Kütüb-i Sitte Hadis-i Şerif ( 3161-3170 )

3161 - Buhari ve Muslim'in Ibnu Mes'ud (radiyallahu anh)'dan rivayetlerine gore, ResuluIlah, fecr-i sadik'i tarif ederken: "0, enlemesine gorulen aydinliktir, uzunlamasina gorulen degil" buyurdu."
Buhari, Ezan 13, Talak 24, Haberu'I-Vahid 1; Muslim, Siyam 40, (1093); Ebu Davud; Savm 17, (2347); Nesai, Savm 30, (4, 148).

3162 - Ebu Hureyre (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Biriniz ezani isitince (yiyip-ictigi) kap elinde ise, ihtiyacini gorunceye kadar onu birakmasin.''
Ebu Davud, Savm 18, (2350).

IFTAR VAKTI

3163 - Hz. Omer (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Gece su taraftan (dogudan) gelince, gunduz de su taraftan (batidan) gidince, gunes de batinca oruclu orucunu acmistir."
Buhari, Savm 43; Muslim, Siyam 51, (1100); Ebu Davud, Savm 19, (2351); Tirmizi, Savm 12, (698).

3164 - Humeyd Ibnu Abdirrahman anlatiyor: "Hz. Omer ve Hz. Osman (radiyallahu anhuma), aksam namazini, gecenin karanligini (ufukta) gorur gormez daha iftariacmadan kilarlar, namazdan sonra da oruclarini acarlardi. Bunu ramazanda yaparlardi."
Muvatta, Siyam 8, (1, 289).

IFTARDA TA'CIL

3165 - Sehl Ibnu Sa'd (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Insanlar iftarda ta'cile yer verdikleri muddetce hayir uzere devam ederler."
Buhari, Savm 45; Muslim, Siyam 48, (1098); Muvatta, Siyam 6, (1, 288); Tirmizi, Savm 13, (699).

3166 - Imam Malik'ten anlatildigina gore, Abdulkerim Ibnu Ebi'I-Muharik'in soyle soyledigini isitmistir: "Nubuvvet (peygamberlik) amellerinden biri de iftarin ta'cili (one alinmasi), sahurun da te'hir edilmesidir.''
Muvatta, Kasru's-Salat 46, (1, 158).

3167 - Hz. Enes (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) namaz kilmazdan once bickac taze hurma ile orucunu acardi. Eger taze hurma yoksa kuru hurma ile acardi. Eger kuru hurma da bulamazsa birkac yudum su yudumlardi."
Ebu Davud, Savm 22, (2556); Tirmizi, Savm 10, (694).

3168 - Mu'az Ibnu Zuhre anlatiyor: "Bana ulasti ki, Resulullah aleyhissalatu vesselam, iftar ettigi zaman su duayi okurdu: "Allahumme leke sumtu ve ala rizkike eftartu. (Ey Allahim senin rizan icin oruc tuttum ve senin rizkinla orucumu aciyorum.)"
Ebu Davud, Savm 22, (2358).

3169 - Mervan Ibnu Salim, Hz. Ibnu Omer radiyallahu anhuma'den naklediyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam orucunu acinca soyle derdi: "Susuzluk gitti, damarlar islandi, insaallah Teala sevap kesinlesti."
Ebu Davud, Savm 22, (2357).
"Rezin, duanin bas kismina "Elhamdulillah" kelimesini ziyade etti.''

3170 - Hz. Enes (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) Ramazan ayinin sonunda oruclari vasletti (yani hic bozmadan birkac gun ard arda devam ettirdi). Onunla birlikte halk da vasletti. Durum ResululIah'a ulasinca:
Eger Ramazan ayi bizim icin uzatilsaydi biz onu oyle bir vaslederdik ki derine dalanlar (asirilar) bundan (asiriliklarindan) vazgecmek zorunda kalirlardi. Ben sizingibi degilim. Ben golgelenirim. Rabbim bana hem yedirir hem de icirir."

Buhari, Savm 48; Tenmenni 9; Muslim, Savm 57-60 (1103-1105); Tirmizi; Savm 62, (778).





Kütüb-i Sitte, İslam dininin en önemli iki kaynağından biri niteliğindeki sünnet malzemesini meydana getiren ve en sahih (güvenilir) hadislerden oluşan altı hadis kitabına verilen genel isimdir. Söz konusu bu altı kitap Kur’ân-ı Kerim’den sonra en sahih kitaplar olarak kabul edilen Buharî ile Müslim’in Câmiu’s-Sahîh adlı eserleri ile Ebû Davud, Tirmizî, Nesai ve İbn Mace’nin sünen türündeki eserlerinden ibarettir.Kütüb-i Sitte, Arapça “kitaplar” manasına gelen “kütüb” kelimesiyle “altı” manasına gelen “sitte” kelimesinden meydana gelmiş bir tabir olup, “altı kitap” anlamındadır.
.



----

Kütüb-i Sitte Hadis-i Şerif ( 3161-3170 ) - Kuran Hatim sayfasını izlemektesiniz.



Kur’an’ı Kerim

Allah tarafından gönderilen ilahi kitapların sonuncusu olan Kur’an’ı Kerim, son peygamber Hz. Muhammed’e (s.a.v.) indirilmiştir. Sözlükte toplamak, okumak, bir araya getirmek anlamına gelen Kur’an, terim olarak şöyle tarif edilir:

“Hz. Peygamber’e indirilen, mushaflarda yazılı olup, peygamberimizden bize kadar tevatür yoluyla nakledilmiş olan; okunmasıyla ibadet edilen ve insanlığın benzerini getirmekten aciz kaldığı “ilahi kelâm”dır.

İlahi Kitapların Özelliği


İlahi kitapların en büyük özelliği ve değeri şüphesiz onların Allah’ın sözlerinden ibaret olmalarıdır. Ancak bugün bu özellik sadece Kur’ân-ı Kerîm’e mahsustur. Zira diğer ilâhî kitaplar peygamberlerinden sonra insanlarca tahrifat ile karşı karşıya kalmış ve sonunda bir insanın kaleme aldığı kitaplar haline gelmişlerdir. Zâten Kur’ân-ı Kerîm’in gönderilmesinin bir sebebi de budur. Son vahyedilen ilahi kelam olan Kur’ân-ı Kerîm, kendisinden önce gönderilen ilâhî kitapların bilgi ve hikmetlerini de içeren en mükemmel ilahi kitaptır. Kur’an Son ilahi kitap olması itibarıyla da bizzat Allah’ın muhafazası altındadır. O, hiç değişmeden kıyamete kadar insanlığa kurtuluş ve huzur reçetesi olmaya devam edecektir.

KUR’AN’IN NÜZÛLÜ (İNDİRİLMESİ)


Kur’an-ı Kerim, Yüce Allah’tan Hz.Peygamber’e Cebrail aracılığıyla, vahiy yoluyla indirilmiştir. Kolayca ezberlenmesi, kısa zamanda insanlara ulaşması, manasının kolaylıkla anlaşılması, inançların ve hükümlerin müminlerin kalbinde yavaş yavaş kuvvetlenip kökleşmesi için Kur’an bir defada toptan indirilmemiş, yaklaşık yirmi üç senede, peyderpey indirilmiştir.

KURAN-I KERİM NASIL OKUNMALI? KURAN-I KERİM EN GÜZEL NASIL OKUNUR?

Kuran okurken dikkat edilmesi gerekenler

Kuran-ı Kerim'i doğru bir şekilde okumak için harflerin üzerilerindeki uzatmalarına ve mahreç yerlerine dikkat etmek oldukça önemlidir. Harflerin okunuşunu değiştiren medler yani uzatmalar kişinin Kuran-ı Kerim'i nağmeli okumasını sağlamaz. Nağmeli bir şekilde okumak demek, kişinin Kuran-ı Kerim'i okurken oluşturduğu güzel sesiyle dinleyicilerin gönlüne hitap etmesidir.

Nağmeli okunan bir ayet ise insanlara karşı Kuran-ı Kerimin daha fazla okunup, daha fazla dinlenmesini teşvik eder.