Kütüb-i Sitte Hadis-i Şerif ( 4341-4350 )

4341 - Hz. Cabir radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Geceleyin (ruyamda) bana salih bir adam gonderildi. Sanki Ebu Bekr, Resulullah'a yamanmis gibiydi, Omer de Ebu Bekr'e yamanmis gibiydi. Osman da Omer'e yamanmis gibiydi."
Cabir der ki: "Resulullah aleyhissalatu vesselam'in yanindan kalktigimiz zaman dedik ki: "(Ruyanin yorumu soyle olmalidir:) "Oradaki salih kimse Resulullah'tir. Onlarin birbirlerine yamanmalari, Allah'in, peygamberiyle gonderdigi isin (dinin) sorumlulari olmalaridir."
Ebu Davud, Sunnet 9, (4639).

4342 - Hz. Cabir radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Ben kendimi cennete girmis gordum. Derken Ebu Talha'nin hanimi Rumeysa ile karsilastim (radiyallahu anhuma). Bir de hisirti kulagima geldi.
"Bu kim(in hisirtisi)?" dedim.
"Bilal(in)!" dediler. Avlusunda bir cariye bulunan bir kosk gordum.
"Bu kime ait?" dedim.
"Omer Ibnu'l-Hattab'indir!" dediler. Icine girip bakmayi arzu ettim. Ancak senin kiskanc oldugunu hatirladim ve geri dondum!"
Omer, bu soz uzerine agladi ve:
"Sana karsi da mi kiskanc olacagim ey Allah'in Resulu!" dedi."
Buhari, Ta'bir 31, 32, Bed'u'l-Halk 9, Fezailu'l-Ashab 19, Nikah 107; Muslim, Fezailu's-Sahabe 21, (2395).

4343 - Hz. Bureyde radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Ey Bilal! Ne ile benden once cennete girdin? Her ne zaman cennete girdiysem, her seferinde onumde senin hisirtini isittim. Dun gece de cennete girmistim, onumde (yine) senin hisirtini duydum. Sonra altindan serefeleri olan murabba bir koske geldim.
"Bu kosk kimin?" diye sordum.
"Araplardan birinin!" dediler. Ben cevaben:
"Ama ben de bir Arabim, (benim olmadigina gore) bu kosk kimin?" dedim. Bunun uzerine:
"Kureys'ten birinin!" dediler. Ben tekrar:
"Ben de bir Kureysliyim, bu kosk kimin?" dedim. Bu sefer:
"Muhammed ummetinden birinin!" dediler. Ben de:
"Muhammed benim, bu kosk kimin?" dedim. Bunun uzerine:
"Omer Ibnu'l-Hattab'in!" dediler, radiyallahu anh. Bunun uzerine bilal:
"Ya Resulullah! Her ezan okuyusumda iki rek'at namaz kildim. Her ne zaman hades vaki oldu ise derhal abdest tazeledim ve Allah'a iki rek'at namaz kilmayi uzerimde borc gordum" dedi. Bilal'in bu aciklamasi uzerine Aleyhissalatu vesselam:
"Iste bu iki sey sebebiyle (cennete girmede benden evvel davranmis olmalisin)" buyurdular."
Tirmizi, Menakib, (3690).

4344 - Amr Ibnu'l-As radiyallahu anhuma anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam'a sordum:
"(Ey Allah'in Resulu!) Insanlarin hangisi size daha sevgilidir?"
"Aise!" buyurdular.
"Ya erkeklerden?" dedim.
"Babasi!" buyurdular.
"Sonra kim?" dedim.
"Omer!" buyurdular ve baska bazi erkekler saydilar."
Buhari, Megazi 63; Muslim, Fezailu's-Sahabe 8, (2384); Tirmizi, Menakib, (3879).

4345 - Usame Ibnu Zeyd radiyallahu anh anlatiyor: "Ben Resulullah aleyhissalatu vesselam'in yaninda oturuyordum. Ali ve Abbas radiyallahu anhuma gelip (huzuruna girmek icin) izin istediler. Aleyhissalatu vesselam:
"Ne getirdiler biliyor musun?" buyurdular.
"Hayir, bilmiyorum!" dedim.
"Ama ben biliyorum, onlara izin ver!" buyurdular. (Iceri aldim), onlar da girdiler.
"Ey Allah'in Resulu! Ehlinden hangisi sana daha sevgili? Sormaya geldik!" dediler. Aleyhissalatu vesselam:
"Fatima Bintu Muhammed" buyurdular.
"(Kan bagi) olan ailenden kimi sevdiginizi sormuyoruz. (Yakinlarindan kimi sevdigini) soruyoruz" dediler.
"Ehlimin bana en sevgili olani, kendisine (hidayet ederek) Allah'in nimetlendirdigi, (azad edip evlat edinmemle de) kendimin ikram etmis oldugu kimsedir!" buyurdu ve Usame Ibnu Zeyd radiyallahu anhuma'yi zikretti.
"Pekala sonra kim?" dediler.
"Sonra Ali Ibnu Ebi Talib!" buyurdular. Bunun uzerine amcasi Abbas radiyallahu anh:
"Ey Allah'in Resulu! Amcani en sona biraktin!" dedi.
"Ali hicrette senden once davrandi!" cevabini verdiler."
Tirmizi, Menakib, (3821).

4346 - Ibnu Omer radiyallahu anhuma anlatiyor: "Biz Resulullah aleyhissalatu vesselam zamaninda insanlari derecelendirir ve soyle siralardik: (Ummet-i Muhammed'in, Resulullah aleyhissalatu vesselam'dan sonra en efdali) Ebu Bekr, sonra Omer, sonra Osman, (Resulullah aleyhissalatu vesselam bu siralamayi isitir) bize itiraz etmezdi (Radiyallahu anhum ecmain)."
Buhari, Fezailu'l-Ashab 4, 7; Ebu Davud, Sunnet 8, (4627, 4628); Tirmizi, Menakib, (3707).

4347 - Hz. Enes radiyallahu anh anlatiyor: "Useyd Ibnu Hudayr ve Abbad Ibnu Bisr radiyallahu anhuma karanlik bir gecede Resulullah aleyhissalatu vesselam'in yaninda idiler. (Sohbet bitince) yanindan ayrildilar. Derken onlerinde iki nur peydah oldu. Yollari ayrildigi zaman her birinin bir nuru vardi."
Buhari, Mesa'id 78, Menakib 28, Menakibu'l-Ensar 13.

EBU BEKR SIDDIK Radiyallahu Anh

4348 - Hz. Aise radiyallahu anha anlatiyor: "Ebu Bekr Radiyallahu anh, Resulullah aleyhissalatu vesselam'in yanina girmisti. Aleyhissalatu vesselam:
"Mujde. (Ey Ebu Bekr!) Sen Allah'in atesten azad ettigi kimsesin!" buyurdular. Iste o gunden itibaren Hz. Ebu Bekr, Atik (azadli) diye isimlendirildi."
Tirmizi, Menakib, (3679).

4349 - Ebu Hureyre radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Cebrail aleyhisselam yanima gelerek elimden tuttu ve bana ummetimin girecegi cennet kapisini gosterdi."
Hz. Ebu Bekr atilip: "Ey Allah'in Resulu! Ben o sirada seninle olmayi ne kadar isterdim, ta ki ona ben de bakayim!" dedi.
Aleyhissalatu vesselam: "Ey Ebu Bekr, ummetimden cennete ilk girecek kimse olman sana yetmez mi!" karsiliginda bulundular."
Ebu Davud, Sunnet 9, (4652).

4350 - Yine Ebu Hureyre radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Nezdimizde bir eli(ihsani) bulunan hic kimse yoktur ki, o ihsan sebebiyle biz ona (misliyle veya daha fazlasiyla) karsilikta bulunmayalim. Ancak Ebu Bekr bundan haric. Cunku, onun nezdimizde yardim varsa da, onun karsiligini Kiyamet gunu ona Allah verecektir. Bana Ebu Bekr'in mali kadar kimsenin mali faydali olmadi. Benim musluman olmasini teklif ettigim herkesten bir zorluk gordum, Ebu Bekr haric. Zira o teklifim karsisinda hic tereddud etmeden kabul etti. Eger kendime bir dost (halil) ittihaz etseydim, mutlaka Ebu Bekr'i dost edinirdim. Haberiniz olsun, arkadasiniz Allah Teala'nin dostu (halilullah'tir)."

Tirmizi, Menakib, (3662).



Kütüb-i Sitte, İslam dininin en önemli iki kaynağından biri niteliğindeki sünnet malzemesini meydana getiren ve en sahih (güvenilir) hadislerden oluşan altı hadis kitabına verilen genel isimdir. Söz konusu bu altı kitap Kur’ân-ı Kerim’den sonra en sahih kitaplar olarak kabul edilen Buharî ile Müslim’in Câmiu’s-Sahîh adlı eserleri ile Ebû Davud, Tirmizî, Nesai ve İbn Mace’nin sünen türündeki eserlerinden ibarettir.Kütüb-i Sitte, Arapça “kitaplar” manasına gelen “kütüb” kelimesiyle “altı” manasına gelen “sitte” kelimesinden meydana gelmiş bir tabir olup, “altı kitap” anlamındadır.
.

----

Kütüb-i Sitte Hadis-i Şerif ( 4341-4350 ) - Kuran Hatim sayfasını izlemektesiniz.



Kur’an’ı Kerim

Allah tarafından gönderilen ilahi kitapların sonuncusu olan Kur’an’ı Kerim, son peygamber Hz. Muhammed’e (s.a.v.) indirilmiştir. Sözlükte toplamak, okumak, bir araya getirmek anlamına gelen Kur’an, terim olarak şöyle tarif edilir:

“Hz. Peygamber’e indirilen, mushaflarda yazılı olup, peygamberimizden bize kadar tevatür yoluyla nakledilmiş olan; okunmasıyla ibadet edilen ve insanlığın benzerini getirmekten aciz kaldığı “ilahi kelâm”dır.

İlahi Kitapların Özelliği


İlahi kitapların en büyük özelliği ve değeri şüphesiz onların Allah’ın sözlerinden ibaret olmalarıdır. Ancak bugün bu özellik sadece Kur’ân-ı Kerîm’e mahsustur. Zira diğer ilâhî kitaplar peygamberlerinden sonra insanlarca tahrifat ile karşı karşıya kalmış ve sonunda bir insanın kaleme aldığı kitaplar haline gelmişlerdir. Zâten Kur’ân-ı Kerîm’in gönderilmesinin bir sebebi de budur. Son vahyedilen ilahi kelam olan Kur’ân-ı Kerîm, kendisinden önce gönderilen ilâhî kitapların bilgi ve hikmetlerini de içeren en mükemmel ilahi kitaptır. Kur’an Son ilahi kitap olması itibarıyla da bizzat Allah’ın muhafazası altındadır. O, hiç değişmeden kıyamete kadar insanlığa kurtuluş ve huzur reçetesi olmaya devam edecektir.

KUR’AN’IN NÜZÛLÜ (İNDİRİLMESİ)


Kur’an-ı Kerim, Yüce Allah’tan Hz.Peygamber’e Cebrail aracılığıyla, vahiy yoluyla indirilmiştir. Kolayca ezberlenmesi, kısa zamanda insanlara ulaşması, manasının kolaylıkla anlaşılması, inançların ve hükümlerin müminlerin kalbinde yavaş yavaş kuvvetlenip kökleşmesi için Kur’an bir defada toptan indirilmemiş, yaklaşık yirmi üç senede, peyderpey indirilmiştir.

KURAN-I KERİM NASIL OKUNMALI? KURAN-I KERİM EN GÜZEL NASIL OKUNUR?

Kuran okurken dikkat edilmesi gerekenler

Kuran-ı Kerim'i doğru bir şekilde okumak için harflerin üzerilerindeki uzatmalarına ve mahreç yerlerine dikkat etmek oldukça önemlidir. Harflerin okunuşunu değiştiren medler yani uzatmalar kişinin Kuran-ı Kerim'i nağmeli okumasını sağlamaz. Nağmeli bir şekilde okumak demek, kişinin Kuran-ı Kerim'i okurken oluşturduğu güzel sesiyle dinleyicilerin gönlüne hitap etmesidir.

Nağmeli okunan bir ayet ise insanlara karşı Kuran-ı Kerimin daha fazla okunup, daha fazla dinlenmesini teşvik eder.