Kütüb-i Sitte Hadis-i Şerif ( 3151-3160 )

3151 - Yine Ebu Hureyre (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) Arefe gunu Arafat'da oruc tutmayi yasakladi.''
Ebu Davud, Savm 63, (2440).

3152 - Yine Hz. Ebu Hureyre (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Sizden hic kimse, cum'agunu oruc tutmasin. Ancak bir gun onceden veya sonradan oruc tutuyorsa bu takdirde cum'a gunu de oruc tutabilir."

3153 - Muslim'in bir rivayetinde soyle gelmistir: "Cum'a gecesini, diger geceler arasinda gece namazina tahsis etmeyin, cum'a gununu de diger gunler arasinda oruc gunu olarak tayin etmeyin, ancak birinizin tutmakta oldugu oruc arasina denk gelirse o haric."
Buhari, Savm 63; Muslim, Siyam 147, 148; Ebu Davud, Savm 50, (2420); Tirmizi, Savm 42, (743).

3154 - Abdullah Ibnu Busr es-Sulemi, kizkardesi es-Samma (radiyallahu anh)'dan naklediyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Cumartesi gunu oruc tutmayin, ancak Allah'in size farzettigi seyde o gun oruc tutarsiniz. Biriniz yiyecek nev'inden bir sey bulamaz da sadece uzum (asmasi) kabugu veya bir agac copu bulacak olsa onu agzinda cignesin (ve yine de cumartesi gunu oruclu olmasin).''
Ebu Davud, Savm 51, (2421); Tirmizi, Savm 43, (744); Ibnu Mace, Siyam 38, (1726); Ebu Davud hadisin mensuh oldugunu soylemistir. Tirmizi de hasen demistir.

ORUCUN SUNNETLERI

3155 - Hz. Enes (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Sahur yemegi yiyin, zira sahurda bereket var."
Buhari, Savm 20, Muslim, Siyam 45, (1095); Tirmizi, Savm 17, (708); Nesai, Savm 18, (4, 141).

3156 - Amr Ibnu'I-As (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Bizim orucumuzla Ehl-i Kitab'in orucunu ayiran fark sahur yemegidir.''
Muslim, Siyam 46, (1096); Ebu Davud, Savm 15, (2343); Tirmizi, Savm 17, (709); Nesai, Savm 27, (4, 146).

3157 - Zeyd Ibnu Sabit (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'Ia birlikte sahur yemegi yedik, sonra namaza kalktik.'' Kendisine: "(Yemekle sahur) arasinda ne kadar zaman gecti?'' diye sorulmustu, su cevabi verdi: "Elli ayet (okuyacak) kadar!"
Buhari, Savm 19, Mevakitu's-Salat 27, Teheccud 8; Muslim, Siyam 47, (1097); Tirmizi, Savm 14, (703); Nesai, Savm 21, 22, (4, 143).

3158 - Sehl Ibnu Sa'd (radiyallahu anh) anlatiyor: "Ben ailem icerisinde sahuryemegi yiyordum. Sonra ben, sabah namazini Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'Ia birlikte kilmak icin sur'atli yiyordum."
Buhari, Savm 19, Mevakit, 27.

3159 - Zirr Ibnu Hubeys anlatiyor: "Huzeyfe (radiyallahu anh)'ye: "Sen Resulullah (aleyhissalatu vesselam) ile birlikte hangi vakitte sahur yedin?'' diye sorduk. Su cevabi verdi: "Gunduzdu,ancak gunes dogmamisti.''
Nesai, Savm 20, (4, 142).

3160 - Talk Ibnu Ali (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Fecr-i kazib size mani olmasin, fecr-i sadik karsiniza cikincaya kadar yiyin icin.''

Ebu Davud, Savm 17, (2348); Tirmizi, Savm 15, (705).



Kütüb-i Sitte, İslam dininin en önemli iki kaynağından biri niteliğindeki sünnet malzemesini meydana getiren ve en sahih (güvenilir) hadislerden oluşan altı hadis kitabına verilen genel isimdir. Söz konusu bu altı kitap Kur’ân-ı Kerim’den sonra en sahih kitaplar olarak kabul edilen Buharî ile Müslim’in Câmiu’s-Sahîh adlı eserleri ile Ebû Davud, Tirmizî, Nesai ve İbn Mace’nin sünen türündeki eserlerinden ibarettir.Kütüb-i Sitte, Arapça “kitaplar” manasına gelen “kütüb” kelimesiyle “altı” manasına gelen “sitte” kelimesinden meydana gelmiş bir tabir olup, “altı kitap” anlamındadır.
.



----

Kütüb-i Sitte Hadis-i Şerif ( 3151-3160 ) - Kuran Hatim sayfasını izlemektesiniz.



Kur’an’ı Kerim

Allah tarafından gönderilen ilahi kitapların sonuncusu olan Kur’an’ı Kerim, son peygamber Hz. Muhammed’e (s.a.v.) indirilmiştir. Sözlükte toplamak, okumak, bir araya getirmek anlamına gelen Kur’an, terim olarak şöyle tarif edilir:

“Hz. Peygamber’e indirilen, mushaflarda yazılı olup, peygamberimizden bize kadar tevatür yoluyla nakledilmiş olan; okunmasıyla ibadet edilen ve insanlığın benzerini getirmekten aciz kaldığı “ilahi kelâm”dır.

İlahi Kitapların Özelliği


İlahi kitapların en büyük özelliği ve değeri şüphesiz onların Allah’ın sözlerinden ibaret olmalarıdır. Ancak bugün bu özellik sadece Kur’ân-ı Kerîm’e mahsustur. Zira diğer ilâhî kitaplar peygamberlerinden sonra insanlarca tahrifat ile karşı karşıya kalmış ve sonunda bir insanın kaleme aldığı kitaplar haline gelmişlerdir. Zâten Kur’ân-ı Kerîm’in gönderilmesinin bir sebebi de budur. Son vahyedilen ilahi kelam olan Kur’ân-ı Kerîm, kendisinden önce gönderilen ilâhî kitapların bilgi ve hikmetlerini de içeren en mükemmel ilahi kitaptır. Kur’an Son ilahi kitap olması itibarıyla da bizzat Allah’ın muhafazası altındadır. O, hiç değişmeden kıyamete kadar insanlığa kurtuluş ve huzur reçetesi olmaya devam edecektir.

KUR’AN’IN NÜZÛLÜ (İNDİRİLMESİ)


Kur’an-ı Kerim, Yüce Allah’tan Hz.Peygamber’e Cebrail aracılığıyla, vahiy yoluyla indirilmiştir. Kolayca ezberlenmesi, kısa zamanda insanlara ulaşması, manasının kolaylıkla anlaşılması, inançların ve hükümlerin müminlerin kalbinde yavaş yavaş kuvvetlenip kökleşmesi için Kur’an bir defada toptan indirilmemiş, yaklaşık yirmi üç senede, peyderpey indirilmiştir.

KURAN-I KERİM NASIL OKUNMALI? KURAN-I KERİM EN GÜZEL NASIL OKUNUR?

Kuran okurken dikkat edilmesi gerekenler

Kuran-ı Kerim'i doğru bir şekilde okumak için harflerin üzerilerindeki uzatmalarına ve mahreç yerlerine dikkat etmek oldukça önemlidir. Harflerin okunuşunu değiştiren medler yani uzatmalar kişinin Kuran-ı Kerim'i nağmeli okumasını sağlamaz. Nağmeli bir şekilde okumak demek, kişinin Kuran-ı Kerim'i okurken oluşturduğu güzel sesiyle dinleyicilerin gönlüne hitap etmesidir.

Nağmeli okunan bir ayet ise insanlara karşı Kuran-ı Kerimin daha fazla okunup, daha fazla dinlenmesini teşvik eder.