Kütüb-i Sitte Hadis-i Şerif ( 3041-3050 )

3041 - Avf Ibnu Malik (radiyallahu anli) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) bir cenazenin namazini kildirdi. Okudugu duadan sunlari ezberledik:
"Allahim, sunu magfiret et ve suna rahmet eyle. Afiyet ver, affeyle, vardigi yerde ikramda bulun, girdigi yeri genislet. Onun (gunalarini) kar ve buzla yika, hatalardan pak eyle, tipki elbisenin kirden pak edilmesi gibi. Onu dunyadaki evinden daha iyi bir eve, ailesinden daha hayirli bir aileye koy,esinden daha hayirli bir ese ulastir. Onu kabir azabindan, ates azabindan sakindir.''
Avf (radiyallahu anh) der ki: "(Resulullah'in bu dualarini isitince) o olunun yerinde kendimin olmasini temenni ettim.''
Muslim, Cenaiz 85, (963); Tirmizi, Cenaiz 38, (1025); Nesai, Cenaiz 77, (4, 73).

3042 - Hasan Basri (rahimehullah): "C'ocuk uzerine‚ Fatiha okunur'' der ve soyle dua ederdi: "Ey Allahim; bunu bize oncu yap, karsilayici kil, (ahiret) azigi ve ucret yap."
Buhari, Cenaiz 66. (Bab basliginda senetsiz olarak gecmistir.)

3043 - Ata (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) oglu Ibrahim (ölünce) uzerine namaz kildirdi. O zaman cocuk yetmisinci gununde idi."
Ebu Davud, Cenaiz 53, (3188).

3044 - Hz. Cabir (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Cocuk (dogumunda) aglamadan olurse uzerine namaz kilinmaz, varis olmaz, ona da varis olunmaz."
Tirmizi, Cenaiz 43, (1032); Ibnu Mace, Cenaiz 26, (1508).

3045 - Hz. Aise (radiyallahu anha) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'in oglu Ibrahim onsekiz aylik iken oldu; Aleyhissalatu vesselam, uzerine namaz kilmadi.''
Ebu Davud, Cenaiz 53, (3187).

3046 - Nafi Ibnu Ebi Galib anlatiyor: "Hz. Enes (radiyallahu anh) bir erkegin cenaze namazini kildirmisti. Basinin yaninda durdu. Dort kere tekbir getirdi. Bir kadin uzerine de namaz kildirdi. Kadinin arka tarafinda durdu, dort kere tekbir getirdi. Kendisine,Resulullah boyle mi yapardi?'' dendi. "Evet!'' cevabini verdi.''
Ebu Davud, Cenaiz 57, (3194); Tirmizi, Cenaiz 45, (1034).

3047 - Hz. Osman, Hz. Ebu Hureyre, Ibnu Omer (radiyallahu anhuma) hazerati eikek ve kadinlarin cenazeleri icin namaz kilarlardi. Erkekleri imimamin yanina, kadinlari da kible cihetine koyarlardi."
Muvatta; Cenaiz 24, (1, 230).

3048 - Muhammed Ibnu Ebi Harmele anlatiyor: "Zeyneb Bintu Ebi Seleme olmustu, o sirada Medine valisi Tarik idi. Sabah namazindan sonra cenazesi getirildi ve Baki mezarligina konuldu. Tarik, sabah namazini alaca karanlikta kilardi. Ibnu Omer radiyallahu anhuma cenazenin sahibine:
"Cenazenizi namazi ister hemen kilin, isterseniz gunesin yukselmesine kadar te'hir edin" dedi."
Muvatta, Cenaiz 20, (1, 229).

3049 - Nafi anlatiyor: "Ibnu Omer (radiyallahu anhuma), sabah ve ikindi namazlari vaktinde kilinmis ise bunlardan sonra cenaze namazi kilardi."
Muvatta, Cenaiz 21, (1, 229).
Buhari'nin bab basliginda, senetsiz olarak su rivayet kaydedilmistir: "Ibnu Omer mutlaka tahir olarak cenaze namazi kilardi. Gunes dogarken ve batarken cenaze namazi kilmazdi. Ellerini (de her tekbirde) kaldirirdi."
Buhari, Cenaiz 57.

3050 - Hz. Aise (radiyallaliu anha) 'den anlatildigina gore, Sa'd Ibnu Ebi Vakkas (radiyallahu anh) vefat ettigi zaman, Hz. Aise:
"Onu mescide sokun da ben de uzerine namaz kilayim'' dedi. Ancak onun bu teklifi yadirgandi ve husn-u kabul gormedi. Bunun uzerine Hz. Aise:
"Insanlar ne cabuk unutuyorlar, Allah'a yemin olsun Resulullah (aleyhissalatu vesselam) Beyza'nin iki oglu Suheyl ve kardesinin namazlarini mescidin icinde kildirdi" dedi."

Muslim, Cenaiz 99, (973), Muvatta, 22, (1, 229); Ebu Davud, Cenaiz 54, (3189, 3190); Tirmizi, Cenaiz 44, (1033); Nesai, Cenaiz 70, (4, 68).




Kütüb-i Sitte, İslam dininin en önemli iki kaynağından biri niteliğindeki sünnet malzemesini meydana getiren ve en sahih (güvenilir) hadislerden oluşan altı hadis kitabına verilen genel isimdir. Söz konusu bu altı kitap Kur’ân-ı Kerim’den sonra en sahih kitaplar olarak kabul edilen Buharî ile Müslim’in Câmiu’s-Sahîh adlı eserleri ile Ebû Davud, Tirmizî, Nesai ve İbn Mace’nin sünen türündeki eserlerinden ibarettir.Kütüb-i Sitte, Arapça “kitaplar” manasına gelen “kütüb” kelimesiyle “altı” manasına gelen “sitte” kelimesinden meydana gelmiş bir tabir olup, “altı kitap” anlamındadır.
.



----

Kütüb-i Sitte Hadis-i Şerif ( 3041-3050 ) - Kuran Hatim sayfasını izlemektesiniz.



Kur’an’ı Kerim

Allah tarafından gönderilen ilahi kitapların sonuncusu olan Kur’an’ı Kerim, son peygamber Hz. Muhammed’e (s.a.v.) indirilmiştir. Sözlükte toplamak, okumak, bir araya getirmek anlamına gelen Kur’an, terim olarak şöyle tarif edilir:

“Hz. Peygamber’e indirilen, mushaflarda yazılı olup, peygamberimizden bize kadar tevatür yoluyla nakledilmiş olan; okunmasıyla ibadet edilen ve insanlığın benzerini getirmekten aciz kaldığı “ilahi kelâm”dır.

İlahi Kitapların Özelliği


İlahi kitapların en büyük özelliği ve değeri şüphesiz onların Allah’ın sözlerinden ibaret olmalarıdır. Ancak bugün bu özellik sadece Kur’ân-ı Kerîm’e mahsustur. Zira diğer ilâhî kitaplar peygamberlerinden sonra insanlarca tahrifat ile karşı karşıya kalmış ve sonunda bir insanın kaleme aldığı kitaplar haline gelmişlerdir. Zâten Kur’ân-ı Kerîm’in gönderilmesinin bir sebebi de budur. Son vahyedilen ilahi kelam olan Kur’ân-ı Kerîm, kendisinden önce gönderilen ilâhî kitapların bilgi ve hikmetlerini de içeren en mükemmel ilahi kitaptır. Kur’an Son ilahi kitap olması itibarıyla da bizzat Allah’ın muhafazası altındadır. O, hiç değişmeden kıyamete kadar insanlığa kurtuluş ve huzur reçetesi olmaya devam edecektir.

KUR’AN’IN NÜZÛLÜ (İNDİRİLMESİ)


Kur’an-ı Kerim, Yüce Allah’tan Hz.Peygamber’e Cebrail aracılığıyla, vahiy yoluyla indirilmiştir. Kolayca ezberlenmesi, kısa zamanda insanlara ulaşması, manasının kolaylıkla anlaşılması, inançların ve hükümlerin müminlerin kalbinde yavaş yavaş kuvvetlenip kökleşmesi için Kur’an bir defada toptan indirilmemiş, yaklaşık yirmi üç senede, peyderpey indirilmiştir.

KURAN-I KERİM NASIL OKUNMALI? KURAN-I KERİM EN GÜZEL NASIL OKUNUR?

Kuran okurken dikkat edilmesi gerekenler

Kuran-ı Kerim'i doğru bir şekilde okumak için harflerin üzerilerindeki uzatmalarına ve mahreç yerlerine dikkat etmek oldukça önemlidir. Harflerin okunuşunu değiştiren medler yani uzatmalar kişinin Kuran-ı Kerim'i nağmeli okumasını sağlamaz. Nağmeli bir şekilde okumak demek, kişinin Kuran-ı Kerim'i okurken oluşturduğu güzel sesiyle dinleyicilerin gönlüne hitap etmesidir.

Nağmeli okunan bir ayet ise insanlara karşı Kuran-ı Kerimin daha fazla okunup, daha fazla dinlenmesini teşvik eder.