sordu.
"- Allah ve Resulu, daha iyi bilir" dedim.
"- Arsin altinda secde etmeye gidiyor. (Secde icin once) izin ister. Kendisine izin verilir. Secde ettigi halde kendisinden bunun kabul edilmeyecegi zaman yakindir. O zaman izin ister fakat verilmez, kendisine: "Geldigin yere don ve battigin yerden dog" denir. iste bunu su ayet ifade etmektedir: "Gunes de (ilahi bir ayettir ki) mustekarrina (duracagi zamana) kadar cereyan etmektedir..." (Ya-Sin, 38). Resulullah (aleyhissalatu vesselam) ilave etti:
" Bu (durma hadisesi) ne zamandir, bilir misin? Bu, kisiye imaninin fayda vermeyecegi, artik inancsiz hale geldigi zamandir."

Buhari, Tefsir,Yasin 1, Bed'u'l-halk 4, Tevhid 22, 23; Muslim, Iman 250 (159); Tirmizi, Tefsir, Yasin,(3225).




Kütüb-i Sitte, İslam dininin en önemli iki kaynağından biri niteliğindeki sünnet malzemesini meydana getiren ve en sahih (güvenilir) hadislerden oluşan altı hadis kitabına verilen genel isimdir. Söz konusu bu altı kitap Kur’ân-ı Kerim’den sonra en sahih kitaplar olarak kabul edilen Buharî ile Müslim’in Câmiu’s-Sahîh adlı eserleri ile Ebû Davud, Tirmizî, Nesai ve İbn Mace’nin sünen türündeki eserlerinden ibarettir.Kütüb-i Sitte, Arapça “kitaplar” manasına gelen “kütüb” kelimesiyle “altı” manasına gelen “sitte” kelimesinden meydana gelmiş bir tabir olup, “altı kitap” anlamındadır.
.

----

Kütüb-i Sitte Hadis-i Şerif ( 751-760 ) - Kuran Hatim sayfasını izlemektesiniz.



Kur’an’ı Kerim

Allah tarafından gönderilen ilahi kitapların sonuncusu olan Kur’an’ı Kerim, son peygamber Hz. Muhammed’e (s.a.v.) indirilmiştir. Sözlükte toplamak, okumak, bir araya getirmek anlamına gelen Kur’an, terim olarak şöyle tarif edilir:

“Hz. Peygamber’e indirilen, mushaflarda yazılı olup, peygamberimizden bize kadar tevatür yoluyla nakledilmiş olan; okunmasıyla ibadet edilen ve insanlığın benzerini getirmekten aciz kaldığı “ilahi kelâm”dır.

İlahi Kitapların Özelliği


İlahi kitapların en büyük özelliği ve değeri şüphesiz onların Allah’ın sözlerinden ibaret olmalarıdır. Ancak bugün bu özellik sadece Kur’ân-ı Kerîm’e mahsustur. Zira diğer ilâhî kitaplar peygamberlerinden sonra insanlarca tahrifat ile karşı karşıya kalmış ve sonunda bir insanın kaleme aldığı kitaplar haline gelmişlerdir. Zâten Kur’ân-ı Kerîm’in gönderilmesinin bir sebebi de budur. Son vahyedilen ilahi kelam olan Kur’ân-ı Kerîm, kendisinden önce gönderilen ilâhî kitapların bilgi ve hikmetlerini de içeren en mükemmel ilahi kitaptır. Kur’an Son ilahi kitap olması itibarıyla da bizzat Allah’ın muhafazası altındadır. O, hiç değişmeden kıyamete kadar insanlığa kurtuluş ve huzur reçetesi olmaya devam edecektir.

KUR’AN’IN NÜZÛLÜ (İNDİRİLMESİ)


Kur’an-ı Kerim, Yüce Allah’tan Hz.Peygamber’e Cebrail aracılığıyla, vahiy yoluyla indirilmiştir. Kolayca ezberlenmesi, kısa zamanda insanlara ulaşması, manasının kolaylıkla anlaşılması, inançların ve hükümlerin müminlerin kalbinde yavaş yavaş kuvvetlenip kökleşmesi için Kur’an bir defada toptan indirilmemiş, yaklaşık yirmi üç senede, peyderpey indirilmiştir.

KURAN-I KERİM NASIL OKUNMALI? KURAN-I KERİM EN GÜZEL NASIL OKUNUR?

Kuran okurken dikkat edilmesi gerekenler

Kuran-ı Kerim'i doğru bir şekilde okumak için harflerin üzerilerindeki uzatmalarına ve mahreç yerlerine dikkat etmek oldukça önemlidir. Harflerin okunuşunu değiştiren medler yani uzatmalar kişinin Kuran-ı Kerim'i nağmeli okumasını sağlamaz. Nağmeli bir şekilde okumak demek, kişinin Kuran-ı Kerim'i okurken oluşturduğu güzel sesiyle dinleyicilerin gönlüne hitap etmesidir.

Nağmeli okunan bir ayet ise insanlara karşı Kuran-ı Kerimin daha fazla okunup, daha fazla dinlenmesini teşvik eder.