- Mukabele - Cüz
- Kuran Süreleri
- Kuran Meali
- Kuran Dersleri
- Kuran Öğreniyorum - Diyanet
- Ders 01 - Diyanet
- Ders 02 - Diyanet
- Ders 03 - Diyanet
- Ders 04 - Diyanet
- Ders 05 - Diyanet
- Ders 06 - Diyanet
- Ders 07 - Diyanet
- Ders 08 - Diyanet
- Ders 09 - Diyanet
- Ders 10 - Diyanet
- Ders 11 - Diyanet
- Ders 12 - Diyanet
- Ders 13 - Diyanet
- Ders 14 - Diyanet
- Ders 15 - Diyanet
- Ders 16 - Diyanet
- Ders 17 - Diyanet
- Ders 18 - Diyanet
- Ders 19 - Diyanet
- Ders 20 - Diyanet
- Ders 21 - Diyanet
- Ders 22 - Diyanet
- Ders 23 - Diyanet
- Ders 24 - Diyanet
- Ders 25 - Diyanet
- Ders 26 - Diyanet
- Ders 27 - Diyanet
- Ders 28 - Diyanet
- Ders 29 - Diyanet
- Ders 30 - Diyanet
- Tecvidli Kuran Dersleri
- 00 - Giriş
- 01 - Harfler
- 02 - Harflerin Çıkış Yerleri
- 03 - Harekeler
- 04 - Harflerin Yazılışları
- 05 - Bitişmeyen Harfler
- 06 - Kalın ve İnce Harfler
- 07 - Peltek Harfler
- 08 - Cezm
- 09 - Şedde
- 10 - Tenvin
- 10.1 - Tevcid Kuralları
- 11 - Med Harfleri
- 12 - Elifin Yerini Tutan Vav ve Ya
- 13 - Çeker
- 14 - Meddi Tabii ve Meddi Feri
- 15 - Meddi Muttasıl
- 16 - Meddi Munfasıl
- 17 - Meddi Lazım
- 18 - Meddi Arız
- 19 - Meddi Lin
- 19.1 - Tekvin ve Nunu Sakin
- 20 - İhfa
- 21 - İzhar
- 22 - İklab
- 23 - İdğamı Mael Gunne
- 24 - İdğamı Bila Gunne
- 25 - İdğamı Misleyn
- 26 - Cezimli Mimin Okunuşu
- 27 - İğdamı Mütecaniseyn
- 28 - İğdamı Mütekaribeyn
- 29 - İğdamı Şemsiyye
- 30 - İzharı Kamerriye
- 31 - Kalkale
- 32 - Lafzatullahın Okunuşu
- 33 - Zamirin Okunuşu
- 34 - Ra Harfinin Okunuşu
- 35 - Sekte
- 36 - Hurufu Mukattaa
- 37 - Vakıf ve Durma işaretleri
- 38 - Küçük Nun ile Okuma
- Elmalılı Hamdi Tefsiri
- Submenu 4.4
- Submenu 4.5
- Submenu 4.6
- Kuran Öğreniyorum - Diyanet
- İlmihal
- Submenu 5.1
- Submenu 5.2
- Hadis-i Şerif
- Kütüb-ü Sitte 1-100
- Kütüb-ü Sitte 101-200
- Kütüb-ü Sitte 201-300
- Kütüb-ü Sitte 301-400
- Kütüb-ü Sitte 401-500
- Kütüb-ü Sitte 501-600
- Kütüb-ü Sitte 601-700
- Kütüb-ü Sitte 701-800
- Kütüb-ü Sitte 801-900
- Kütüb-ü Sitte 901-1000
- Kütüb-ü Sitte 1001-1100
- Kütüb-ü Sitte 1101-1200
- Kütüb-ü Sitte 1201-1300
- Kütüb-ü Sitte 1301-1400
- Kütüb-ü Sitte 1401-1500
- Kütüb-ü Sitte 1501-1600
- Kütüb-ü Sitte 1601-1700
- Kütüb-ü Sitte 1701-1800
- Kütüb-ü Sitte 1801-1900
- Kütüb-ü Sitte 1901-2000
- Kütüb-ü Sitte 2001-2100
- Kütüb-ü Sitte 2101-2200
- Kütüb-ü Sitte 2201-2300
- Kütüb-ü Sitte 2301-2400
- Kütüb-ü Sitte 2401-2500
- Kütüb-ü Sitte 2501-2600
- Kütüb-ü Sitte 2601-2700
- Kütüb-ü Sitte 2701-2800
- Kütüb-ü Sitte 2801-2900
- Kütüb-ü Sitte 2901-3000
- Kütüb-ü Sitte 3001-3100
- Kütüb-ü Sitte 3101-3200
- Kütüb-ü Sitte 3201-3300
- Kütüb-ü Sitte 3301-3400
- Kütüb-ü Sitte 3401-3500
- Kütüb-ü Sitte 3501-3600
- Kütüb-ü Sitte 3601-3700
- Kütüb-ü Sitte 3701-3800
- Kütüb-ü Sitte 3801-3900
- Kütüb-ü Sitte 3901-4000
- Kütüb-ü Sitte 4001-4100
- Kütüb-ü Sitte 4101-4200
- Kütüb-ü Sitte 4201-4300
- Kütüb-ü Sitte 4301-4400
- Kütüb-ü Sitte 4401-4500
- Kütüb-ü Sitte 4501-4600
- Kütüb-ü Sitte 4601-4700
- Kütüb-ü Sitte 4701-4800
- Kütüb-ü Sitte 4801-4900
- Kütüb-ü Sitte 4901-5000
- Kütüb-ü Sitte 5001-5100
- Kütüb-ü Sitte 5101-5200
- Kütüb-ü Sitte 5201-5300
- Kütüb-ü Sitte 5301-5400
- Kütüb-ü Sitte 5401-5500
- Kütüb-ü Sitte 5501-5600
- Kütüb-ü Sitte 5601-5700
- Kütüb-ü Sitte 5701-5800
- Kütüb-ü Sitte 5801-5900
- Kütüb-ü Sitte 5901-6000
- Kütüb-ü Sitte 6001-6100
- Kütüb-ü Sitte 6101-6200
- Kütüb-ü Sitte 6201-6300
- Kütüb-ü Sitte 6301-6400
- Kütüb-ü Sitte 6401-6500
- Kütüb-ü Sitte 6501-6600
- Kütüb-ü Sitte 6601-6700
- Kütüb-ü Sitte 6701-6800
- Kütüb-ü Sitte 6801-6900
- Kütüb-ü Sitte 6901-7000
- Kütüb-ü Sitte 7001-7100
- Kütüb-ü Sitte 7101-7200
- Kütüb-ü Sitte 7201-7300
Kütüb-i Sitte Hadis-i Şerif ( 4221-4230 )
4221 - Sa'd Ibnu Ebi Vakkas radiyallahu anh
anlatiyor: "Uhud gunu, Resulullah aleyhissalatu vesselam'in sag ve sol iki
tarafinda beyaz elbiseli iki adam goruyordum. Bunlar, siddetli bir sekilde
savasiyorlardi. Onlari ne daha once gormustum ne de daha sonra gordum. -Yani
bunlar Cibril ve Mikail aleyhimasselam idiler-."
Buhari, Megazi 18, Libas 24; Muslim, Fedail
46, (2306).
4222 - Hz. Cabir radiyallahu anh anlatiyor:
"Babam Uhud gunu sehid oldu. Yuzunu acip aglamaya basladim. Bana mani
oldular. Ancak Resulullah aleyhissalatu vesselam mani olmuyordu. Fatima Bintu
Amr Ibni haram radiyallahu anha ona aglamaya basladi. Bunun uzerine
Aleyhissalatu vesselam:
"Ona aglasan da aglamasan da melekler
onu, siz (cenazesini) kaldirincaya kadar, kanatlariyla golgelemektedirler"
buyurdular."
Buhari, Cenaiz 3, 34, Cihad 20, Megazi 26;
Muslim, Fedailu's Sahabe 130, (2471); Nesai, Cenaiz 13, (4, 13).
4223 - Sa'ib Ibnu Yezid, -ismini soylemis
oldugu- bir adamdan naklediyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam Uhud
gunu (ust uste giyilmis) iki zirhdan (destek) gordu."
Ebu Davud, Cihad 75, (2590); Ibnu Mace, Cihad
18, (2806).
4224 - Hz. Ebu Hureyre radiyallahu anh
anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam Uhud gunu:
"Peygamberine boyle yapan bir kavme Allah'in ofkesi artti" dedi ve
(kirilan) disine isaret etti. Ve ilave etti: "Allah'in gadabi,
Resulullah'in Allah yolunda oldurdugu kisiye de Allah'in ofkesi
siddetlendi."
Buhari, Megazi 24; Muslim, Cihad 106, (1793).
4225 - Hz. Enes radiyallahu anh anlatiyor:
"Resulullah aleyhissalatu vesselam'in Uhud gunu disi kirildi, basindan
yaralandi. (Yuzune akan) kani, yuzunden siliyor ve:
"Allah, kendilerini Allah'a davet eden
peygamberlerinin (basini) yarip, disini kiran (ve yuzunu kana bulayan) bir kavmi
nasil iflah eder?" diyordu. Bunun uzerine Allah su ayeti indirdi:
"Allah'in onlarin tevbelerini kabul veya
onlara azab etmesi isiyle senin bir ilgin yoktur. Cunku onlar zalimlerdir.
Goklerde olanlar da yerde olanlar da Allah'indir. Diledigini bagislar,
diledigine azab eder. Allah bagislayandir, merhamet edendir" (Al-i Imran
128-129).
Muslim, Cihad 104, (1791); Tirmizi, Tefsir,
al-i Imran, (3005, 3006); Buhari, muallak olarak kaydetmistir (Megazi, 21).
RECI GAZVESI
4226 - Hz. Ebu Hureyre radiyallahu anh
anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam bir gozcu seriyye gonderdi.
Basina Asim Ibnu Sabit'i komutan tayin etti. Bu zat Amr Ibnu Asim
Ibni'l-Hattab'in ceddi idi. Usfan ile Mekke arasinda bulunan bir yere kadar gittiler.
Huzeyl Kabilesi'nin Beni Lihyan denen bir koluna haber verdiler. bunlari yuz
okcu yakindan takibe aldi. Izlerin takiben onlarin inmis bulundugu yere kadar
geldiler. Onlarin azik olarak Medine'den beraberlerine almis olduklari hurmanin
cekirdegini buldular.
"Bu Yesrib (Medine) hurmasidir!"
dediler ve izlerini takibe devam ederek, Ashab'a kavustular. Asim ve ashabi
onlari hissedince sarp bir yere sigindilar. Takipciler gelip onlari kusattilar.
"Eger bize teslim olursaniz size ahd ve
misakimiz var, sizden kimseyi oldurmeyecegiz!" dediler. Asim:
"Ben bir kafirin zimmetine teslim olmam.
Allahim, Resulune bizden haber ver!" dedi. Aralarinda mukatele (vurusma)
cikti. Takipciler ok attilar. Asim radiyallahu anh yedi kisiyle birlikte sehid
oldu. Geriye Hubeyb, Zeyd ve bir kisi daha kaldi. Takipciler, bunlara da ahd ve
misak etklif ettiler. Bunlar, onlara teslim oldular. ele gecirir gecirmez,
derhal yaylarin kirislerini cozerek, bunlari onlarla bagladilar.
Hubeyb ve Zeyd'in yanindaki ucuncu sahis:
"Bu, verdikleri soze birinci ihanetleri" deyip, onlarla beraberligi
reddetti. Onu suruyup beraberlige zorladilar. O yine de direndi. Onu da sehid
ettiler. Hubeyb ve Zeyd'i Mekke'ye goturup orada sattilar. Hubeyb'i
Beni'l-Haris Ibni Amir Ibni Nevfel satin aldi. Hubeyb, Bedir gunu el-Haris'i
oldurmustu. Yanlarinda esir olarak kaldi. Sonunda oldurmeye karar verdiler.
(Bir ara) el-Haris'in kizlarindan birinden, etek trasi olmak icin ustura
istedi, kiz getirdi. Kadin der ki: "Bir cocugum vardi, gafil davrandim. Hubeyb'in
yanina kadar cikti. Hubeyb onu dizine oturttu. O vaziyette gorunce cok korktum.
Benim korktugumu Hubeyb farketti, ustura da elindeydi:
"Cocugu oldurecegimden mi korkuyorsun?
Insaallah boyle bir sey yapmam" dedi. Yine o kadin sunu anlatmisti:
"ben Hubeyb'ten daha hayirli bir esir
gormedim. Bir gun onun, salkimdan uzum yedigini gordum. Halbuki o sirada
Mekke'de hic bir meyve yoktu. Ustelik demir zincirlerle bagli idi. Demek ki o,
Allah'in Hubeyb'e lutfettigi bir rizikti.
Oldurmek uzere onu, Harem bolgesinden
cikardilar. Orada: "Beni birakin iki rek'at namaz kilayim!" dedi.
(Biraktilar namazini kilinca) geri geldi.
"Eger olumden korktu demiyecek olsaydiniz
daha fazla kilacaktim!" dedi. Idam sirasinda namaz kilmayi ilk sunnet
kilan kimse Hubeyb idi.
"Allahim, onlarin hepsini say, (daginik
daginik oldur)" dedi. Sonra su beyitleri terennum etti:
"Musluman olarak olduruldukten sonra gam
yemem.
Nerede olursa olsun Allah icin oluyorum,
Bu olum O'nun zati(nin rizasi) yolundadir.
Dilerse O, darmadaginik uzuvlarin eklemleri
uzerine bereket verir.
(Sonra Hubeyb: "Allahim, Resulune
selamimi goturecek kimse bulamiyorum, sen duyur" der.)
Sonra Ukbe Ibnu'l-Haris kalkip Hubeyb'i
oldurdu.
Kureys, Bedir'de pek cok buyuklerini oldurmus
bulunan Asim'in cesedinden bir parca getirtmek icin, onun olumunden sonra,
olusune adamlar gonderdi. Allah Teala Hazretleri de onun uzerine ari ogulu
nev'inden bir golgelik gonderdi. Bu, Kureys'in gonderdiklerine karsi onun
cesedini korudu, hic bir sey alamadilar."
Buhari, Megazi, 38, 9, 170, Tevhid 14; Ebu
Davud, Cihad 115, (2660, 2661), Cenaiz 16, (3112).
BI'R-I MAUNA GAZVESI
4227 - Hz. Enes radiyallahu anh anlatiyor:
"Resulullah aleyhissalatu vesselam Beni Suleym'den bir grubu Beni Amir'e
gonderdi, -bir rivayette: (annem) Ummu Suleym'in kardesi dayim Haram'i yetmis
suvari icerisinde gonderdi.- (Bi'r-i Mauna'ya vardiklari zaman dayim onlara:
"Ben sizden once gideyim. Eger bana
Resulullah'tan tebligde bulunmam icin eman verilirse (tebligde bulunurum). Eman
vermezlerse, sizler bana yakin bir yerde bulunmus olursunuz" dedi. Ve
ilerledi. Gercekten dayima once eman verdiler. O, kendilerine Resulullah
aleyhissalatu vesselam'dan bahsederken, kendilerinden bir adama ima ile isaret
ettiler. O da dayima ansizin mizrak sapladi. Dayim:
"Allahu ekber, Ka'be'nin Rabbina yemin
olsun, (sehidlik) kazandim!" dedi. Sonra dayimin diger arkadaslarina
yonelip (daga kacan iki kisi haric) hepsini oldurduler. Cibril aleyhisselam
Resulullah aleyhissalatu vesselam'a onlarin Rablerine kavustugunu, allah'in onlardan
razi olup onlari da razi ettigini haber verdi.
Bunun uzerine Aleyhissalatu vesselam bir ay
boyu, Arap kabilelerinden Ril, Zekvan, Usayye ve Beni Lihyan'a sabah namazinda
beddua etti."
Buhari, Megazi 38, Vitr 7, Cihad 9; Muslim,
Mesacid, 297, (677).
FEZARE GAZVESI
4228 - Seleme Ibnu'l-Ekva' radiyallahu anh
anlatiyor: "Bizimle su arasinda bir muddetlik mesafe kalinca Hz. Ebu Bekr
emretti, gece istirahati icin mola verdik. Sonra baskini baslatti. Suya vardi.
Suyun basinda olen oldu, esir alinan esir alindi. Ben halktan bir cemaate
bakiyordum. Icerisinde cocuklar ve kadinlar vardi. Daga benden once varirlar
diye korkarak onlarla dagin arasina bir ok attim. Oku gorunce durdular. Onlari surerek
getirdim. aralarinda Beni Fezare'den bir kadin vardi. Uzerinde deriden bir kas'
vardi. Kas' kuru post demektir. Kadinin yaninda Araplarin en guzelinden bir kiz
vardi. Onlari, surerek Hz. Ebu Bekr radiyallahu anh'a kadar getirdim. Ebu
Bekir, kizi bana hediye etti. Medine'ye kadar geldik. Kizin elbisesini bile
acmadim. Resulullah aleyhissalatu vesselam carsida bana rastladi.
"Ey Seleme, dedi, kadini bana
bagisla!"
"Ey Allah'in Resulu, dedim, vallahi
hosuma gitti, ancak henuz elbisesini bile acmadim."
Ertesi gunu, carsida bana yine rastladi.
"Ey Seleme, ceddine rahmet, kadini bana
bagisla!" buyurdu.
"Ey Allah'in Resulu! dedim, o senindir,
Allah'a yemin olsun, kadinin elbisesini acmadim!"
Sonra Aleyhissalatu vesselam o kadini Mekke'ye
gonderdi ve Mekke'de esir edilen bazi muslumanlarin fidye-i necati yapti."
Muslim, Cihad 46, (1755); Ebu Davud, Cihad
134, (2697).
HENDEK GAZVESI
4229 - Hz. Enes radiyallahu anh anlatiyor:
"Resulullah aleyhissalatu vesselam Hendek'e gitti. Gordu ki Muhacir ve
Ensar soguk bir sabah vakti hendek kaziyorlar. Onlarin, bu isi kendilerine
bedel yapacak koleleri yok. Onlari vuran yorgunluk ve acliklarini gorunce
(siirimsi bir ifade) terennum ettiler:
"Ey Allahim! gercek hayat ahiret
hayatidir,
Ensar ve muhaciri magfiret buyur!"
Calisanlar da O'na soyle mukabele ettiler:
"Biz Muhammed'e bey'at edenleriz
Hayatta kaldikca cihad gayemiz."
Buhari, Megazi 29, 33, 34, 110,
Fedailu'l-Ashab 9, Rikak 1, Ahkam 43; Muslim, Cihad 127, (1805); Tirmizi,
Menakib (3857).
4230 - Hz. Bera radiyallahu anh anlatiyor:
"(Hendek kazarken) Resulullah aleyhissalatu vesselam'i gordum, bizimle
birlikte omuzunda O da toprak tasiyordu. Karninin beyazligini toprak burumustu.
(Bu esnada, ashabi sevke getirmek icin zaman zaman) soyle terennum ediyordu:
"Vallahi Allah olmasaydi hidayeti
bulamazdik,
Ne sadaka verir ne namaz kilardik.
Uzerimize sekinet indir Allahim!
Ayaklarimiza sebat ver Allahim!
Musrikler bize karsi azdilar,
Fitne cikarmak dilerler ama yandilar"
Resulullah bunlari soylerken sesini
yukseltiyordu."
Buhari, Megazi 29, Cihad 34, 161, Kader 16,
Temenni 7; Muslim, Cihad 125, (1803).
Kütüb-i Sitte, İslam dininin en önemli iki kaynağından biri niteliğindeki sünnet
malzemesini meydana getiren ve en sahih (güvenilir) hadislerden oluşan altı
hadis kitabına verilen genel isimdir. Söz konusu bu altı kitap Kur’ân-ı
Kerim’den sonra en sahih kitaplar olarak kabul edilen Buharî ile Müslim’in
Câmiu’s-Sahîh adlı eserleri ile Ebû Davud, Tirmizî, Nesai ve İbn
Mace’nin sünen türündeki eserlerinden ibarettir.Kütüb-i Sitte, Arapça
“kitaplar” manasına gelen “kütüb” kelimesiyle “altı” manasına gelen “sitte”
kelimesinden meydana gelmiş bir tabir olup, “altı kitap” anlamındadır.
.
----
Kategoriler
Hatim - Mukabele | Kuran Suresi | Kuran Meali | Kuran Öğreniyorum |
Kütüb-i Sitte Hadis-i Şerif ( 4221-4230 ) - Kuran Hatim sayfasını izlemektesiniz.
Kur’an’ı Kerim
Allah tarafından gönderilen ilahi kitapların sonuncusu olan Kur’an’ı Kerim, son peygamber Hz. Muhammed’e (s.a.v.) indirilmiştir. Sözlükte toplamak, okumak, bir araya getirmek anlamına gelen Kur’an, terim olarak şöyle tarif edilir:
“Hz. Peygamber’e indirilen, mushaflarda yazılı olup, peygamberimizden bize kadar tevatür yoluyla nakledilmiş olan; okunmasıyla ibadet edilen ve insanlığın benzerini getirmekten aciz kaldığı “ilahi kelâm”dır.
İlahi kitapların en büyük özelliği ve değeri şüphesiz onların Allah’ın sözlerinden ibaret olmalarıdır. Ancak bugün bu özellik sadece Kur’ân-ı Kerîm’e mahsustur. Zira diğer ilâhî kitaplar peygamberlerinden sonra insanlarca tahrifat ile karşı karşıya kalmış ve sonunda bir insanın kaleme aldığı kitaplar haline gelmişlerdir. Zâten Kur’ân-ı Kerîm’in gönderilmesinin bir sebebi de budur. Son vahyedilen ilahi kelam olan Kur’ân-ı Kerîm, kendisinden önce gönderilen ilâhî kitapların bilgi ve hikmetlerini de içeren en mükemmel ilahi kitaptır. Kur’an Son ilahi kitap olması itibarıyla da bizzat Allah’ın muhafazası altındadır. O, hiç değişmeden kıyamete kadar insanlığa kurtuluş ve huzur reçetesi olmaya devam edecektir.
“Hz. Peygamber’e indirilen, mushaflarda yazılı olup, peygamberimizden bize kadar tevatür yoluyla nakledilmiş olan; okunmasıyla ibadet edilen ve insanlığın benzerini getirmekten aciz kaldığı “ilahi kelâm”dır.
İlahi Kitapların Özelliği
İlahi kitapların en büyük özelliği ve değeri şüphesiz onların Allah’ın sözlerinden ibaret olmalarıdır. Ancak bugün bu özellik sadece Kur’ân-ı Kerîm’e mahsustur. Zira diğer ilâhî kitaplar peygamberlerinden sonra insanlarca tahrifat ile karşı karşıya kalmış ve sonunda bir insanın kaleme aldığı kitaplar haline gelmişlerdir. Zâten Kur’ân-ı Kerîm’in gönderilmesinin bir sebebi de budur. Son vahyedilen ilahi kelam olan Kur’ân-ı Kerîm, kendisinden önce gönderilen ilâhî kitapların bilgi ve hikmetlerini de içeren en mükemmel ilahi kitaptır. Kur’an Son ilahi kitap olması itibarıyla da bizzat Allah’ın muhafazası altındadır. O, hiç değişmeden kıyamete kadar insanlığa kurtuluş ve huzur reçetesi olmaya devam edecektir.
KUR’AN’IN NÜZÛLÜ (İNDİRİLMESİ)
Kur’an-ı Kerim, Yüce Allah’tan Hz.Peygamber’e Cebrail aracılığıyla, vahiy yoluyla indirilmiştir. Kolayca ezberlenmesi, kısa zamanda insanlara ulaşması, manasının kolaylıkla anlaşılması, inançların ve hükümlerin müminlerin kalbinde yavaş yavaş kuvvetlenip kökleşmesi için Kur’an bir defada toptan indirilmemiş, yaklaşık yirmi üç senede, peyderpey indirilmiştir.
KURAN-I KERİM NASIL OKUNMALI? KURAN-I KERİM EN GÜZEL NASIL OKUNUR?
Kuran okurken dikkat edilmesi gerekenler
Kuran-ı Kerim'i doğru bir şekilde okumak için harflerin üzerilerindeki uzatmalarına ve mahreç yerlerine dikkat etmek oldukça önemlidir. Harflerin okunuşunu değiştiren medler yani uzatmalar kişinin Kuran-ı Kerim'i nağmeli okumasını sağlamaz. Nağmeli bir şekilde okumak demek, kişinin Kuran-ı Kerim'i okurken oluşturduğu güzel sesiyle dinleyicilerin gönlüne hitap etmesidir.
Nağmeli okunan bir ayet ise insanlara karşı Kuran-ı Kerimin daha fazla okunup, daha fazla dinlenmesini teşvik eder.